Harbiye'den sıcak sohbetler
Harp Akademileri’ndeki “Ortadoğu; Belirsizlikler İçindeki Geleceği ve Güvenlik Sorunları” konulu sempozyumda kelimenin tam anlamıyla beyin fırtınası izledik. Gazeteci olarak dünyanın çeşitli ülkeleriyle beraber Türkiye’de çeşitli kuruluşların organizasyonlarına katıldım. Adına askeri disiplin denemeyecek titizlikte, bütün detayların hesaplandığı kusursuz bir programa tanık olmadığımı belirtmeliyim. 52 ülkeden 114 yabancı uzmana adeta parmak ısırtan sempozyuma emeği geçenleri kutluyorum.
Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp Okulu yıllarından bu yana fırsat bulup görüşemediğim sınıf arkadaşlarımla Harp Akademileri ve Harbiye Orduevi’nde kucaklaşma fırsatı buldum. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güzide subayları doğu ve güneydoğudaki arazi şartlarıyla, akademinin salon kültürünü mükemmel sentezlemişler. İstisnasız hiç birinden tek kelime siyasi yorum duymadım. Gazetecilerin ısrarlı sorularına “Malumun ilanıdır. Herkes hukuka saygı göstermelidir” diye cevaplandıran Büyükanıt gibi 30 Ağustos’ta aynı makama oturacak İlker Başbuğ da “Nokta” diyerek tartışmaya nokta koydu.
Büyükanıt’ın sağında ve solunda yerlerini alan emekli genelkurmay başkanları Hüseyin Kıvrıkoğlu ve İsmail Hakkı Karadayı ile beraber Hurşit Tolon Paşa ile yaptığım sohbetlerde ilginç anekdotları öğrendim. Samimiyet ortamındaki sözleri izinlerini almadığım için yazmam mümkün değil. Yaşar Paşa ile yine sigara içme kaçamağında bir araya gelme fırsatı bulup, terörden, Irak’ın kuzeyindeki gelişmeler, Barzani’lerin tutumundan; Fenerbahçe’ye kadar bir çok konuda sohbet ettik.
Neçirvan Barzani’nin Kerkük referandumundan vazgeçebilecekleri sözlerini de değerlendiren Büyükanıt, “Kimse gerçeklerden kaçamaz. Kaldı ki ben onları iyi tanırım. Bölgede uzun süre görev yaptım. Onlar da beni çok iyi tanırlar. Kimin zararlı çıkacağını bilirler” dedi. Daha emekli olmadan İstanbul’a yerleşmeye hazırlanan Yaşar Paşa’nın “Yine beraber olacağız” sözlerinden payıma düşeni aldım.
Özenle hazırlanan yemeğe renk veren ise Harbiye Orduevi’nin sanatçılarıydı. Osman Güner isimli kanun üstadının sırtına alarak çaldığı nağmeler yerli yabancı konukların takdiri ile beraber komutanların alkışlarını aldı. Türk ordusunun komutanı ve davet sahibi Yaşar Büyükanıt Paşa’ya jest yapan orkestra Fenerbahçe Marşı’nı çalarken benim gibi Galatasaraylılar bile alkışladı. “Ordu millet geleneği” nin her daim yaşatıldığı ülkemizde askerin basın ve halkla ilişkiler konusunda mesafeli duruşu bugüne kadar hep tartışılmıştır. Büyükanıt’ın Genelkurmay başkanı olması ile beraber kimilerinin handikap gördüğü bu sorunun büyük ölçüde çözüldüğünü belirtmeliyim. Türk siyasi tarihinde 25 - 30 yıl boyunca gazetecilerin “Genelkurmay karargahının ışıkları sabaha kadar yandı” yorumu, “İsmini açıklamayan yetkili” cümlesi ya da “Alınan bilgilere göre” tanımları artık tarihe karıştı. Halkla ilişkilere özen gösteren, basına bilgilendirmekten asla çekinmeyen bu yapı, ordu güneşinin sıcaklığını yansıtıyor.
Harbiye Orduevi ve Harp Akademileri’ndeki manzaralardan kendi adıma büyük keyif aldım. Türk insanının planlı yıpratma çabalarına rağmen tüm kurumlar arasında “En güvenilir” gördüğü Türk ordusuyla gurur duymaya devam ettim.