Halkın büyük dayanışması
İstanbul'un Kadıköy yakası hariç, CHP'de dün müthiş bir dayanışma izledik. Büyükçekmece'nin başını çektiği organizasyona, sırasıyla Beylikdüzü, Avcılar, Küçükçekmece de eksiksiz katkıda bulundu.
Şehrin Anadolu yakasındaki bazı ilçelerden gelen şikâyetlerin sebebi olarak 31 Mart seçimlerinde elde edilen başarının rehaveti gösterildi.
Neticede sonuç önemli olduğuna göre, o küçük "rehavet hâli" de çabuk unutulur.
Gazetelerin zor şartları
20-30 yıl öncesine göre, yazılı medyanın daha iyi şartlarda olduğunu söyleyebilirim. Ancak, yine de ulaşım imkânları teknik ekipleri sıkıştırmakta. Bu yüzden "Yazıyı bir an önce yazmak için zorlandığımızı itiraf etmeliyim."
Zaten öyle bir kamplaşma var ki kimi gazetelere bakıyorum, çeyrek sayfa Binali Yıldırım fotoğrafı var. İçine vesikalık İmamoğlu resmi gömmüşler. Hatta bazılarında Millet İttifakı adayından hiçbir şey göremedim.
Anlayacağınız "Herkes meşrebine uygun yayın yapıyor." Peki bunlar şimdi ne yapacak?
İlle de anılar
Aklıma yıllar önceki bir Beşiktaş-Bursaspor maçı geldi. Müsabaka İnönü'deydi. Deplasman ekibi, Mesut başta efsane isimlerle doluydu. Kartal son dakikaya kadar 1-0 öndeydi. Bursa kazandığı korner atışını golle sonuçlandırdı: 1-1.
Tüm oyun süresince deniz tarafındaki Bursaspor taraftarı "Bursa, Bursa" diye bağırınca Beşiktaşlılar "Oooh" diye tamamladılar. Ancak oyun 1-1 bitince o 300 kadar misafir seyirci hep bir ağızdan çıkış yaptılar "Neler söylediniz bize, nasıl attık size"...(Sansürlü hâli.)
İşte o an inanılmaz bir şey oldu; Beşiktaş seyircisi bu defa Bursalıları avuçları patlayıncaya kadar alkışladılar.
İşte bunu şimdi de karşı cepheden bekliyoruz.
***
Bizim Obradoviç
Fenerbahçe, basketbolda şanssız final yaptı. Üst üste gelen sakatlıklar şampiyonluğun kaybedilmesine sebep oldu. Yine de Ergin Ataman'ı aşağılamak yerine, kutlamalıyız. Obradoviç'in oğlu yaşındaki bir Türk Koç'un elde ettiği başarı büyük. İspanya'da kazandığı Final Four ikinciliğinin ardından Türkiye şampiyonluğu çok değerli.
Millet olarak en büyük hastalığımız yabancı hayranlığı. Ne olur, Ergin gibileri yok etmeye kalkışmasak. Saldıracağımıza biraz destek versek ne kaybederiz?
Ataman G.Saray'ı ve Beşiktaş'ı da çalıştırdı. Hem içeride hem dışarıda değerli kupalar kaldırdı. Bunları niye inkâra kalkıyoruz.
Dikkat edin hep aynı hastalık var. Bir zamanlar Mahmut Uslu'da bulunan virüsü, şimdilerde Semih Özsoy'da görmekteyiz.
Kunter'in başarısı
Öte yandan basketbolumuzun bir diğer değerli ismi Erman Kunter de Fransa'da bir mucizeyi gerçekleştirdi. Düşme hattında aldığı ilk göz ağrısı Cholet'yi ligde tutarak önemli bir başarıya imza attı. Dağılmış durumda ve sadece iki galibiyeti bulunan Cholet Basket'te göreve geldikten sonra 10 galibiyet alarak takımının ligde kalmasını sağladı. Kunter, Killian Hayes'in Amerika rüyasında da önemli rol oynadı.
Gözlem
Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu'nun iyi Fenerbahçeli olduğunu bilmeyen yok. Her icraatında da bunu ispat etti.
Kupa töreni sırasında, küçük kızının söyledikleri ise çok hoştu: "Şampiyonluğu Anadolu Efes'in kazanmasına çok mutlu oldum."
Demek ki artık çocuklar bile objektif hâle geldi. Bakalım büyükler bu çizgiyi ne zaman yakalayacaklar.
***
Söz Ve Müzik
NTV uzun süredir kafama göre bir program yapıyor. Tam nostaljik. Handan Özsoy ve Suat Kavukoğlu'nun liderliğindeki yapımda Hakan Eren ile Yavuz Hakan Tok'un da katkıları büyük.
Yapımın ilginç tarafı, gecenin herhangi bir saatinde karşınıza çıkması. Bu defa ana tema Ajda Pekkan'dı. Süperstar'ın Fikret Şeneş'le bir araya geliş öyküleri anlatıldı.
Bana göre Şeneş, Ajda'yı zirveye taşıyan isimdi. Katkıda bulunan diğerlerinin hiçbiri Fikret Şeneş kadar etkili olamamıştır. Biraz da Şehrazat'ın hakkını teslim etmeliyiz. Diğerleri teferruat.
İşi bilenler
Örneğin kraliçe diye lanse edilen birçok çakma ismin Yunan bestecilerden çaldıklarını nasıl sokuşturdukları bilmeyen yok. Bunlar tam bir müzik hırsızı.
...
GÜNÜN SÖZÜ
Zaferi kazanacağım diyenler kazanır. Başarıyı, başaracağım diyenler elde eder. Sonunda da başardım diyerek tescillerler. Mustafa Kemal Atatürk