Hormonlu büyüme (13 Haziran 2017)
2017 ilk çeyreğinde (Ocak-Şubat-Mart) Gayri Safi Yurt İçi Hasıla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5 oranında büyüdü. Son tespitlere göre nüfus artış oranı yüzde 1.5 olduğuna göre, ilk çeyrek fert başına büyüme oranı yüzde 3.45 oldu.
IMF'nin, 2017 için gelişmekte olan ülkeler ortalama büyüme tahmini yüzde 4.5'tir. Yüzde 5 büyüme bugünkü dünya ekonomik konjonktürüne göre daha yüksektir.
Ancak, işi slogana dökmeden iki önemli tespit yapmak zorundayız... Birisi bu büyüme yeterli mi İkincisi ise büyüme devam eder mi?
1- Gelir artışını fert başına büyüme gösterir. Türkiye'nin kaynak yaratması ve dış kaynak ihtiyacından kurtulması için fert başına gelir artışının yüksek olması gerekir. Ayrıca Türkiye'nin dış borçlarını ödeyebilmesi için de, önce gelir yaratması sonra da bu geliri dövize çevirmesi gerekir. Bunun için en az yüzde 6-7 oranında büyümesine ihtiyaç var.
2- Büyümenin sürekli ve kalıcı olması için, sabit sermaye yatırımlarının artması gerekir. Oysa ki, 2017 ilk çeyrekte, sabit sermaye oluşumunda büyüme düşük kalmış, yüzde 2.2 olmuş.
Aslında yerli ve yabancı doğrudan sabit sermaye olarak yatırım eğilimi düşüktür. Söz gelimi, Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırım sermayesinin, dünya gelişmekte olan ülkelere giden toplam yabancı sermaye içindeki payı 2006 yılında yüzde 5 iken 2016 yılında yüzde 1.9'a gerilemiştir.
Özel tüketim harcamalarında artış yüzde 5.1 ve kamu harcamalarında artış yüzde 9.4 yüksek olmuş... Harcamaların artmasının yatırımları uyarması gerekir. Zira malını satacağını düşünen herkes yatırım yapar. Ne var ki herkes harcamalardaki artışın, referandum nedeniyle, hükümetin yaptığı vergi indirimi ve kredi desteği gibi nedenlerle meydana geldiğini biliyor. Yani talep artışına kalıcı gözle bakmıyor. Daha önemlisi de bugünkü OHAL ortamında ve dahası yargı siteminin tartışıldığı bir ortamda kimse yatırım yapmaz.
İlk çeyrekte, ihracatın yüzde 10.6 oranında buna karşılık ithalatın yüzde 0.8 oranında artması umut veren bir gelişmedir. (Aşağıdaki tablo.)
GSYH Büyüme (Yüzde)
--------------------------------------------------------------------------------
Sektör Büyüme Harcama Büyüme
-------------- --------------- ----------------------------- --------------
Tarım 3.2 Özel Tüketim 5.1
Sanayi 5.3 Devlet Tüketimi 9.4
İnşaat 3.7 Yatırım 2.2
Hizmetler 5.2 İhracat 10.6
İthalat 0.8
-------------------------------- ------------------------------------------
Büyüme 5.0 Büyüme 5.0
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Böyle devam ederse, üretimin dışa, ithalat ara malı ve ham maddeye olan bağımlılığı azalmış olacaktır.
Öte yandan büyümeye en büyük katkı tüketimden, sonra da ihracattan geliyor. Artan tüketim harcamalarının bir kısmı stoklardan karşılanıyor.
Yatırımların büyümeye katkısı çok zayıf kalmış. (Aşağıdaki tablo.)
Büyümeye Katkı
----------------------------------------------------------------------------------
GSYH
İçindeki
Pay Büyüme Katkı
--------------- ---------------- --------------
Özel Tüketimi 60.7 5.1 3.10
Devlet Tüketimi 15.1 9.4 1.42
Yatırım 29.1 2.2 0.64
Stok Değişme - 1.2 - - 1.89
İhracat 27.1 10.6 2.87
İthalat 30.8 0.8 - 0.25
GSYH 100.0 5.0 5.0
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Büyümenin gelir dağılımı üstünde olumsuz etkisi olmuş. İş gücü ödemelerinin gayrisafi katma değer içerisindeki payı geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 41 iken, 2017 yılının birinci çeyreğinde yüzde 39,7'ye gerilemiş. Buna karşılık net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 39,5'ten yüzde 41,3'e yükselmiş.
Bu yılın ikinci çeyreğinde de, tüketimin teşviki nedeniyle büyüme olabilir. Ancak devam etmez. Ekonomide barut bittiği için ve yatırım yapılmadığı için büyüme de devam etmez. Bunun için de erken seçim olabilir.