Helsinki zirvesinin çıktıları
16 Temmuz'da Finlandiya'nin başkenti Helsinki'de ABD Başkanı Trump ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında yapılan zirve görüşmelerini ve sonuçlarını Dünya'da hiçbir ülke başkanı veya yetkilisinin göz ardı edeceği düşünülemez.
Londra kaynaklı Arapça Asharq Al-Awsat gazetesinin zirvenin yapıldığı bir gün sonraki sayısında, Rusya ve ABD'nin askeri ve ekonomik güçleri hakkında makro bazda rakamlarla bir karşılaştırmanın yanda yer alan tablodaki gibi sergilenmesi, dünya ülkeleri açısından farklı yorumlara yol açmıştır.
Rusya, ABD ile birçok yönden yarış içinde olup Sovyetler döneminde olduğu gibi şimdi de denge unsuru olmaya çalışmaktadır. Nitekim Putin'in "İlan ettiğimiz gibi eşitler arasında iyi ilişkilerin kurulmasının gerekli olduğu" ifadesi özellikle nükleer silahlar konusunda dengenin sağlanacağının işaretidir.
Dünya'da cereyan eden gelişmeler kapsamında Helsinki'de; ABD-AB ilişkilerinin zayıfladığı, Rusya'nın ABD seçimlerine müdahale ettiği yönündeki sorunların yoğunlaştığı, nükleer silahların tamamen arınmadığı, Ukrayna, Suriye, İran ve Irak'taki durumların ne olacağının belli olmadığı bir dönemde, iki lider arasında zirvenin yapılması tüm dünyada ve özellikle bölgede dikkatle takip edilmektedir.
Finlandiya Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda 1 saat gecikmeli başlayan zirve öncelikle iki lider arasında yalnızca özel tercümanların katıldığı 90 dakikalık baş başa görüşmelerin ardından 90 dakikalık resmi toplantıya geçilmesi Batı medyasında zamanlama açısından futbol maçına benzetildi.
Basın toplantısında bir ABD'li gazetecinin "Amerikan istihbaratı Rusya'nın seçimlere müdahil olduğunu doğruladı'' açıklamasına Putin; "Ben kendim de eski bir istihbaratçıyım. Böyle bir soru ancak mahkeme tarafından tespit edilebilir." cevabını verdi.
Trump'ın, Rusya'nın 2016'da ABD Başkanlığı seçimlerine karıştığı iddialarına inanmadığı yönünde yaptığı açıklaması Demokratlar başta olmak üzere Cumhuriyetçi politikacıların bile yoğun tepkilerine yol açmıştır.
Cumhuriyetçilerin en önemli isimlerinden Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan; "ABD Başkanı, Rusya'nın müttefikimiz olmadığını dikkate almalıydı" demecinde bulundu.
Cumhuriyetçi Senatör John McCain ise Trump'ın utanç verici bir performans sergilediğini ifade etti ve ayrıca "Trump kendisini hiç bu kadar sefilce aşağılamamıştı." sözleriyle eleştirdi.
Eski CIA Başkanı John Brennan da "Trump'ın basın toplantısı bir ihanetten başka bir şey değildir" dedi.
Bu eleştiriler karşısında Trump, "yanlış konuştum." diyerek geri adım atmasına rağmen Rusya'nın seçimlere karıştığının doğru olduğunu, fakat seçim sonucu hakkında etkilerinin olmadığını ifade etti.
Putin'in 10 yıldan beri kullandığı siyasi taktikler sonucunda Helsinki'de de başarılı olduğu ileri sürülmektedir. Öncelikle Suriye üzerindeki egemenliğini kabul ettirdi.
Suriye halkının özgürlük taleplerine karşın Esad rejiminin devam etmesi Tel Aviv'in bölgedeki menfaatlerini pekiştirdi. İran milislerinin Golan sınırlarından uzaklaştırılması Washington'ın ve İsrail'in güvenliğinin sağlanmasında stratejisiyle uyum sağlamaktadır. Helsinki'de nükleer silahlardan arınma kararı çıksa da Putin İran'la ilgili nükleer anlaşma konusunda tutumunu değiştirmedi.
Putin ayrıca Avrupa'da güvenliğin sağlanmasının anahtarının NATO'nun yeni üslerini Rusya sınırlarına konuşlandırmak yerine işbirliğini geliştirmek ve güveni sağlamanın olduğunu söyledi.
Demokrat bazı milletvekilleri, ABD Kongresi'nden iki lider arasında gizli bir anlaşmanın yapılıp yapılmadığını anlamak için Başkan'a tercümanlık yapan bayanın dinlenmesini talep ettiler.
Rus yetkilileri ise herhangi gizli bir anlaşma yapılmadığını ancak ikili toplantıda sunulan öneriler arasında Suriye'nin güneyindeki çatışmasızlık bölgesinin Suriye rejimine ait olduğunu ifade edilse de Esad'ın SDG ile diyaloga geçmesi ve Suriye'nin özerk bölgenin kurulması da bu görüşmeler de yer aldığı ileri sürülmektedir.
Ne Cenevre, ne Astana, ne de siyasi geçiş süreçlerinin zirvenin gündeminde yer almaması Türkiye ve İran'ı rahatsız etmiştir.
Netice itibariyle gizli bir anlaşmanın yapılıp yapılmadığını zaman gösterecek olup İsrail'in güvenliği, Rusya'nın Suriye üzerindeki hegemonyası konularının zirvenin gerçek çıktıları olduğu kanısındayım.