Bir tartışma fırtınasıdır gidiyor!.. Canım memleketimin her işi bitmiş... Bütün sorunları çözülmüş..
Geriye de kala kala, Türk Hava Yolları’nda çalışan kabin ekibinin etek boyları ve uçuşlarda içki içilecek veya içilemeyecek noktalar kalmış..
Aman efendim!.. Nasıl da büyük bir içtenlikle(!) tartışıyorlar..
Büyük(!) tartışmanın tarafları kim?
Her yıl THY’den büyük reklam paralarını, cukkalarına indiren yandaş medya ile onlara karşıymış gibi dümen yapan THY yöneticileri.
Bir yanda yine “laiklik elden gidiyor” ve “çağdaş Türkiye yok oluyor” naraları..
Diğer tarafta muhafazakar(!) iktidarın memuru; THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu. Yandaş medyayı adeta topa tutuyor AKP’nin topçusu;
“İçki içmeyi laiklik sanıyorlar.. Kimseye pabuç bırakmayız. Bir bardak suda fırtına koparılması ayıptır. Koca gazeteler, koca köşe yazarları ‘THY üzerinden iktidara nasıl vururuz, nasıl zayıflatırız..’ bu ön plana çıkarılıyor.”
Bak bak baak!..
Gülelim de boşa gitmesin bari!..
Kayıkçı kavgasının her türlüsünü görmüştük ama bu da iyi oldu. Çünkü; artık üstüne tüy dikmeye başladılar.
İnanın bana!.. “Muhteşem” in Ergin Saygun Paşayı ziyaret fotoğrafı ile basının güya ulaştığı, uzun etekli ve başları yarı kapalı hostes hanımların fotoğrafı arasında hiçbir fark yok. Tam tersi paralellikler var..
Amaç; defalarca dile getirdiğim gibi, aynen daha önce yapılanlar gibi, “İmralı süreci” ve federasyon anayasası için muhafazakar kitlelere “pansuman” yapmak. Klasik CHP tepkisini ve alerjisini körükleyerek zaten hazırda bekleyen, laikliği etek boyunda, hanımların başörtüsünde ve içki kadehlerinde zanneden hastalıklı ruhları tetikleyip, bütün foyalarının üstüne yorgan çekmek.
Eh!.. Başarısız da sayılmazlar.
Bu işlerde o kadar mahirler ki; Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu bile kullanıyorlar. Komisyonun AKP’li üyelerinin daha önce de çok kez içeride konuşulmayanları, ele alınmayanları sanki olmuşçasına taraftar ve yandaş basına sızdırdıklarına somut bilgilerle şahit olmuştum. Yine aynısı oldu. Komisyonda “idarenin genel esasları” nın konuşulduğu toplantı sonrasına piyasaya “AKP, kamuda başörtüsünü serbest bırakacak öneriler getirdi ama CHP ile MHP karşı çıktı bir tek BDP’den destek geldi” haberlerini servis ettiler.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nun muhalefet üyelerinden, teknik uzmanlarına kadar bir çok isimle görüştüm, haberleri doğrulayan bir tek Allah’ın kulu çıkmadı. Aksine, “Başörtüsünün ’b’sini bile konuşmadık” dediler.
İş, bununla da sınırlı kalmıyor. MHP’ye ulaşan bilgilere göre iktidara yakın Memur-Sen Sendikası, Anadolu’da “MHP ve CHP’nin, Anayasada başörtüsünün serbest bırakılmaması için çalıştığını” anlatan broşürler bastırıp propaganda çalışmaları yapıyormuş..
Tüm fotoğrafları yan yana koyarak gelişen olayları bir de böyle okuyun.
“Başörtüsü namusumuzdur” diyip iktidara oturdular. Barzani ile kol kola girip terörist Öcalan ile kucaklaştılar. Ülke topraklarının işgaline gık edemediler. Başkanlık sistemi dümeni ile rotayı federasyona, “Büyük Kürdistan” a kırdılar.
Eee! Kritik eşik geçilecek ya..
Yine başladılar etek altından, namus, mukaddesat ve inanç tacirliği yapmaya!..
Kabin ekibi!..
Kaptan pilotunuz Sayın Abdullah Öcalan ile yardımcı pilot Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre;
Büyük Kürdistan Havaalanı’na iniş için uçağımız alçalmaya başladı. Lütfen yerlerinize geçin. Koltuklarınızın dik olmasına, emniyet kemerlerinizi bağlamanıza gerek yok. Güvenli iniş için yalnızca eteklerinizi kapatmanız yeter!..
