Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimine 37 gün kaldı. Henüz 100. yılına girmemiş Cumhuriyet'in yaşaması ya da sona ermesine ilişkin tercihte Sevr'cilerin hesabı tutmayacak. AKP hükümetinin devlet erkini kullanarak oluşturduğu baskıya rağmen Türk Milleti özgürlüğünden taviz vermemekte kararlı. Bu iddialı satırları plazaların klimalı odalarında, siyasilerin sofralarında değil bizzat arazide alanlarda, şehir merkezleri, mahalle araları, kahveler, berberlerde yaptığım görüşmelere dayanarak yazıyorum. Üstelik AKP'nin kalesi denilen kentlerdeki birebir görüşmelerimden edindiğim izlenimlerimi yazıyorum.
Gaziantep'ten sonra pazar günü Konya'da idim. Ahmet Davutoğlu'nun memleketi Taşkent dahil olmak üzere Konyalılar ile %70'in üzerinde oy verdikleri AKP'yi değerlendirdik.
"Yollar, köprüler yaptı... Darbeyi savuşturdu" masallarına inanmıyor vatandaş. Avrasya Tüp Geçidi, Osman Gazi Köprüsü'nde günde ne kadar zarar edildiğinin rakamlarını anlatıyor insanlar. Konya'da AKP döneminde istihdama yönelik bir tek fabrika açılmadığı gibi Cumhuriyet'in kazanımları da elden çıkmış, orta dereceli esnaf kan ağlıyor. Sanayi şehri parti yolundaki kentte işsizlik had safhada. Binlerce esnaf kepenk kapatmış. Her ne kadar Ahmet Davutoğlu "Ben üzülmüyorum... Siz de üzülmeyin" sözleri ile hemşehrilerini teskin etmeye çalışmış olsa da, seçimi kazanan bir başbakanın "hâl" edilmesine çok içerliyor Konyalı... Kupon arazi dışında rant kapısının kalmadığını, arazi-inşaat işlerinin de siyasilerin kontrolünde olduğunu belirtiyorlar. Bu güne değin AKP'ye oy verenlerin 16 Nisan referandumunda "Hayır"da karar kılmasının en önemli sebeplerinin başında ekonomi geliyor. Diğeri ise "zaten istediğini yapıyor, daha fazlası tehlikeli değil mi?" endişesinden kaynaklanıyor. "Dün Davutoğlu'nu görevden alan yarın bizi de hiçe sayar"ı açıkça dillendirmekten çekinmiyorlar.
***
1999 seçimlerinde 4 milletvekili çıkaran MHP, 7 Haziran'daki ikinin birini de 1 Kasım'da kaybetmiş. Geçim kaynağı particilik olan birkaç istisna dışında MHP'deki gerilemenin tek sebebinin Bahçeli olduğunda tüm ülkücüler mutabakata varmış durumda. Şehirdeki 4 ayrı üniversitede 100 binden fazla öğrenci var. 20 bin öğretim görevlisi... Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu ve TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun konuştuğu toplantıyı 3 binden fazla vatandaş izlemiş. Çoğu da öğrenci ve öğretmen... Koray Aydın'ın "Türk Milliyetçileri Hayır diyor" toplantısına binden fazla ülkücü katılmış. Hemen ardından "Milli Anayasa Hareketi"nin geçtiğimiz pazar günü düzenlediği panelde çoğunluğu CHP, MHP ve Vatan Partili 700'den fazla kişiye hitap ettik . Dün (Çarşamba) Prof. Dr. Ümit Kocasakal Konyalıların konuğu oldu. Cuma günü başta MHP İstanbul milletvekili Atila Kaya olmak üzere Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapan 10 isim Konya'da ülkücülerin neden "Hayır" dediğini anlatacak.
***
Konya ve AKP'nin ağırlıklı olduğu illere önem verilmesi isabetli karar. Yüzde 70'lerden 60'a gerileyen tercihi gün geçtikçe eriyor. Konya'da yüzde 10'u geçen fire çok önemli. Bunu Gaziantep'te hissetmiştim, Konya'da tanık oldum. Cumartesi Kayseri'de olacağım. Bu arada Kırşehir ve Yozgat'ın ilçelerine uğrayacağım, izlenimlerimi paylaşacağım. Ancak gitmeden gelen raporlar "evet"çilerin %40'ı hiç geçemediği yönünde. İzmirlilerin Belediye Başkanı bile seçmediği Binali Yıldırım Başbakan oldu. İstanbul ve Ankara'da evet cephesi çökmüş. Tayyip Erdoğan, meydanlara inerek Binali Yıldırım'ın eksikliklerini nereye kadar tolere edebilir bilinmez. Lâkin makas giderek açılıyor. Kimi araştırma şirketleri halen %20'lik kesimin kararsız olduğunu iddia etse de, tercihlerini baskı ortamında açıklamaktan çekindikleri biliniyor. %6,5 ile 7 arasına çıkan fark kalan günlerde %10'u geçerse sürpriz olmaz.
15 Şubat'tan bu yana televizyon programları ve konferanslarda "Tayyip Erdoğan kaybedeceği seçime girmez, %52'yi cebinde görmez ise bir bahane ile referandumu anayasa hükümlerine göre bir yıl süreyle erteleyebilir" diyorum. Sözümün arkasındayım. ABD ve Rusya Genelkurmay Başkanları ile Hulusi Akar Antalya'da buluştu. Bu arada sınıra 4 komando tugayı kaydırıldı. Halen yığınak devam ediyor. Referandum ve seçim anayasaya göre savaş durumunda ertelenebildiğine göre, topyekûn savaş olmasa da kapsamlı bir sınır ötesi harekâtta Türk Milleti bir araya gelir. Erdoğan, bundan bile siyasi bir kazanç sağlayabilir mi? Bekleyip göreceğiz...
Sonuçta milletimizin şer'den değil, hep hayırdan yanadır tercihi... Hakkımızda hayırlısı olur inşallah....
