Hamamda başlayan başkanlık seçimi kampanyası...
Daha önce de ifade etmeye çalıştım!..
Bizlere ve de sizlere “çözüm süreci” filminin geride kalan sahnelerini izletiyorlar, onlar ise final sahnesinde oyunlarını sürdürüyorlar diye.
Ortaya dökülen her yeni kayıkçı kavgasında buna bir kez daha şahit oluyorum.
Yok!.. İmralı ne demiş?
Yok!.. Hain Karayılan neler talep etmiş?
Yok! Hainlerin sivil siyasetçi kılıklı sözcüleri ne açıklama yapmış?
Yok!.. Başbakanın siyasi Başdanışmanı Yalçın Akdoğan bunlara nasıl çıkışmış?..
Hani? Sormuşlar ya tilkiye “tavuk yer misin?” diye; tilki de “gülmekten konuşamıyorum” cevabını vermiş.
Bütün bu olup bitenler karşısında; Yalçın Akdoğan’ın eline yazılı metinleri tutuşturan İstanbul’daki Amerikalı villa yazarları, bir parmak işareti ile muhteşem başdanışmanı elçilikteki ikametgahına çağırıp hesap soran ABD Büyükelçisi, Öcalan canisine antrenörlük eden CIA çalışanları, gülmekten ölme noktasına gelmişlerdir.
Bizler “cambaza bak” oyununu seyrederken içeride biriken gazı boşaltmak için ABD ile dümenden kavgaya tutuşan “Muhteşem” olası Blair House tatili için öncü birlik olarak Bakanı Egemen Bağış’ı okyanus ötesine uçurmuştu. ABD’deki gece alemi konusunda da çok tecrübeli olan Egemen Bağış, oralardan Ankara’ya gönderdiği haberlerde “ömrü hayatı boyunca ABD’lileri hiç bu kadar heyecanlı görmediği ve Erdoğan’ı misafir etmek için Amerikalıların çok sabırsızlandığı” haberlerini Ankara’ya göndermişti.
Dedim ya!.. Adamlar filmin final sahnesinde diye..
Demek ki; Bakan Egemen Bağış bizim duyamadığımız kanallardan “Muhteşem”e, “Sultanım, ABD’den yeşil ışık yandı” mesajını da gönderdi!..
Ve Tayyip Erdoğan, AKP’nin geleneksel Kızılcahamam toplantısında aynen şu cümleyi kullandı;
“Türkiye için artık son derece kritik, son derece önemli bir evreye girmiş durumdayız. Öncelikle, 2014 yılı, Türkiye için kritik sonuçların alınacağı seçim yılı olacak. İlk olarak, mart ayında inşallah mahalli seçimler gerçekleşecek. Yıl ortasında, Anayasamıza göre Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılması gerekiyor. Yine bu süreçte, yeni Anayasa çalışmalarının inşallah tamamlanmasıyla, bir halkoylaması da gündeme gelebilecek.”
AKP’nin bütün il ve ilçe başkanlarının toplandığı hamam sefasında sarf edilen en kritik cümle buydu.
“Muhteşem”in yaptığı konuşmanın tümünü de dikkatlice izleyip, organizasyonla ilgili tüm olup bitenlere de dikkatlice baktığınızda bence bu başkanlık seçimi kampanyasının da resmen başlatılmasıydı.
Obama bundan sonraki süreçte hangi havuçlara hangi beyzbol sopasını sallar onu da yaşayarak göreceğiz.
Muhalefet liderleri klasik muhalefet demeçleriyle, ayda bir yaptıkları mitingle bu gidişatı nasıl tersine çevirecekler; o da ayrı bir soru!..
***
Bu arada Pazar günkü yazımda AKP’nin “Milliyetçi”leri ile “Ülkücü”lerinin süreçteki ruh hallerine değinmiştim. Bana gönderdiğiniz mesajlarda haklı olarak isim istediniz. Zaten yazımın başlığı ve de içeriği “isim vermeden”di. Gelen talepler üzerine sizlerle önemli bir kulis bilgisini daha paylaşacağım. Ama önceden uyarayım; O gün yazdıklarımın hiçbiri aşağıdaki satırların konusu olan kişiden alınmış değildir.
Gelelim havadise;
“Muhteşem”in milliyetçi tepkileri yüzünden görevden aldığı eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in sıkıntıları iyice artmış. AKP kulislerinde konuşulanlara göre Başbakan’ın İstanbul ekibinden olan Şahin “Muhteşem”le yollarını ayırma noktasına gelmiş. Ve hatta İdris Naim Şahin bir dahaki dönem için MHP’yi düşünüyormuş. AKP kulisleri bu konuda o kadar iddialı ki; benim “Yok canım. O kadar da olur mu?” tepkime “Git Ordu’ya bak!.. İdris Naim Şahin, taban çalışmalarına başladı. Ordu’da önemli gündem maddelerinden biri de bu” diye cevap verildi.
***
“Cambaza bak” oyununu seyrederken bugünlerde Ankara’nın güvenlik koridorlarında seslendirilen önemli iki iddiayı da aktarmak istiyorum.
İddia 1- Bundan yaklaşık 10 gün önce Suriye ordusundan kaçan 5 üst düzey komutan Ankara’ya geldi. Bu komutanlar 3 çuval ABD Doları ile birlikte havaalanında teslim alındı. Paralar AKP genel merkezinden gelen bir kişiye havaalanında teslim edildi. 5 Suriyeli komutan ise çeşitli otellere yerleştirildi.
Soru: Bu iddia doğru mu?.. Doğru ise 5 Suriyeli komutanın Türkiye’ye getirdiği paranın miktarı nedir? Bu paraları kim ne için teslim alıp nereye götürmüştür? 5 Suriyeli komutan kimdir?
İddia 2- Polis özel harekattan 35 kişilik seçmece bir ekip MİT’e alındı. Bunlar uluslararası operasyonlarda görevlendirilecek. MİT’e seçilen bu ekibin mensupları ve ailelerinin geleceklerini garanti altına alacak maddi şartlar (ne istedilerse) yazılı olarak teminat altına alındı.
Soru: Daha önce TSK’dan oluşturulan MİT özel harekat ekiplerinde bu sefer niye değişikliğe gidildi? Neden TSK yerine polis içinden tercih kullanıldı? Bu seçimin “süreç” ile ilgisi var mı?..
İddia ve soruların cevaplarını -eğer gelirse- sizlerle paylaşacağım...