Hanımefendi...
9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in eşi Nazmiye Demirel’in vefat haberini duyduğum gece bir kez daha hatırladım;
“Siyasetçinin parası pul, eşi duldur” derler.
Yüce yaradan rahmet etsin, mekanını cennet etsin; merhume Nazmiye Demirel, Süleyman Demirel kadar fani dünyanın çilesini çok çekti. Süleyman Demirel ile 65 yıllık hayat arkadaşlığında siyasetin çileli yollarında hep dik durdu. Nazmiye Hanım, Demirel’in en şaşalı günlerinde ve hatta “first lady” unvanını aldığında ise hep geri planda kalmayı tercih etti.
Gazetecilerin de “Hanımefendi” siydi Nazmiye Demirel.
Ankara haber merkezlerinin muhabirleri genelde baktıkları alanlara göre anılırlar. AKP muhabiri, CHP muhabiri, parlamento muhabiri gibi.. Süleyman Demirel’in aktif siyaset alanında kendisini takip eden gazetecilere hep Güniz Sokak muhabirleri derdik. Demirel’in Cumhurbaşkanlığı süresi de dahil. Haber merkezi yöneticiliğinin zor bir tarafı da işe gönderdiğiniz arkadaşlarınızı görev mahallinde unutmamak onların her türlü ihtiyaçları ile ilgilenmektir. Siyasetin en hararetli günlerinde meşhur Güniz Sokak’ta Demirel’in evinin kapısı önünde gelişmeleri izleyebilmek adına saatlerce nöbet tutan arkadaşlarımız için hiç gözümüz arkada kalmazdı. Ne zaman telefon etsek “bir şeye ihtiyacınız var mı?” diye aynı cevabı alırdık; “Hanımefendi bize kendi elleri ile ikramlarda bulundu. Çayımızı kahvemizi de içtik. Bizi merak etmeyin. Rahatız...”
Güniz Sokak muhabiri gazeteci arkadaşlarımız “Hanımefendi” ile yaptıkları neşeli muhabbetleri görev dönüşü anlatırlardı. İlgi ile dinlerdik ama içinden haber yapacak tek bir cümle bulamazdık.
Günümüzün liderlerinin eşlerine baktıkça Nazmiye Demirel’in, Rahşan Ecevit’in değerini daha iyi anlıyorum. Merhum Bülent Ecevit, Başbakanlığı döneminde Kıbrıs siyasetinin yine sıcaklaştığı günlerde rahmetli Rauf Denktaş’a kritik bir ziyarette bulunmuştu. NTV’de yöneticiydim. Başbakanlık uçağı ile gazeteci olarak bir tek beni götürdü. Kritik görüşme sonrasında KKTC’den canlı yayın yapacaktık. Fakat hafta sonu olduğu için sponsorlu yayınlardan dolayı zamana çok sıkışmıştık. Görüşme uzadıkça beni de sıkıntı basmıştı. İstanbul’daki yayın yönetim de devamlı sıkıştırıyordu. Canlı yayın yapabileceğim son zaman aralığına dayandığımızda içeriye not yolladım “biraz daha beklemem” için haber gönderildi. Artık bekleyecek halim kalmamıştı, gözümü kararttım doğru görüşmenin yapıldığı odaya daldım özürlerimi beyan ederek Bülent Ecevit’i kaldırdım. Elinden tutarak hızla yayın yerine getirdim. Operasyon sırasında en büyük desteği dışarıda bekleyen Rahşan Hanım’dan aldım. Canlı yayın bitti rahata erdim ama gün boyu tepemden çıkan heyecanı yatıştırmak için Rahşan Hanım’ın elleri ile soyduğu ve ikram ettiği meyveleri unutamam.
Liderlerin eşlerinin Ankara gazetecilerinin meslek hayatında ayrı bir yeri vardır. Bugün alandaki meslektaşlarımızın bizim kadar anıya sahip olacaklarını hiç zannetmiyorum.
Ne yazık ki onların yasakları çok!
Günümüzün “Hanımefendileri” o kadar çok kavga ediyorlar ki eşlerine de yasak koymaktan başka çare bırakmıyorlar.
Kevgire çevrilen Türkiye
Suriye meselesinde aktif ve müdahale yanlısı olan ABD’li senatör John McCain, sınırımızda çaktırılmadan (!)ÖSO ileri genleri ile buluşturuldu. Ama şükürler olsun ki(!) ABD basını ve ona bağlı Türkiye’de yazıp çizenleri var. Kısacık da olsa günübirlik gizli(!) görüşmeden bizi haberdar ettiler. Habercilik gereği, Dışişleri Bakanlığı’ndan ülke topraklarımız üzerinden gerçekleşen bu ziyaretin sebebini sorduk. Ne kadar tatmin olursunuz bilemem ama Bakanlık kaynaklarının verdiği cevaplar:
-- Bu ziyaret neden duyurulmadı?
- Sonuçta biz Dışişleri Bakanlığı olarak Türkiye’ye gelen her yabancıyı açıklamak zorunda değiliz. Bu Amerikan Büyükelçiliği’nin görevidir. Anladığım kadarıyla senatörün de Türkiye ile resmi bir teması olmadı. Yani biz Dışişleri Bakanlığı olarak bakanımızla veya hükümet yetkilileriyle, bakanlık yetkililerimizle bir teması olur da o çerçevede bir açıklama yaparız. Yoksa Türkiye’ye turistik amaçlıdan tutun da başka amaçlarla düşünce kuruluşlarının toplantılarına bir sürü insanlar geliyor.
-- Ama sonuç olarak turistik amaçla gelmedi?
- Biz toplantıya katılmak için gelen herkesi duyuruyor muyuz? Senatör McCain’in Türkiye’ye gelişi hükümetimiz veya Dışişleri Bakanlığı’mızla bir temasta bulunmak için değil o bakımdan bizim duyuruda bulunmamız tabii ki söz konusu değil.
-- Nerede görüşme oldu ve kimlerle görüşüldüğü konusunda bilginiz var mı?
Türkiye’ye gelişinden haberdardık tabii ki de kamuoyuna duyurma zorunluluğu bizde değil. Sonuçta bir senatör özel programı içerisinde geliyor. Gaziantep’te ABD’nin Patriot füze rampaları, orayı ziyaret ediyor. Büyükelçinin kendisine ayarladığı program çerçevesinde. Oradan sonra da basına yansıdığı şekilde Suriye tarafına geçip geri geldiğini anlıyoruz. Şu ana kadar McCain’in makamlarımızla herhangi bir teması olmamış. Herhalde Patriotlar için gelmiş oluyor yani, tam bilemiyorum programının sınırlarını. Burada da gelişi tamamıyla özel kapsamlı. Büyükelçiliği programını yapıyor. Patriot füzelerini ziyaret ediyor. Bizimle, resmi bir makamla teması yok.
-- Görüşmede Türkiye’den birileri de var mıydı? Türk yetkililerine haber verildi mi? Türkiye’de başka bir yere geçildi mi? Görüşme sonrası Türk yetkililerine bilgi verildi mi?
- Suriye’de geçişlerde 3. ülke vatandaşları, normal pasaportu olanlar Türkiye’deki açık olan sınır kapılarına gidip karşı tarafa geçebiliyorlar. Biliyorsunuz yabancı gazeteciler de Türkiye’den çıkış yapıyorlar, Suriye’ye gidiyorlar. Sınır kapılarından giriş çıkış yapılmasında bir engel yok bildiğim kadarıyla.