Hop, hop!.. Temas yok!..
Annem Karadeniz'in kuzeyinden. Bu yüzden Çerkez inadını birebir yaşayan soydan geliyor. Babam ise Selanik-Katrin doğumlu bir annenin çocuğu. Bu nedenle zaman içinde çok sık inadım tutar. Hatta bazen kendi köklerimle dalga geçerim, "Bana bakmayın, ben böyle bir karışımdan geliyorum" derim.
Tam bu noktada İstanbul Havalimanı'ndaki görevliye hakaret eden Bodrum yolcusu kadını hiç unutmuyorum.
Ne demişti üstüne yürüyen görevliye; "Hop, hop!... Temas yok!.."
Atatürk karşıtlığı
Dikkatlerden kaçırmayın; bu kez de içinde Atatürk adı geçen bir milli bayramı geçiştirdiler.
Doğrusu bu işte artık art niyet aramaya başladım. Ne oluyor da Atatürk'ün armağan ettiği bayramlar hep kutlanmıyor.
Mekanı cennet Süleyman Baba gibi "Şapkamı kaptırmam arkadaş"ı şimdiden devreye sokuyorum.
***
Şapka demişken, olayı bir de benden dinleyin. Baba'yı çıldırtan ve elinden şapkasını zor kurtardığı şahıs oto galericiliği yapan biriydi. İETT emeklisi, adı da Kemal Bal. Dünya tatlısı bir insan. Hâlâ, "O, fötrü nasıl geri verdim?" diye başını dövüyor. Beni her gördüğünde bu olayı hayıflanarak anlatıyor.
En önemlisi
Tercüman'dan Yeniçağ'a kadar en önemli şeyimi bilmeyen kalmadı; Beşiktaş.
Çünkü bu camia inanılmaz vefalıdır. Hele Süleyman Seba'lı muhteşem sofra muhabbetlerini unutmak mümkün değil. Bu siyah-beyaz aşkımla ilgili mesaj almadığım tek gün hatırlamıyorum.
İki örnek
Önce Beşiktaş Divan Başkanı Tevfik Yamantürk'den aldığım mesajı aktarayım:
"Burhan Bey;
Şahsımdan bahisle destek ve güç veren yazınızı okudum.
İlgi ve alakanıza teşekkür ederim. İçinde bulunduğumuz şu sıkıntılı günler sona erdiğinde bir araya gelme dileğiyle saygılar sunarım. Tevfik Yamantürk"
Diğeri ise Fethiye'den Gültekinoğlu Salih Özpideciler'in. Köşemi dolduracak kadar övgüyle dolu:
"Sayın Burhan Ayeri;
Yeniçağ gazetesinin okuru ve abonesiyim. Bazı günler 2'şer 3'er alıp çevremedeki çay ocaklarına bırakırım. Bayimin evime bıraktığı Yeniçağ gazetesini ise 1. sayfadan başlayıp sonra diğer sayfalara geçerek satır satır okurum. Bana göre, dahiyane düşüncelerini karikatürlerine yansıtan Emre Ulaş kardeşimin hakkını da vermeliyim.
Ardından, tamamen en ulvi hislerimle sizin köşenize gelerek -doğuştan Beşiktaşlı- sizi okumaya başlarım. Ahde vefalı olduğunu gördüğün insanlara karşı bambaşka duygulara kapılıyorum.
Rahmetliler
Beşiktaş beyefendisi, kaptan, başkan merhum Süleyman Seba ağabeyimin yanında olmuş o güleç yüzlü Cenk Koray'ın adının torununuzda yaşadığını okuyunca ruhum, gönlüm Barbaros'un gemilerini bağladığı rıhtımın adının beş taştan Beşiktaş'a dönüştüğünü, herhangi bir noktasında Çarşı ve Köyiçi'nden gönülleri dolaşarak ruhumun Yıldız tepesine yükseldiğini hissederim.
Rahmetli İrfan Ülkü'yü de anarak yine bir çok yiğidin hakkını vermeniz, sizi gazetecilikte baş köşeye yerleştiriyor.
Bizden 20, bazılarımızdan 25 yaş üstü haliyle Ülkü'nün İstiklal Marşı şefliğini asla unutmuyorum.
Ne Mutlu Türk'üm diyene. Tanrı Türkü korusun ve Yüceltsin. Gültekinoğlu Salih Özpideciler"
ÖZEL NOT: Sevgili Alaattin Demirtaş'a da bir notum var. Bizi kendince eleştirmesinde haklı olabilir. Ancak ne olursa olsun diğer değerli isimleri tahrikten kaçınmalıyız.
EPDK ve İGDAŞ
"Merhala Burhan Baba;
Rahmetli babamın gazetesi Tercüman'dan beri takipçinizim. Siz değerli büyüğümden bir konuyu dile getirmeniz için yazıyorum.
İGDAŞ'ın faturalarına bakılırken ne olur bir de elektriğe göz atılsın.
Salgın sürecinden önce 70-80 TL gelen elektrik faturaları son iki ayda 140-150 liralara fırladı.
Yanlışanlaşılmasın, bunu söyleyen ben CHP'li falan değilim.
Saygı ve hürmetle ellerinizden öperim"
Bu da Bekir Öztürk'ün ricası. Yerine getirmek de yetkililere kalıyor.
Gününsözü
Dertsizlik de bir gün dert olur. Ali Suad