Hava Kuvvetleri yazılı talimat mı aldı?..
“Heron komutanı emekliye ayrıldı”...
Cumhuriyet gazetesinde dün verilen oldukça önemli bir haberin başlığıydı. Haberin birinci sayfadan anonslanan bölümü şöyleydi:
“TSK’dan geçen günlerde ayrılan iki generalden birinin Tuğgeneral Salim Cüneyt Kavuncu olduğu öğrenildi. Kavuncu’nun başında bulunduğu birimin 34 yurttaşın yaşamını yitirdiği Uludere’de kullanılan Heron’ların elde ettiği istihbaratı değerlendiren birim olduğu belirtiliyor. Kavuncu’nun emekliye ayrılmasının olayla ilgisi olup olmadığı bilinmiyor.”
TSK’nın internet sitesinde yaptığı personel istatistiklerinin ardından ortaya çıkan 2 general eksikliği ile ilgili çok çeşitli senaryolar konuşuldu. Ortaya atılan iddialarla ilgili veya bu generallerin neden ayrıldığına dair Genelkurmay bugüne kadar oldukça ketum davrandı. Ama haberi yazan muhabir arkadaşı tanırım. Alanında oldukça başarılı bir isimdir ve sağlam kaynaklara dayanmadan bu haberi gazetesine vermez. Barkın Şık, zaten haberi çok dikkatli kaleme almış. Haberde, Uludere olayındaki görüntülerin bu daire başkanlığı tarafından izlendiği belirtilmiş. “Emekliye ayrılan Tuğgeneral Cüneyt Kavuncu’nun, Uludere olayının yaşanmasından önce görevinden ayrıldığının öne sürüldüğü” ne dikkat çekilmiş. Haberdeki şu cümleler ise daha da önemli:
“Bu durumda ise Uludere olayı yaşandığı sırada Genelkurmay Başkanlığı’nın da Heron görüntülerini değerlendirerek, ’operasyon onayını veren birimin başında vekaleten bir isim mi bulunuyordu’ sorusu gündeme geldi. Söz konusu gelişmenin de tartışmaları tetiklemesi bekleniyor.”
Ortada cevaplanması gereken o kadar çok soru var ki...
Ama, nedendir bilinmez, Genelkurmay Başkanlığı son günlerde iyice içine kapandı. İki generalin zamansız ayrılığına verilemeyen cevabın, kafaları daha çok karıştıracağı ortada.
Uludere olayında garabet perdesi kalkmış değil. AKP iktidarı “şirinlik” gösterileri ile her tarafı idare etmeye çalışıyor. Hepsi o kadar.
İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin hazırladığı raporda ve bizlere yansıyan, “operasyondan yerel komutanlığın değil, üst komutanlıkların sorumlu olduğunun düşünüldüğü” ifadesi ne demek?
Hâlâ cevaplayan yok.
Meclis’de İnsan Hakları Komisyonu’nun bünyesinde Uludere olayını araştırmak için kurulmuş bir alt komisyon var. Ama bu komisyonun üyelerine İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı rapor verilmiyor. Milletvekillerine dinlesinler diye kısa bir özet aktarılıyor.
Demek ki; komisyon da göstermelikmiş!..
Gelelim, Uludere olayının hemen ardından çok sağlam kaynaklardan bana ulaşan iddiaya. Şunu bilmenizi isterim ki; bu bilgiyi “bombardımanı yapan pilotlar karargahtan çıkarılmıyor, göz hapsindeler, yakınları ile bile konuşmalarına izin verilmiyor” türünde haber patlayınca bile okurlarla paylaşmak istemedim. Genelkurmay’ın bu türden haberleri yalanlayıp, “rutin uygulama” açıklamalarına itibar etmeyi tercih ettim. Fakat, İçişleri Bakanlığı’nın raporunun ardından, Cumhuriyet gazetesinde bu haber de ortaya çıkınca şimdi elimde beklettiğim bu iddiayı Genelkurmay Başkanlığı’na soru olarak yöneltiyorum:
- O gün, Hava Kuvvetleri Komutanlığı iki defa Genelkurmay’a “Bunlar terörist değildir, vurmayalım” dedi mi?
- Genelkurmay da iki defa “Hayır teröristtir, vuralım” diye talimat verdi mi?
- Hava Kuvvetleri bunun üzerine yazılı talimat istedi mi? Yazılı talimat üzerine mi bombalama gerçekleştirildi?
- Eğer, yazılı talimat verildiyse hangi mekanizmaların işletilmesinin ardından bu yapıldı?
Şunu da yazmak zorundayım; bu bilgiyi veren kaynak, “Burada istihbaratın kimden geldiği çok önemli. Uludere bir istihbarat hatasıdır. Uludere ile hedeflenen şuydu: Çok başarılı operasyonlar yapan Hava Kuvvetleri hedef alındı, Necdet Özel’in başarılı politikaları hedef alındı, terörle mücadelede yeni konsept hedef alındı. Bölgedeki devlet yanlısı korucular ve aşiretlere operasyon yapıldı” demişti.
Sıkı ittifak
Yeri geldikçe değiniyorum; “AKP-BDP kayıkçı kavgasına kanmayın. Bunların arka planda dostlukları ve muhabbetleri gayet iyi” diye.
Bunun bir örneğini de kademeli eğitim teklifi görüşülürken yaşadık. Muhalefet milletvekilleri komisyonda AKP dayatmalarına karşı mücadele ederken, BDP milletvekilleri ile komisyon üyesi Kars Milletvekili Mülkiye Birtane, hiç ortada görünmedi. Yalnızca ilk gün BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan itiraz eder gibi yaptı. Tekmeli tokatlı görüşmelerin yaşandığı son iki gün de BDP’liler toz olmuşlardı.
Eee, ne mi oldu?
Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, hemen Pazar akşamı “Kürtçe seçmeli ders olabilir” dedi.
Sonra mı?
Bakanlık koridorlarında konuşulanlara
göre;
“Özel okullarda yapılacak yeni düzenlemelerle, Güneydoğu’daki özel okullara bazı avantajlar sağlanacak” ...
Oh ne alâ!..
Al gülüm, ver gülüm...
4+4+4’den devam edelim..
Çıkan kavgaların ardından CHP MYK’da önemli bir tartışma yapıldı. CHP’liler sadece bildiri ile yetinilmemesini, miting düzenlenmesini ve protesto amaçlı tüm Meclis komisyonlarından çekilmeyi gündeme getirdiler.
Komisyonlardan çekilmek AKP ile BDP’nin ekmeğine yağ ile bal sürer!..
“Sultan” Tayyip Erdoğan buna üzülmez, aksine pek keyif alır...