Her şey bitti... Türk kaldı

Anayasa komisyonunda en fazla ilk 4 madde ve başkanlık sisteminin tartışılacağı anlaşılıyor. Siyasi iktidarın genel yaklaşımının Türk vatandaşlığı yerine Türkiye vatandaşlığını getirmek olduğu da geçmiş tartışmalardan ve bugünkü tartışmalardan ortaya çıkıyor.

Maalesef sanki her şey bitti de Türkiye'nin düzenini yalnızca Türk kelimesi bozuyor diye çok yanlış bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Dahası böyle bir yaklaşımı demokratikleşme olarak lanse etmeye çalışanlar var.

Hepimiz iyi biliyoruz ki Kurtuluş Savaşında Atatürk işgalcilerden çok işgalcilere satılanlarla uğraşmış... İngiliz dostları derneği, İngiliz çıkarlarını İngilizlerden daha çok korumaya çalışmışlar... Sürekli olarak ulusal güçlere karşı çıkmışlar.

Geçmişte Avrupa Birliği'nden Lajendik, Almanya'da Federal Alman ceza kanununda ''Alman'' sözünün olmadığını söylemişti. Ne var ki Alman ceza kanunu "90-a maddesinde; Anayasal düzene sövülmesi veya küçük düşürülmesi, bayrağı, Millî marşı aşağılamak, yine 90-b maddesinde de yasama organlarının, hükümetin, Anayasa mahkemesinin aşağılanmasını" suç olarak kabul etmiştir..

Soykırımın üstünden yarım yüzyıl geçmemiş iken, elbette Alman ceza yasasında Alman sözü geçmeyecektir. Buna karşılık Lajendik, neden İtalyan ceza yasasını örnek vermiyor. İtalyan ceza kanunu, 291. maddesine göre ''Millî bayrağın alenen aşağılanması'' ve 292. maddesine göre ise ''İtalyan milletine alenen hakaret edilmesi" suçtur.

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Türk Milletini en iyi tarif eden lider olmuştur. Baykal her zaman bizim milletimiz ''72 millet birdir'' diyen anlayış içindeydi. Üst kimlik Türk'tür diyerek bu tartışmaları daha mantıklı bir çözümde birleştirmişti. Hatta ''Yunanistan anayasasında Yunan Cumhurbaşkanı olmak için Yunan vatandaşı olmak yetmiyor. Ayrıca Helen kökünden olmak zorunluluğu vardır'' diye bir örnek de veriyordu. Ve ''Şimdi Türkiye'de ırkçılıktan söz etmeye çalışanların bu gerçeği görmeleri lazım geldiğini de ilave ediyordu.''

Avrupa Birliği, İtalya'ya veya Yunanistan'a neden itiraz etmiyor?

Anayasada ilk dört madde değiştirilemez denildiği halde, Tartışmanın Türklük kelimesi üstünde yoğunlaşması, bu yolda kasıt olduğunu gösteriyor.

Bugün, CHP ve MHP, Anayasanın ilk 4 maddesinin değiştirilmesini kırmızı çizgi olarak baştan söylediler. Yalnızca AKP, bu 4 maddenin de tartışılmasını istiyor. HDP ise zaten bunu istiyor.

Bu tartışmalar daha da tırmanacaktır. Tırmanmasında hükümetin günahı büyüktür. Çünkü, hükümetin bu konuda kesin bir tavrı yoktur. Tersine tavizkâr bir tutum içindedir.

Türkiye jeopolitik bir risk altındadır. Terör sorunu yaşıyor. Ekonomik sorunlar tırmanıyor. Bir kısım solcular, bildiri yayınlayarak teröre cesaret veriyor. Bu şartlarda Anayasa tartışılması için uygun bir ortam yoktur.

Öte yandan, dikkat edin... Türklüğü aşağılayanlar ya bunu yaparak şöhret sahibi olmak isteyenlerdir... Yahut dışarıdan çıkarı olup da kasıtlı hareket edenlerdir...

Bazıları da yıldız olma sendromuna yakalanmış olabilir... Bunun için Türklüğü aşağılamaya evet mi demek gerekir?

Eğer Türkiye'de demokratik sistem varsa, düşünce ve ifade özgürlüğü, bilim ve sanat özgürlüğü ve eleştiri hakkı ile Türk kelimesinin Anayasadan çıkarılmasının ne ilgisi olabilir?

Yazarın Diğer Yazıları