Askere doğrudan ateş ediyorlar.. 
Yol kesiyorlar.. Dağa çocukları kaçırıyorlar.. Şantiyeleri basıp mühendisleri, işçileri kaçırıyorlar, iş araç gereçlerini yakıyorlar..
Kalekollara, yol inşaatlarına baskınlar düzenliyorlar..
Fiili özerkliğin hüküm sürdüğü bölgede 
vergi topluyorlar, mahkemelerde yargılama yapıyorlar..
Asıyor, kesiyor, meydan okuyup, tehdit ediyorlar..
Batı’da sokağa çıkanın mıhlandığı canım memleketimin doğusunda engin bir hoşgörü(!) hüküm sürüyor..
Hortlak DHKP-C’nin büyük tehdit algılamasına karşı PKK’nın yaptıkları hikayeden 
sayılıyor..
Güvenlik güçleri PKK’ya karşı nasıl sabrediyor yahu?..
Merak buyurmayın efendim!..
Devletin Valisi ağlıyor ya!..
“Devletin yolu kapanır mı?”  diye..
Sanırsınız ki; kendini bilmez 3-5 sarhoş kafayı çekip çekip yola çıkmışlar ve arabalarıyla, eğlence olsun diye yolu trafiğe kapatmışlar..
PKK eylemleri de  “fıtrat”tan oldu 
herhalde..
Nasıl olmasın ki?
10 Ağustos’ta Çankaya seçimi var,
Terör örgütünün canilerine verilmiş 
sözler var,
Sayın Bakanların terör örgütünün sivil uzantılarından çok önemli ricaları var..
Tüm bunların ana başlığının “çözüm süreci”  zırvalaması olduğunu biliyorsunuz da; sizlere bilmediğiniz çok önemli bir ayrıntıyı aktarayım..
İmralı-Kandil arasında mekik dokuyan HDP ekibi var ya!.. Son Kandil ziyaretlerinin ardından karşılarına tuzluk gibi dizdikleri iktidarın üç Bakanı ile bir arada görüşmüşlerdi. Bakın, o görüşmenin ardından HDP heyetindeki etkin isim  “içeriği”  merak eden yakın çevresine şunları anlattı;
“Kalekolların yapımına köylüler karşı. İnşaatı basmak istediler. Ben köylülere söz verdim (kalekolların inşaatını engelleyeceğim) dedim. Büyük bir risk aldım. Üç bakanla yaptığımız görüşmede kalekol yapımını durdurmalarını istedim. Bakan da bunu kabul etti. Beni büyük bir yükten kurtardı. Eğer sözümü tutamasaydım, bir daha köylülerin karşısına çıkamazdım. Öcalan bize toplumsal olaylarda risk almaktan kaçınmayın talimatını da verdi.” 
Kulislerde, HDP’li ismin kesin söz aldığı Bakanın Beşir Atalay olduğu ileri sürülüyor..
Kalekol inşaatlarının TOKİ finansmanları ve ekipmanı ile yapıldığını da not olarak düşelim. Gerisini de artık siz düşünün!..

***

Sizi, bir süredir Cumhurbaşkanlığı kapışmasında gerçek AKP kulislerinden habersiz bıraktığımın farkındayım!..
Sıcak gündem telaşıma verin bu eksikliği..
Merakınızı gidereyim. Geçen Çarşamba gerçekleşen Cumhurbaşkanı-Başbakan haftalık olağan(!) görüşmesinden;
Abdullah Gül ile Recep Erdoğan yine 10 Ağustos sürecini değerlendirdiler. Gül, Erdoğan’a Köşk’e çıkması halinde Başbakanlık görevi ile ilgili görüşünü aktardı,  “Bülent Bey’in hakkı”  dedi. Erdoğan buna çok sinirlendi ve  “Ne hakkı?.. Bu işlerde hak hukuk olmaz. Başbakanlığı Ahmet Davutoğlu’na bırakırım”  diye cevap verdi. Erdoğan’ın bu tepkisi karşısında Gül başka bir laf edemedi. Söz, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Erdoğan’ın düşündüğü mini kabine revizyonuna geldi. Soma’daki facianın yargı sürecine değinen Erdoğan, Enerji Bakanı Taner Yıldız ile Çalışma Bakanı Faruk Çelik’i kabine dışı bırakmayı düşündüğünü ifade etti. Gül, Taner Yıldız kısmına itiraz etti,  “Yıldız’ı alma. Tamam orda durmasın ama Başbakan Yardımcısı yap. Daha iyi olur”  dedi. Erdoğan’ın yakın çevresine göre; Başbakan, Gül’ün bu teklifine sıcak bakıyor. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise özel sohbetlerde tekrar Recep Erdoğan’a veryansın etmeye başladı.
Recep Erdoğan’ın kabine ve yakın çevresinde sıkıntılı olduğu başka isimler de var. Biri, başdanışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan. AKP kulislerinde, Erdoğan’ın hedefine koyduğu bir bankanın kapısına kilit vurma görevi verdiği Akdoğan’ın bu işi becermemesinden dolayı çok tepkili olduğu konuşuluyor. Bu yüzden Erdoğan’ın tepkisini(!) çok sert bir şekilde Akdoğan’a aktardığı ifade ediliyor.
Başbakan Erdoğan’ın canını çok sıkan diğer bir isim de; Başbakan Yardımcısı Ali Babacan. Bakmayın siz Erdoğan’ın hedefe koyup Merkez Bankası ve Başkanı’nı dövdüğüne. Geride Ali Babacan faktörü var.
Recep Erdoğan’a yakın bir isimden duyduğuma göre, Ali Babacan bu dönem sonunda siyaseti bırakıp IMF’de bir göreve gitmek istediğini Başbakana söylemiş. Recep Erdoğan’ın Ali Babacan’a verdiği karşılığa ise müsaadenizle burada yer vermeyeceğim!..