Hiç değişmemişler arkadaş
Şöyle bir bakalım siyasete;
Ak Parti hesapları gözden geçiriyor.. Cumhurbaşkanlığı için yüzde 50+1'i, ortağının desteğine rağmen alamayacağını en iyi bilen kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan.. Malumunuz kendisi bir anket kurdudur..
CHP, doğru ya da yanlış bulursunuz bilmem, belli ki ittifak mevzuunda yelpazeyi genişleterek yükselen çıtayı aşmayı planlıyor.. 2018'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde, çatı aday olmasını istedikleri Abdullah Gül için mi yapılıyor planlar, yoksa farklı bir aday mı çıkacak, zaman gösterecek..
Saadet Partisi bir anda lider turlarına başladı.. Belli ki yeni hesapların devreye girdiği süreçte 'özgül ağırlık' hissi yaratmayı planlıyor.. Temel beyin Cumhurbaşkanı ve İYİ Parti Genel Başkanı'nın ardından ziyaretlerini sürdüreceği görülüyor..
Ak Parti için hikayenin sonuna gelindiği genel kabul görüyor.. Dolayısıyla, memleket yanarken ağzını açmayanlar, şimdilerde yeni parti kurup, sebebi oldukları sorunları çözmeyi vadedecekler gibi görünüyor..
Kim onlar? Her ne kadar perde arkasında gibi dursa da, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu..
Herkes neyin ne olduğunu biliyor ama, Abdullah Gül perde arkası izleniminde dikkatli.. Aslında dikkatliydi.. Ne zamana kadar? Meşhur gazeteci, Fetullah Gülen'in mesajcısı Fehmi Koru devreye girinceye kadar.. Çünkü Fehmi Koru'nun, 'Siyaset dizaynı' hevesli analizleri başladı..
Düne kadar, özel uçaklar tahsis edilerek Pensilvanya'ya gönderilen ulak sıfatıyla yapmaya çalıştığı işi, şimdilik imkanlar ölçüsünde yazılarıyla yapmaya çalışacak gibi görünüyor..
**
Neden girdim Fehmi Koru mevzuuna.. Çünkü dün kendisi siyasi okuma yaptığı yazısında sınırları hayli zorladı..
Meşhur toplantısına davet alıp katılana kadar "Bilderberg düşmanı" olan Fehmi bey, Ak Partili Faruk Çelik'in, "Yüzde 40 oy alan ilk turda Cumhurbaşkanı olsun.. İkinci turla uğraşmayalım" şeklindeki dahiyane önerisi üzerinden yorum yapmış..
Özetle diyor ki;
- Ak Parti'nin gerçeği gördüğü belli.. Faruk Çelik'in "Seçim için yüzde 40 yeterli olmalı" açıklaması onun da bu hesabı yapanlardan olduğunun işareti. Zaten, galiba bu sebeple, 'Cumhur İttifakı' içerisine İYİ Parti'yi de çekme planları gündeme geliyor.
İYİ Parti'yi Cumhur ittifakına çekme çabaları?
Valla mevzunun göbeğinde olduğum için iyi biliyorum, bu çabanın "çekme" değil, bizatihi "itme" çabası olduğunu görüyorum..
Neden ve kim itmeyi istiyor? Tabi ki Fehmi Koru'nun "gizli sözcülüğünü" yaptığı Abdullah Gül-Ali Babacan cephesi..
Peki neden?
Çünkü, hatırlayın 2018'deki Cumhurbaşkanlığı döneminde, CHP ve Saadet Partisi'nin, Millet ittifakının 'Çatı adayımız Abdullah Gül olsun' önerisine İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ne cevap vermişti;
-Abdullah bey kıymetli bir siyasetçidir.. Ancak Türkiye'yi, aynı anlayışın iki ismi arasına sıkıştırmaya hakkımız yok.. Ben milletime de, partime de söz verdim, Cumhurbaşkanı adayıyım..
Dolayısıyla, İYİ Parti'yi Millet ittifakının dışında görmeyi istemek, ilk seçimde yeniden 'Çatı adaylığı' gündeme getirmeye hazırlananlar için gayet mantıklı.. Çünkü Meral Akşener o noktada oyunu bozuyor..
Bu sebeple, Fehmi Koru'nun da, böyle bir heves ve beklenti içinde olması doğal..
**
Ama bir nokta var ki, nezaket ve adap sınırlarını zorlamakla kalmayıp, bildiğin aşıyor.. Neresi orası?
Diyor ki Fehmi Koru;
-Komplo teorisi olmayan teoriler.
MHP ile İYİ Parti aynı kökenden insanların içinde yer aldıkları partiler. Birinin başında Devlet Bahçeli'nin, diğerinin başında Meral Akşener'in olması bir araya gelemeyeceklerinin garantisi gibi görülüyor. Bu görüş yanlış olmayabilir de.
Peki, ya iki parti liderinden biri denklemden çıkarsa ve bu durum da buluşmayı kolaylaştırırsa?
Hayır, iki liderin bir hafta içerisinde birbiri ardına hastanelik olmaları sonrası ortalığı saran komplo teorileri türünden bir denklem-dışı kalıştan söz etmiyorum. Biri, (büyük ihtimalle Meral Akşener olabilir bu 'biri' dediğim) kendiliğinden kenara çekilebilir pekala.
**
Ciddiyete bakar mısınız? Bir siyasi parti genel başkanına, 'pekala' gibi bir ekran koruyucuyla, temenni iletiliyor..
Oldu baba..
Türkiye'nin ekonomiden siyasete, dış politikadan ahlaki erozyona kadar yaşadığı tüm sorunların sebebi olanlar sus pus otururken, büyük bir cesaretle ortaya çıkıp sorumluluk alan,
Bütün alçakça saldırılara dişini sıkıp direnen,
Dünün sorumluları, yalanlar karşısında susup-sinerken gerçekleri haykıran,
Bu uğurda kan içip kızılcık şerbeti diyen Meral Akşener, onun cesaretinden güç alıp sahneye çıkanlar için kenara çekilebilir pekala, öyle mi?
Enteresan.. Sanırsın memleket darı ambarı..
**
"Komplo teorilerini" pek seven Fehmi Koru, iki liderin sağlık sorunlarından siyasi dizaynın ilk adımlarını üretiyor ya, komplo teorisyenleri bile eminim şapka çıkarır..
Virütik bir durumdan teori üretmek, ancak, beyne sızmış virüsle mümkündür..
**
Tabi sahayı temiz bulmak istiyor yeni oluşumlar.. Bu siyaseten tabiidir de..
Ancak, bırakın mesleki konumumu, bir seçmen olarak sahneye çıkıp, sandık da meydana geldiğinde ben soracağım mesela;
-Türkiye'yi bugünlere getiren tüm politikaların altında imzası olanlar, yani sorunlarımızdan sorumlu olanlar, sebep oldukları meseleleri mi halledecekler?
Tek bir örnek vereyim..
Diyor ki Meral Akşener;
-Türkiye 'ÜRETEN BİR EKONOMİK MODELE' geçmeden bu sorunları aşamaz.. Üretip kazanmazsak, bu sarmaldan çıkamayız.. O yüzden, şu şu şu adımları bir an önce atmalıyız..
Diyor ki Ali Babacan;
-Türkiye'nin krizi atlatabilmesi için paraya ihtiyacı var.. Ben bu parayı bulurum..
Bu ne demek? 17 yıldır sıcak paraya esir edilen memleketi, yeni esaretlerle düze çıkarmayı vadetmek demek..
Sorunun sebebi, çözümün kaynağı olacak.. Hem de sorunu yaratan yöntemlerle..
**
Dolayısıyla, adaylık konusundaki bir 'Sen-ben' kavgası değildir bu..
Bir zihniyet meselesidir.. Bir bakış, bir yöntem, bir siyaset anlayışı meselesidir..
Meral Akşener, sus-pus köşede oturup, ortamın müsaitliğinden cesaret alıp da meydana çıkanlardan değil..
Bu önemli bir fark..
Fakat bugün, Fehmi Koru üzerinden deniyor ki;
-Biz geliyoruz, sen çekil..
Faruk Çelik, mahalle maçları uzayıp, hava kararmaya başlayınca, "Atan galip" formülüne benzer bir öneri getirir getirmez, ajandalar dökülmeye başladı..
Hadi bakalım.. Türk siyasetini ilginç günler bekliyor..
Ve herkes Türkiye'nin iyi ve cesur insanlarını konuşuyor..
Doğru konuşsalar bari..
**
İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, Fehmi Koru'nun yazısına nezaketli üslubuyla yorum yapmış.. Diyor ki;
-Ne çirkin bir yorumdur.
20 yıl dizayn ettikleri, keyfini sürdükleri siyasetin altında kalma hali.
Beyefendilerin 24 Haziran'dan kalma ağrıları hala mı devam ediyor ?
Sayın Akşener nasıl bir konfor bozmuş.
Hiç endişeniz olmasın, Türkiye İYİ Olacak..
**
Yalnız ben size bir sır vereyim mi?
Düne kadar hocalarının dizinin dibinden ayrılmayanlar var ya;
Analiz görünümlü, dizayn adımlarına başladılar yine.
Doğan görünümlü Şahin misali..
Ruh aynı ruh, yöntem aynı yöntem..
Hiç değişmemişler arkadaş !