Hedefine ulaşan dağda kalır mı?
Başbakan Erdoğan konuşunca, ortalık yine karıştı. Teröristlere af tartışmalarına bu defa kendi partisi ve bakanları da katıldı, hem de ters köşeden.
Deniz Baykal, “Bu çok temel bir yanlıştır. Terörün arkasında bir siyasi proje var. Bu da Türkiye’yi bölmektir. Türkiye, terörü boşuna yaşamıyor” uyarısını yaparken, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “Af söz konusu değildir. Af, namludan çıkan mermi gibi nereye gideceği belli olmaz. Sayın Başbakan böyle bir açıklama yapmadı. Vebali gündeme getirenlere aittir” diyerek üste çıktı. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin de, “Herhangi bir af çıkarmayı, affı gündeme almayı asla düşünmüyoruz. Şu anda ne bakanlığımın gündeminde, ne de hükümetimizin gündeminde af söz konusudur” tepkisini gösterdi.
Son zamanların modasına uyararak, parti veya hükümet sözcüsü gibi konuşmaya başlayan TBMM Başkanı Köksal Toptan, “Bu yeni bir hak yasası, yeni bir Pişmanlık Yasası çıkarmak anlamına gelmez. TCK’nın 221. maddesi kastediliyor” izahıyla tartışmalara katıldı.
DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, “Eve dönüş yasasını destekleriz. Başbakan’ın atacağı her olumlu adımın destekçisi oluruz” diyerek, aslında APO ve ABD başta, terör cephesinin görüşlerini dillendirmiş oldu.
Açıklamalar böyle de, sözün sahibi Başbakan Erdoğan ne diyor? Yeni bir af yasası olup, olmadığı sorusuna, “Evet, yeni bir yasa çıkartılabilir. Birçok boyutuyla ele alacağız. Ona göre hazırlıklarımızı yapacağız. En yüksek verimi nasıl elde ederiz, ona bakacağız” cevabını veriyor.
İki bakan; biri Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı, diğeri Adalet Bakanı, “Af yok. Asla düşünmüyoruz” dese de, Erdoğan bir hazırlıktan bahsediyor. Peki, bakanların gazetelerden öğrendiği bu hazırlığı acaba kimler, nerede, hangi yetkiyle yapıyor? Anlaşmalar için, “Hasımlara açık, Türkiye’ye gizli” demiştik, meğer bu gizlilik bakanlar için de geçerliymiş!.. Hale bakın!..
Bush’la anlaşma
5 Kasım’daki Erdoğan-Bush görüşmesinin ardından özetle; Türkiye Irak’ın kuzeyine girmeyecek-İstihbarat desteği ile nokta operasyonu yapılıp, PKK etkisizleştirilecek-Kukla yönetimle iyi ilişkiler kurulacak, “Kürt sorunu” nun çözümü için Türkiye adım atacak kararı açıklandı. Acaba, önü bu olan mutabakatın, arka planını bilen bakan var mı?
Aradan geçen 38 günde bir tek şu oldu. Irak’taki 50 kişilik bir terör grubuna havadan ateş açıldığı, önemli kısmının etkisizleştirildiği açıklandı. Gerçi, Nev York Times ve Vaşington Post gibi gazetelere göre, böyle bir operasyon olmadı, ama geçelim. TSK içeride teröristlerin peşinde. Ağır kış şartları bastırdı. Muhatap alınmayı bekleyen Barzani susuyor. Ekonomik ambargo ortada yok. “Kürt sorunu” na çözüm paketinin ilk ayağı olan, bir çeşit af yolda. “Sivil” Anayasa ile ikinci ve üçüncü ayağın temeli atılacak. Hasılı, her şey düzeliyormuş gibi bir yalan rüzgarı estiriliyor.
“Eve Dönüş Yasası” çıktığında da bu rüzgarlar esmiş, aileler üzerinde çalışmalar yapılmış, teröristler için istasyonlar hazırlanmıştı vs. Hepsi mükemmeldi! Sonuç; dağdan inen yok, dağa çıkan çok. 3’ü ANAP’a ait 7 “Pişmanlık” , 2003’de bir “Eve dönüş”, 2005’de TCK ile sürekli “Etkin pişmanlık” yasası... Sonuç sıfır bile değil, eksi. Kısaca PKK’ya yaramış. O halde niçin aynı masal? Af, AB ilerleme raporlarında, Avrupa Parlamentosu kararlarında var. Bebek katili istiyor. ABD-Barzani ve DTP gibilerinin, “demokratik-siyasi- diplomatik çözüm” paketinde de af ilk madde. Sonra kimliklere göre siyaset, iki dillilik ve bunların “Sivil” anayasada yer alması geliyor. Yani bölünme öncesi çok başlılık, Iraklaştırma.
Erdoğan’a göre, “şimdi durum başka” ymış. Doğru. Zira Bush’la anlaşıldı. “Düşman” ilan edilen PKK güya etkisizleştirilirken, karşılığında perde arkasında Türkiye’yi bölen BOP projesi, perde önünde “Kürt sorunu” na çözüm adı altında hem PKK’nın, hem hamilerinin istekleri bir bir yapılacak.
Söyler misiniz, hedefine ulaşan terörist, dağda durur mu?