Helikopter kazası son olsun
Millet olarak çetin bir dönemden geçiyoruz. Terör çok başlı yılan Şahmeran gibi saldırıyor. Şehit haberleriyle yıkılıyoruz. Bunun üzerine bir de kazalar ile verdiğimiz şehitler eklenince yüreğimiz yanarken "acaba"? sorularıyla yoruluyoruz. Son helikopter kazası da böyle oldu. Komuta kademesindeki o kadar subay aynı helikoptere bindirilmeseydi, engel tespit cihazları niye takılmadı? gibi sorular acımızı katlıyor. Ama giden geri gelmiyor, ateş düştüğü yeri yakıyor. Artık yüreğimizin daha fazla yanmaması için ne gerekliyse yapılmalı.
Terörle mücadele MGK'nın müzakere ve kabul edeceği bir Millî Plan dahilinde yapılmalıdır. Zirveden tabana her kademedeki devlet yetkilisi bu plana harfiyen uymalıdır. Hiçbir makam ve mevki sahibi kendi idrakine göre bağımsız hareket etme yetkisinin olmadığını bilmeli, asla kendine göre bir mevzuat yaratmaya girmemelidir.
Bir ülkenin kalkınmışlık seviyesinin yorumlanmasında 3 rakam çok önemlidir. 1- Eğitim harcamaları, 2- Sağlık harcamaları, 3- Savunma ve Emniyet güçleri için yapılan harcamalar.
Aslında örtülü bir savaş olan terör dönemlerinde her konuda fedakârlık yapılarak, gerekiyorsa diğer harcamalardan da kısıntı yapılarak bütün varlığımızla savunma giderlerimizi güçlendirerek, terörle mücadele eden personelin güvenliği için her şeyi yapmak zorundayız.
En tehlikeli pasif tehdit
Şırnak Şenoba'daki helikopter faciası 5 yıl önce Diyarbakır'ın Lice ilçesinde meydana gelen ve yine kalkıştan saniyeler sonra tele takılarak düşen helikopter faciasını hafızalarımızda yeniledi. Jandarma Genel Komutanlığı'na ait Skorsky S-70 tipi helikopter 12 Ekim 2012'de Güneydoğuda tele takılarak düşmüştü. Kazada Uzman Çavuş İlyas Genel şehit olmuş, 7 Mehmetçik yaralanmıştı. Bütün bu kazalarda kaybettiğimiz değerli vatan evlatlarına rahmet diliyoruz. Dünyada en değerli varlık insandır. İnsanına, daha doğrusu canlılara değer vermeyen bir toplumun geleceğine güvenle bakması mümkün değildir. Öğrenebildiğimize göre; Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) 2010 yılında bir proje başlatmış, geçen zamana rağmen bu proje hayata geçirilmemiştir. "Neden?" dediğiniz zaman, sistemlerin helikopterlere ek ağırlık getirdiği ve verimli olmadığı gerekçesiyle kurulamadığı ifade edilmektedir. SSM projeyi 30 Mart 2017 tarihinde yeniden güncel hale getirirken internet sitesinde projenin sözleşme ve imza aşamasında olduğu belirtilmiştir. Bu durumda cihazların verimli olmayacağı iddiası kendiliğinden çürümektedir. Toplam 50 askerin şehit olduğu, 1993 yılından beri meydana gelen helikopter kazalarının altısında Skorsky, ikisinde Cougar, birinde de polis helikopteri yüksek gerilim hatlarına takılarak düştü. Karada çıplak gözle rahatlıkla görülebilen, ancak özellikle alçak uçuşlarda havada çok zor fark edilen yüksek gerilim tellerinin helikopterler için en tehlikeli pasif tehditler içinde yer aldığı belirtiliyor. Askeri helikopterler, Güneydoğu'da ve Doğu'da füze ve uçaksavar tehdidine karşı alçaktan uçtukları ve sık sık sarp arazilerden kalktıkları için devamlı bu tehlikeye maruzlar. Küresel konumlandırma sistemleriyle birlikte çalışan engel tespit sistemlerinin uçuş yapılan arazide bulunan gerilim hatlarını önceden fark edip pilotları hem görsel hem de sesli şekilde uyardıkları belirtiliyor.
İki önemli kural ihlal edildi
ABD'de benzer kazalar sebebiyle ordudaki helikopterlerin büyük kısmına bu sistemden yerleştirilmiş.
Bütün bu tespitlerin ışığında eksik ve yanlışımız neler? Bunu çok önemli görevlerde bulunmuş, değerli bir komutanımızın yorumlarıyla ifade edelim; E. Org. Necati Özgen; 13 şehidin verildiği helikopter kazasında askeri açıdan iki kuralın ihlalinin söz konusu olduğunu ifade etti. PKK terörünün başladığı 1984 yılından beri ilk kez böyle bir olay olduğunu belirten Özgen Paşa "Şehitlerin her biri çok değerli, 13 kişilik komuta heyeti Şırnak'a gidiyorlarmış. Skorsky helikopteri yokmuş. Halbuki bölgede Skorsky de var. Ama Cougar kullanıyorlar. Cougarlarda biliyorsunuz bir kaç kaza oldu, düşürme olayları oldu. Komuta heyetinin hepsinin aynı helikoptere binmesi uygun değildir. Kuraldır; askerlikte herkes aynı helikoptere bindirilmez. Bir başka ulaştırma helikopteri çağrılır. Bir kısmı ona bindirilir. Ayrıca, Şırnak, Şenoba'ya yakın bir yer. Bir kısmı karadan da gidebilirdi. Komutanların hepsi bir araya gelerek bir yerden bir yere gitmek uygun değil. Bu olayda iki kural hatası var:
1- Komuta heyetini, bu kadar kalabalığı aynı helikoptere koymamak gerekirdi. 2- Helikopter pilotlarımız havada ne var? Biliyorlar." şeklinde konuya tecrübeleriyle yorum getirdi.
Temennimiz yaşanan tecrübeler ışığında bir daha böyle acılar yaşamayalım. İnsanımıza sahip olalım!