Haşimi ve Irak'ta son süreç 13 Eylül 2012

14 Kasım 2011’de Bağdat’ın güneyinde Medain’de Irak İçişleri Bakanlığına bağlı başında Barzani’nin partisi KDP’ye yakın olan Kürt, istihbarattan sorumlu İçişleri Bakan vekili Hüseyin Kemali’nin bulunduğu bölümün istihbarat timleri bir garaja yaptıkları operasyonda bomba yüklenen iki araç ve bombayı yükleyenleri buluyorlar. Yakalananların üzerinden Irak Cumhurbaşkan yardımcısı Haşimi’nin bürosuna mensup olduklarını gösteren kimlik kartları çıkıyor. İstihbarat timleri, burada yaptıkları sorgulamadan sonra işin başında olduğunu anladıkları Haşimi’nin koruma amirini tutuklamak üzere harekete geçiyorlar. Koruma amiri gözaltına alınacağını anlayınca kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Hastanede göz altına alınan koruma amiri “bana işkence yapmayın her şeyi açıklayacağım” diyor. Ve yaptığı çalışmaları Haşimi’nin damadına bağlı olarak gerçekleştirdiğini, Haşimi’nin her şeyi bildiğini anlatıyor. İstihbaratçılar hazırladıkları dosyayı istihbarattan sorumlu Hüseyin Kemali’ye veriyorlar. Hüseyin Kemali dosyayı ilk önce bölgesel yönetim başkanı Barzani’ye sonra Irak Cumhurbaşkanı Talabani’ye anlatıyor. Bu aşamada eğer Barzani dosyanın yok edilmesini istese dosya ortadan kaybolacak. Oysa Barzani ileride göreceğimiz gibi çok usta bir oyun oynuyor.
Dosyayı en son olarak Irak Başbakanı ve İçişleri Bakanlığını uhdesinde tutan Nuri Maliki’ye göstermiştir. Sadece bu örnek bile etnik merkezli devlet yapılanmasının ne kadar çarpık sonuçlar üreteceğini göstermek için yeterli. Maliki, dosyayı okuduktan sonra önce Amerikan Ordusunun Irak’tan çekilmesini bekliyor, sonra Haşimi’nin gözaltına alınması emrini veriyor. Haşimi, Kuzey Irak’a kaçıyor ve Barzani’ye sığınıyor. Barzani, Haşimi’ye Maliki’ye karşı koruma veriyor. Barzani’nin ince oyunu da burada. Kendi elemanı olan Hüseyin Kamili’nin hazırladığı dosya olmasa bunlar hiç olmayacak. Bunların olmasına müsaade ediyor sonra Haşimi sıkışınca destek oluyor. Böylece sünni Arapların sempatisini kazanmayı, Kerkük’ün Kürt bölgesine ilhakı konusunda direnişlerini yumuşatmayı hedefliyor. Haşimi, Kuzey Irak’tan Türkiye’ye geçiyor. Hala Türkiye’de. Yargılama birkaç gün önce bitiyor ve Haşimi’ye idam cezası veriliyor. İdam Irak için garip bir ceza değil. 2012 yılında şimdiye değin 96 kişi ihanet ve terörizm suçlaması ile idam edildi.
Haşimi’nin idam edilmesi durumunda Irak’ta kımıldayan iç savaş bir anda tırmanma sürecine girebilirdi. Zaten Suriye’de 17 ay önce başlayan, sünnilerin Nusayri azınlığın iktidarına karşı ayaklanması, Irak’ta iktidarı Amerikan işgali ile şii çoğunluğa kaybeden sünni azınlığı iktidarı geri almak için motive etmiş durumda. 9 Eylül 2012 Amerikan Ordusu’nun Irak’tan çekilmesinden sonra gerçekleşen okulları, marketleri ve hükümet binalarını hedef alan El Kaide’nin gerçekleştirdiği düşünülen terörist saldırılarda 100’den fazla insanın ölmesi ile en çok kişinin öldüğü gün. Ortadoğu uzmanı gazeteci Tony Karon, bu saldırıların zirveye tırmanmasının Haşimi’nin idama mahkum edildiği kararının açıklanması ile aynı gün olmasının tesadüf olmadığını ileri sürüyor.
El Kaide’nin ve selefi örgütlerin öncülüğünü yaptığı gruplar Irak’tan Suriye’ye geçerek Esad rejimine karşı savaşırken aynı zamanda Irak’ta iç savaşı tekrar tırmandırmak için yeni bir ruh elde etmektedirler. El Kaide böylece eylemleri ile Irak ve Suriye iç savaşlarını birleştirmeye sürüklemektedir. Bu tehdit Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari tarafından da dile getirilmiştir. Suriye’de rejimin Şam’da çökmesi ve Esad’ın direnişe Nusayristan merkezli olarak devam etmesi durumunda Suriye iç savaşının Irak üzerindeki etkileri daha da yıkıcı boyutlar kazanacaktır. Yony Karon’a göre halen devam eden El Kaide saldırıları, sünni ve şii Arap kitleleri çatışmaya sürükleyememektedir. Çünkü Amerikan işgali sırasında gerçekleşen mezhep çatışmaları sonucunda sünniler ve şiileri değişik bölgelere taşındıkları için artık iç içe yaşamamaktadırlar. Ayrıca devlet mekanizmasını ellerinde tutan şiiler, El Kaide saldırılarına devlet güçlerinin cevap vermesi gerektiğini düşünmektedirler. Ancak Suriye iç savaşının bugün olduğu gibi ordu ile isyanlar arasında olmaktan çıkıp kitleleri kapsaması durumunda Irak’ta kendisini yeni bir kitlesel iç çatışmanın içinde bulacaktır. Sonuç olarak bu durumda Suriye iç savaşında El Kaide ve selefilerin güçleri artacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları