Hamasetle kriz çözülmez
TL krizi aynı zamanda üç gerçeği ortaya çıkardı;
Birisi, bugünkü Başkanlık istemi ve otokrasi, dışa açık, hukuki güvene dayalı, serbest kambiyo sistemi ve dalgalı kur sistemi ile uyuşmamıştır. İktidar, popülizm ve çıkar odaklı politikaları tercih etmiştir. Böyle bir tercih, kaynakların etkin kullanılmasını önlemiş, yabancı sermaye çıkmış, MB''nin 128 milyar dolar rezervi kaybolmuş, TL krizi ve kaos tırmanmıştır.
İkincisi; ekonomiyi yönetemeyen ve TL istikrarını sağlayamayan iktidar, bu defa kuru daha da yükseltince bu krizi siyasetin finansmanı için kullanma olasılığı artmıştır. Kur artışından en fazla yarar sağlayanlar kayıp 128 milyar doları ellerinde tutanlar ile devletten ve vatandaştan Kamu-Özel İşbirliği yolu ile, ulaştırma ve sağlık sektöründe 121 milyar dolarlık (Uğur Emek-Dünkü Cumhuriyet) ve dolar olarak talep garantili ihale alan müteahhitler olmuştur. Bunların iktidara yakınlığı ve hatta iktidar içinde olduğu biliniyor. İktidar ve bunlar; spekülatif kârlarının bir kısmını erken seçimde AKP eliyle dağıtarak seçimi alacaklarını hesap ediyorlar.
Üçüncüsü; iktidar yaşanan krizi ve kaosu, hamasetle, algı yaratarak mazur göstermeye çalışıyor. Bunda en fazla rejimden çıkar sağlayanların sesi çıkıyor.
Söyledikleri;
Eti, domatesi az ye, domates zararlıdır.
Bu bir ekonomik kurtuluş savaşıdır.
Manda ekonomisinden kurtuluyoruz.
Japonya''da dolar 115 yendir.
Kur artarsa, ithal ara malı ve ham maddeyi içeride üretmek zorunda kalırız. Dış denge düzelir.
Bunlar, iktisat mantığına uymaz. Ama oraya gelinceye kadar akla da uymaz. Hepsi panik içinde yapılmış savunmadır. Kaldı ki böyle bir algı yaratma telaşı vatandaşların çoğunun tepkisini çekiyor ve artık herkes;
- anlaşıldı ama bari milleti cahil yerine koymayın'''' diyor.
Bunların savunmaları içinde tek tartışılacak açıklama ''''Yüksek kur ile ithal ara malı ve ham maddenin içeride tedarik edilmesi'''' hedefidir.
Ama bunun da mantığı yoktur. İki örnek vereyim.
Türkiye pamuk ve iplik ithal ediyor. Pamuk ekip sonuç almak zaman ister. Üstelik tarımda şartlar o kadar kötüleşti ki kimse yatırım yapmıyor.
İkincisi, Türkiye motor ithal ediyor. Motoru içeride üretmek için gerekli teknolojiye sahip değiliz. Bu teknolojiyi geliştirmek zaman alır. Dahası, olsa bile bugün hukuki ve demokratik altyapı olmadığı için, iktidarın yanlış ve istikrarsız kararları nedeni ile güven dip yaptığı için yatırım ortamı yoktur.
Dahası, istikrar önlemi almak yerine algı yaratarak sorunu çözmeye çalışmak ekonomiyi derin bir çıkmaza sokuyor. Riskler artmıştır.
1.Hiperenflasyon,
2.Reel sektörde iflaslar,
3.Bankaların dönmeyen kredilerinde büyüme,
4.Dış borçlarda temerrüt riski.
Bugünkü iktidarın elinde iki çözüm yolu var:
Birincisi IMF''ye gitmek. Ama istemiyorlar. İsteseler de IMF''nin programına uyamazlar.
İkincisi; erken seçimle ekonomi yönetimini bilenlere devretmek.