Hâlâ konuşuyor andavallar !
İki gündür 15 Temmuz konuşuluyor tüm ekranlarda.
Devletin yargısının, polisinin, ordusunun, hariciyesinin, sermayesinin teslim edildiği, alçak bir çetenin kalkışmasıdır.
Elbette konuşulacak. İtirazım yok..
Ancak iş dönüp dolaşıp ülkeyi 15 Temmuz'a götüren sorumsuzlukların, iş bilmezliklerin, yanlışların ve hatta suçların konuşulmasına geldiğinde, bir bakıyorum, iktidarın özel yetiştirilmiş mikserleri, işi gargaraya getiriyor.
Niye?
Çünkü iş, sorumluluklara, suçlara gelirse, şu ana kadar açılmış davalar ne ki?
Onlar alt akıl.. Bir de bu felakete sebep olan, devleti o tezgaha düşüren üst akıl var ya, o konuşulursa yandı gülüm keten helva.
Bir katilin, cinayetin ardından kanlı ellerini yıkayıp kenara çekilmesi, onu o suçtan muaf kılar mı?
Yanıtınız "Evet" ise, ben de susayım..
Ama ne tarih, ne vicdan, ne hukuk böyle bir soruya evet demez, diyemez.
**
Mesela, ekranlarda yeni biten bir borazan diyor ki;
- Kardeşim, darbeye kalkışan subaylar orduya ne zaman girmiş? 20 sene önce. O halde, bundan bugünkü iktidarı niye sorumlu ilan ediyorsunuz?
Bak sen yarım akıllıya bak.
Bugünkü iktidar dediği de 18 yıldır iktidar. Hadi burayı geçiyorum..
Birincisi, 20 sene önce dediğin hemen hemen 28 Şubat sürecine geliyor. Ve o dönemde, ordudan "Cemaat" ilişkileri yüzünden atılanların, atılma kararlarına 'şerh' koyan' kimdi efendi?
İkincisi, 18 yıllık iktidarları boyunca, o subayların atılma kararlarına 'şerh'in altında kimlerin imzası var efendi?
Üçüncüsü, 20 senedir, 25 senedir o örgütle mücadele edenler, bağıra bağıra uyarırken, sen onlara "Statükocu, darbeci" demiyor muydun?
Sen, darbecilikle itham ettiğin insanların uyarılarına çamur atmakla meşgulken, arsızca saldırmakla uğraşırken, darbe kalkışması nereden geldi? Çamuru beraber ürettiğiniz alçaklardan geldi.
Ve sen hâlâ yüzün kızarmadan, dün uyarılarını dinlemediğin, önlemlerine çamur attığın insanları, bugün yine ve yeniden hakaretle, yalanlarla susturmanın peşindesin..
Niye siliyor musun;
Çünkü sen, çok ama çok utanmaz bir adamsın.
Buradaki ifade tekil bir ifade değildir. Çoğuldur. Çünkü bu yüzsüzlüğü meslek edinmiş bir dolu insan var etrafta. Ve aslında lafın gelişi, "adam" diye yazılmıştır.. Siz ahlaksız olarak okuyun..
**
Cumhurbaşkanı çıkıp özür dilemişken, "Önce Allah, sonra Milletimiz affetsin" bile demişken, bu yüzsüzler hâlâ, yalanla, çamurla iş çevirme peşinde.
Devletin zirvesi gerçeği kabak gibi önlerine koymuş, bunlar hala çırpınıp duruyor.
Millet siyaseten bu işin faturasını önünde sonunda masaya koyacaktır. Bundan şüphem yok.
Ama haklı beklentim o dur ki;
Hâlâ çamur atmakla meşgul oldukları insanlara dönüp "Yav arkadaş sen söyledin ama biz dinlemedik.. Haklıymışsın.. Devlet işi başka işmiş. Öyle cemaat memaat, bu işe karıştırılmamalıymış" demeleriyken, nerdeeee?
Dün FETÖ, bugün başka bir marka, değişen bir şey yok. Onu bildikleri için bu çırpınışları...
**
Meral Akşener'in güzel bir tarifi var, der ki;
- Bu millet, bu aziz millet, 15 Temmuz'da devleti sokaktan topladı getirdi.
15 Temmuz günü yaşanan en çıplak gerçeklerden biridir bu.
Güvenlik güçlerimizin, Cumhuriyetin kıymetini bilenleri, Mustafa Kemal'in gerçek askerleri de, milletle omuz omuza verince savuşturuldu bu melanet..
Gerisi hikaye...
Bu satırların yazarı bunu daha 16 Temmuz 2016 günü ekrandan söylemişti.
O yayın yüzünden de yargılandı..
**
Bu borazanlara, bu yarım akıllılara tavsiyem şu;
Her daim doğrunun izinde olanlara, artık kulak verin. Dün yaşanan felaketi yarın da yaşamak istemiyorsanız, bi zahmet ballı maaşlarınızı, kıyak imkanlarınızı, ihale takipçiliklerinizi bırakın da, biraz 'Memleketi' düşünün..
Bu kafayla giderseniz, o balya balya paraları yiyecek memleketiniz olmayacak..
**
Vesileyle;
15 Temmuz günü başka, bugün başka konuşanları kendi ayıplarıyla baş başa bırakıp, bir hakkı teslim ederek bitireyim.
Allah, Cumhuriyetin gerçek askerleriyle, polisleriyle, istihbaratçılarıyla omuz omuza verip, ülkeyi uçurumun kıyısında tutan "Cumhura" bin selam olsun.
Bu ülkeyi, andavallıklarıyla o uçurumun kıyısına kadar götürenler de kahrolsun...
**
Önemli not:
Başlıktaki ve sondaki 'Andaval' kelimesi bir hakaret değil bir durum tespitidir.
Ve sözlükte karşılığı aynen şöyledir; Ahmak, aptal, beceriksiz, saşkın, bön..
O yüzden, eğer yazıya denk gelirsen, bön bön bakma, anlamaya çalış, bre andaval..
Anlamaya çalış ki, bir daha böyle felaketler yaşanmasın, "Yalnız ve güzel ülkem"