Her taraftan dökülüyoruz

Yeni yıla girdik. Girmez olaydık.

Zamlar ardı ardına geliyor. Farkında mısınız daha bu başlangıç.

Bu yaşadıklarımızsa aslında sonuç… Neyin sonucu peki? Vurdumduymazlığın, ben yaptım oldu mantığının sonucu.

Bakın örneklerle anlatayım.

Antakya Belediyesi…

Kanun ne diyor: Parasal limitler dâhilinde yapılacak harcamaların yıllık toplamı, idarelerin bütçelerine bu amaçla konulacak ödeneklerin yüzde 10''unu Kamu İhale Kurulu''nun uygun görüşü olmadıkça aşamaz.

Burada da iki tür ihale var. Pazarlık usulü ile yapılan mamul mal, malzeme veya hizmet alımları ve doğrudan temin usulü yapılan alımlar…

Belediye ne yapmış buyurun tablodan bakın.

Mal alımında yüzde 10 yasal sınır 1.7 milyon TL olması gerekirken 11.6 milyon TL olmuş. Bu kanuna apaçık aykırıdır.

Aynı belediye bu sefer başka bir ihale düzenlemiş.

İhale için de "öngörülemeyen olayları" gerekçe göstermiş.

Söz konusu ihale, kanuna göre "idarece öngörülemeyen olay" içerisinde değerlendirilebilmesi için; durumun idare tarafından "öngörülemez", "olağan dışı" ve "idarenin iradesinden bağımsız" nitelikte olması gerekiyor. Dahası ihaleye çıkılabilmesi için diğer şartların yanında ihalenin ivedi olarak yapılmasının da zorunlu olması lazım.

Karışık oldu farkındayım ama devamı var.

İhalenin ivedi olarak yapılması şartı tek başına yeterli değil. İvedilik, kanunda belirtilen doğal afet, salgın hastalık, can veya mal kaybı gibi ani ve beklenmeyen ve idarenin önceden öngöremediği gibi özel şartlara bağlanıyor.

Şuraya geleceğim…

İdareler ihale yaparken bu "ivedilik" ve "öngörülemez" olayları açıklamak zorunda.

Sunulan gerekçe ise şu; "İlçenin yoğun Suriyeli mülteci göçü alması ve COVID-19 salgını nedeniyle oluşan sosyal olumsuzlukların giderilmesi…"

Suriye''den göç bir haftada mı geldi, COVID-19 bir günde mi yayıldı?

Diğer belediyeye geçelim…

Yer: Isparta

Isparta Belediyesi 2014 yılında (2014/103508 ihale kayıt numarası ile) "Belediye Hizmet Binası Önü Yer Altı Katlı Otoparkı ihalesine" çıkmış. Zaten ne oluyorsa bu yer altı otopark ihalelerinde oluyor. İhalenin yaklaşık bedeli 4 milyon TL. Sözleşme tutarı da 3.4 milyon TL olmuş. İhaleyi alan K.B.G. ile 2014''te sözleşme imzalanmış. 2015 yılında geçici kabulü 2017 yılında da kesin kabulü yapılmış.

Raporlara şöyle bir şey girmiş; Geçici kabul işlemi sırasında geçici kabul eksiklikleri tutanağı düzenlenerek, tutanakta yer verilen konular, daha çok ufak tadilat ve tamiratları içerdiği belirlenmiş.

Yani imalatta sorunlar var. Ancak tam üç yıl sonra 2017 yılında kesin kabul yapılmış ve yapılan iş kabul edilmiş.

Otoparkta çatlaklar mevcut olması ve bunların artması sonucunda, 2019 yılında belediyenin talebi üzerine İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şubesi Isparta Temsilciliği tarafından otoparka ait statik proje verileri analiz edilmiş. Analiz sonucunda bazı döşeme ve kolonlarda yetersizlik olduğunu değerlendirilmiş.

Malzemeden çalmışlar!

Yetmemiş, belediye bu sefer işi garantiye alıp, otoparkın yapımından iki yıl sonra 2019 yılında, Süleyman Demirel Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyelerinin otoparkı incelemesi ve değerlendirme raporu hazırlamalarını talep etmiş.

İnceleme sonucunda otopark inşaatında toprak dolgu hatası yapıldığı anlaşılmış ve mühendislik hizmeti almaksızın hasar olan yerlere çelik destekler eklenmiş. Haliyle otoparkın taşıyıcı sistem elemanlarında önemli derecede çatlama ve plastik şekil değiştirmelerin meydana geldiği görülmüş. Bu haliyle işletilmesinin sakıncalı olduğu ve güçlendirilmesi gerektiği aktarılmış.

İlgili raporlarda yer verilen değerlendirmeler neticesinde de belediye tarafından otoparkın güçlendirilmesine karar verilmiş. Bir daha para harcanmış. Harcanan para 855 bin Türk Lirası. Kimin parası bu? Sizin, benim param…

Kanuna göre bu zarar yüklenici ve alt yükleniciden tazmin edilmeliydi.

Yani işi ilk yapan kişi işi teslim etse dahi 15 yıl bu işin sorumluluğunu taşıyor. Eksik veya hatalı işi kim kabul ediyor ise o da aynı derecede sorumlu. Yapılmış mı, Sayıştay işin orasına girmemiş.

Bakın anlatmak istediğim şey şu…

Böyle uygulamalar her belediyede var. Denetim eksikliğiyle, art niyetle usulsüzce harcanan bu paraları birleştirdiğinizde devlet hazinesine ulaşırsınız. Bu paraların tanzimleri belediye bütçesi olarak hazineden çıkar. Hazineyi ise sizin verdiğiniz vergiler oluşturur.

İşte bu savrulan paralar sizin, benim, çocuklarımızın parası.

Tüm bu harcamalar da bir araya geldiğinde devasa bir miktar ortaya çıkıyor.

Bugün elektrik zamlarını, doğal gaz artışını, market fiyatlarını konuşuyoruz. Devamı gelecekken böylesine paraların, milyonlar yoksulluğun pençesindeyken umarsızca birkaç kişinin cebine girmesi kanıma dokunuyor.

Bakalım daha neler göreceğiz…

Yazarın Diğer Yazıları