Türkiye'de hakkını vererek gazetecilik yapacaksanız bedelini ödemeye de hazır olacaksınız. Daha önce yazdığım gibi bedel ödemek için çantamız hazırdı. Yine hazır olacak! Bir yazıyorsak bin yazacağız. Ve asla geri adım atmayacağız. Sopaydı, bıçaktı, kurşundu, hapisti, hepsi vız gelir tırıs gider!..
Uzun ve uykusuz bir gecenin ardından güzel şeyler yazmak isterdim. İçeri, içeride kaldı. Asla yorum yapmayacağım. Şimdilik sıramızı savdık. İçeridekileri Allah kurtarsın. "Denetimli Serbestlik" hakkımız varmış. Gidip imza atacağız. Zaten yurt dışıyla alakamız yok memleketimizin güzel manzaralarını seyretmeye devam edeceğiz.
En azından umudumuz var "Her şey çok güzel olacak!" diyor ve gönülden inanıyoruz.
Normal Türkiye'de medya "dördüncü kuvvet" idi. Olağanüstü, karanlık günler yaşadık. Medyanın gücü tartışıldı. Önemli bölümü yandaş oldu. Olmayanlara baskı arttı. Fakat sökmüyor... Vatandaşla inatlaşılmaz. Baskı ve haksızlık ters tepiyor. Ve bana göre "Türkiye normalleşme sürecine girdi." Sosyal medyanın gücü kırılamıyor. Sosyal medya itici güç, lokomotif oldu. Ve medya yeniden dördüncü kuvvet olma rayına giriyor. Dün meslekdaşlarımızın başına gelmişti. Bugün bizim. Yarında devam edecek. Meslek dayanışmasının en güzel örneğini sergileyen, fikir namusu olan gazetecilere selam olsun.
*
Gelelim. "Sözcü Davası"na... İstanbul'daki davasına katılamadım. Değerli büyüğümüz Emin Çölaşan: "FETÖ olayı, teröre destek verme olayı bizim gazetemize sığmaz. Teröre bilerek, isteyerek yardım etme suçları havada kalmıştır" diyerek işi noktalamış. Metin Yılmaz, Necati Doğru, Emin Çölaşan, Mustafa Çetin, Yücel Arı, Gökmen Ulu, Mediha Olgun ve Yonca Yücekaleli'nin yargılandığı dava da "silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 5 yıl ile 10 yıl arasında hapis isteniyor. "Hiyararşik yapıya dahil olmamakla birlikte" cümlesine bakar mısınız! Bir de Mediha Olgun hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması istenmiş. Hangi pişmanlık anlayan varsa beri gelsin. Sözcü'yü susturamadılar Türkiye'nin en çok okunan gazetesi oldu. Davalarla başında kılıç sallamaya devam edildiği sürece daha da büyüyecektir. Kararın açıklanması beklenirken duruşma 4 Eylül'e ertelendi. Varın bunun adını siz koyun...
*
Memleketim Kayseri'de "Deniz Postası" isimli güçlü bir gazete var. Sahibi Azim, bu kentteki FETÖ yapılanmasını ortaya çıkaran değerli dostumdur. Azim tam 75 dava ile boğuşuyor. 5 tanesinden ceza verildi... Silah ruhsatı iptal edildi. FETÖ ile savaşan Azim'i FETÖ kumpası ile vurmaya devam ediyorlar. Lafa gelince FETÖ ile mücadele! Vay anasına sayın seyirciler!.. FETÖ bu boş durmuyor. "İtibar İnfazı"nda çok mahirdirler. Ergenekon kumpasından bu yana "Şizofren"leri kullanırlar. Yine harekete geçmişler. Şizofren bir kadın bazı gazeteci arkadaşlarımı arayarak benim farklı bir suçtan tutuklandığımı söylemiş. Telefonu tesbit edip savcılığa suç duyurusunda bulundum. Bunca işin gücün arasında nelerle uğraşıyoruz.
Yarından itibaren Televizyon programlarına Türkiyem Tv de geri dönüyorum. Başta değerli okuyucularımız olmak üzere desteğini esirgemeyen dostları sevgi ve saygı ile selamlıyorum.
Her şey çok güzel olacak!..
