Hayaller ve gerçekler!
Hali vakti yerinde abinin.. Tanıyanlar söyledi, birkaç milyonu varmış faizde.. Helalindense Allah bereket versin..
Sanayide çekiç sesleri arasında sohbete başladık.. Mevzu siyasete gelince sazı aldı eline, nakarata girebilene aşk olsun..
"Kardeşim, yollar, fabrikalar, dünyaya teknoloji ihraç ediyoruz.. Merkez Bankası ağzına kadar para doldu.. Kuruş borcumuz yok.. Dünya bizden randevu alabilmek için yarışıyor.. Amerika, Rusya bizi ikna etmeden bölgemizde adım atamıyor.."
Hayranlıkla dinledim abimizi.. Hepimizin hayalini sıralıyor karşımda..
Bir ara soluklanınca araya girdim;
-Abi sence kim iktidar olursa yapabilir bunları?
-Bunlar yapıldı kardeş.. Bu iktidar yaptı ya..
**
"Yerli ve millî uçaklar göklerde" yalanına inanılan bir ülkede, 100 yıllık rüyanın gerçekleştiğine inanılması sıradan bir olay..
Aslında saygıyla karşıladığım bir hayal gücü.. Ve kim olursa olsun, gerçek kılsa, önünde saygıyla da eğilirim..
"Biliyorum" dedim, "Bir gün mutlaka gerçek olacak.. Ama gerçeğimiz bu değil.."
"Nasıl değil" diye hopladı..
-Bak ben emekliyim.. Hiç hayal eder miydin emeklilere yılda iki defa ikramiye verileceğini?
Yılda iki defa gelen 1000 lira ile bu kadar hayal kurulabiliyorsa, 2 bin alsak, Trump da yandı, Putin de..
Hazır gerçek bir mevzuya gelmişken konu, sordum;
-Abi, şimdi geçtiğimiz iki bayramda biner lira aldın değil mi?
-Evet..
-Tamam.. Peki haftalık pazar alışverişi yapar mısınız?
-Hanım pazar işini hiç aksatmaz.. Ama bu aralar biraz dertli..
-Neden?
-Yav market falan ayrı da, haftalık ortalama 250 liralık öte beri alıyor pazardan.. Birkaç aydır rakam çıkmış 450-500 liraya.. Söyleniyor..
Öyle bir örnek verdi ki, hiçbir akıl susamaz..
"Peki abi" dedim;
-Gel şimdi bir hesap yapalım.. Ablamızın haftalık pazar alışverişi 250 liradan, 450-500 liraya çıktıysa, senin cepten ayda 1000 lira fazladan çıkıyor değil mi?
-Vallahi ben patladım geçen gün.. Bu ne ya dedim..
-Kesme abi hesabı.. Hani sen ayda bin lira ikramiye alıyorum diye (haşa) olmayanı oldurdun ya, şimdi hesabı yapalım.. Ramazan'da aldığı ikramiye, bu ay gitti.. Kurbanda aldığın da önümüzdeki ay gidecek.. Eeee sonra? Geri kalan 10 ay boyunca sen aylık bin lira ekstra ödeyeceksin.. Tabii fiyatlar böyle kalırsa.. Şimdi rüyaları falan bırak da söyle bana, sana ikramiye mi verdiler, yoksa sen mi onlara ikramiye ödüyorsun..
Bir an susup, yukarı doğru baktı.. "Hesap yapan insan" fotoğrafı var karşımda.. Kendi gerçeği, göklerde uçan(!) yerli ve millî uçak yalanından daha etkiliydi..
**
Ama dedim ya, bu abinin hali vakti yerinde.. Kaşıkla verilip, kepçeyle alınanların hesabı, garip gurebayı daha çok acıtıyor..
Bir anda silkelendi;
-Öyle ama kardeşim, bu adam Müslüman..
O anda da ben durdum..
Türkiye'yi hep Vatikan'ın Kardinalleri ya da Ortodoksların Ekümenleri yönettiği için (!) söyleyecek söz bulamadım..
**
O da anladı ama kuyruğu dik tuttu..
Ayrılırken seslendim;
-Dert etme benim abim.. Emekli ikramiyesinin birini Ocak'ta iade ettik.. Şubat'ta ikinci taksiti ödeyeceğiz.. Ondan sonra kalıyor 10 ay.. Sayılı gün çabuk geçer.. Seneye bakarız bir çaresine..
Hiç ses etmedi.. Muhtemelen hâlâ hesap yapıyor..
Faizden gelen parayı karıştırıyor mu bilmiyorum ama bu hesabın içinden çıkabileceğini sanmıyorum..
**
Bu aralar bir araya gelsek eminim, Venezuela'daki gelişmeleri konuşuruz.. "Dik dur eğilme" öğüdünden girer, "Eeeey Trump"tan çıkar..
Venezuela devlet başkanının, enflasyonu 1 milyona vurduran adam olduğunu, "Eeeey Trump"ın da, yere göğe sığdıramadığı beyefendinin "Yakın dostu" olduğunu hesaba katmaz..
Ama gerçek hayatın hesabı her geçen gün daha çok kurcalıyordur kafasını..
Ah benim abim..
Bir bilse; Huzurlu ve mutlu bir Türkiye #mümkündür..
Ha işte o an ayakları yere basacak..
Neyse ki ablamızın pazar alışkanlığı var.. O her hafta daha fazlasını istediğinde, istese de istemese de abimin ayakları yere basacak..