Haine terk edilemeyecek kadar güzel!
Tunceli’ye MHP Genel Başkanı sıfatıyla ilk kez giden Devlet Bahçeli’yle -eh işin içine bir de o Tunceli’den çıktıktan sonra polisle bölücü gruplar arasında yaşanan çatışma girince- dönüşte bir değerlendirme sohbeti yapmadan olmazdı.
Kayseri’de verdiği molada konuştuğumuz MHP liderine yöneltilen ilk soru doğal olarak Tunceli izlenimlerine dair. Neyi merak ettiğimizi anlamazdan geliyormuş gibi söze önce espiriyle “Tunceli çok güzel bir şehir... İmarı, doğası... Yolda siz de gördünüz, dağların suya yansımasıyla, birbirine karışan iki görüntü vardı...” diye bölgenin tabiat varlıklarını anlatarak girdi. 1979 yılında Asistanlar Derneği Genel Başkanı olarak yaptığı ziyaretten bugüne gördüğü değişimi anlattı. Sonra bütün bu sözlerin sebebi hikmetini açıklar gibi son noktayı koydu:
-Terk edilemeyecek kadar güzel!
“DEVLET BURADA” MESAJI
MHP lideri, ziyaretinin “Davutoğlu’na rest” başlığına sıkıştırılmasından hoşnut değil gibiydi. “Daha derin bir anlamı var” dedi:
-Biz neden Tunceli’de Valiliği ziyaret ettik, neden halka hitap için Atatürk anıtının önünü seçtik, bunların iyi anlaşılması lazım. Bu 1930’lardan bu yana ilk defa oluyor. Amacımız istismar olsaydı, gider Pir Sultan Abdal Anıtı’nın önünde konuşurduk. Çok hassas günler, bir söz çatışmaya, kamplaşmaya, kutuplaşmaya yol açabilir. Biz Tuncelili vatandaşlarımıza Tunceli’de “devlet”i adres gösterdik. “Sizin devletiniz var, devlet burada” dedik. Bizim buradaki il başkanımız kadın. Ben konuşmamı iki yanıma, iki kadın Genel Başkan Yardımcımızı alarak yaptım. Bundan daha güzel mesaj mı olur.
ADI “İSMAİL YAVUZ” OLSUN
Cemevi programını iptal eden Bahçeli, “Eğer bu olabilseydi, biz Cemevinde şunu söyleyecektik; gelin bundan sonra doğacak çocuklarımıza İsmail Yavuz adını verelim. Genç kuşakların geçmişten gelen tartışmaları aşması lazım. İsmail Yavuz, İsmail Selim gibi isimlerle bu kaynaşmaya katkı sağlanabilir...”
Bir parti yöneticisinin “Yavuz İsmail daha güzel” demesi üzerine, MHP lideri “İsmail”i özellikle başa koyduğunu belirtti:
-Öncelik Alevi kardeşlerimizin olsun!
Tunceli’de kepenkler kapalıydı kapalı olmasına da “hayalet şehir” görüntüsü yoktu. Dükkanını terör örgütü korkusuna usulen açmayan esnaf, küskünlük, kırgınlık belirtisi göstermedi Bahçeli’ye, sırt dönmedi. Aksine camların, kapıların ardından, apartmanların balkonlarından merakla izledi.
Önemli bir ayrıntı;
2002 seçimlerinde baraj altında kalmasaydı Tunceli’de milletvekili çıkaracak oy oranına ulaşmıştı MHP! İktidarın bu ziyareti önce provoke, sonra da itibarsızlaştırma gayretinin perde arkasında, tarih boyunca Türk-Türkmen kimliğinin bedelini ödeyen Anadolu Alevilerinin, Türk Milliyetçiliği ile kaçınılmaz buluşmasından duyduğu korku mu var acaba? Tunceli’nin “ruh kökü” nün zuhuru, Alevilerin özleriyle kucaklaşması endişesi mi var bu tepkinin ardında?
Son Grup Toplantısında Alevilikle ilgili olarak açıkladığı 10 maddelik öneri paketini hatırlatan Bahçeli, “Bunu okusalar, burada bizim Alevilerle ilgili bir meselemiz olmadığını görürler.Tunceli’de bir cemevi var. Biz bu sorunun çözülmesi yönündeki önerilerimizi ortaya koyduk. Buradaki cemevi bizi kabul etmedi diye bizim Alevilere karşı yaklaşımımız değişmez. Biz onlara geldik, bundan sonra nasıl yaşayacaklarına karar verecek olan kendileridir. Yeterki huzurlu olsunlar” diye sürdürdü sözlerini.
Eleştirilerini Seyit Rıza adının üzerinden yapmasının Tunceli’de kırgınlığa neden olduğu, halkın Seyit Rıza’yı dini lider kabul ettiği yönündeki yorumlara karşılık netti:
“Gerçeği söylemeyelim mi! Günlerdir televizyonlarda iki kadın ile eve gitmeyen dört adam tarafından yürütülen kampanyadan sonra başka ne olabilir... Seyit Rıza’nın kim olduğunu merak edenler Rus Arşivlerine baksınlar. Kimlerle fotoğraf çektirmiş, kimlerle ne pazarlığı yapmış. Başbakan, Cumhurbaşkanı Putin Türkiye’ye geldiğinde kendisinden ” Rus Arşivlerini açmasını “ rica etsinler, herkes öğrensin Seyit Rıza gerçeğini...”
Aklıma gelmişken;
Koca ülkede bu “iki kadın ve dört adam” dışında “Dersim İsyanı” üzerine konuşacak kimse yok mu sahi! Bir Rıza Zelyut vardı, Dersim’in, Seyit Rıza’nın kitabını yazmıştı, niye kimse davet etmez mesela kendisini!
17-25 YOLSUZLUK HAFTASI
Kızılay Haftası, Yeşilay Haftası, Yaşlılar Haftası’nı filan hepimiz biliriz de şu günlerde literatüre yeni bir hafta ekletme peşinde MHP:
-Yolsuzlukları Anma ve Anlatma Haftası.
17-25 Aralık büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun yıldönümünde, 17 Aralık’tan 25 Aralık’a kadar, 9 gün, 9 ayrı şehirde düzenlenecek konferanslarla, konunun uzmanlarına yolsuzluğu anlattıracaklarını belirten Bahçeli, konuyla ilgili kitapçık ve afiş de bastıracaklarını söyledi.
Peki kendisi?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun açık oturum çağrısına uyup, o da bütün bunları canlı yayında anlatmak istemez mi halka?
Davutoğlu ile Kılıçdaroğlu’nu kast ederek “İkisi bir çıksın bakalım da kim kazanacak. Biz de onunla finali yaparız artık!”
KONGRE SLOGANI BELLİ OLDU
Ülke gündemi yoğun, seçim yaklaştıkça da sertleşiyor ama bir de kendi iç siyasi trafiği var MHP’nin. Büyük Kongre takviminin işlemeye başladığı şu günlerde o da hareketli. Yeni yılla birlikte il kongrelerini yapacaklarını hatırlatan Bahçeli, kongre sloganını da açıkladı:
-Türkiye’nin kalbi burada atıyor!
Bahçeli’nin anlatımına göre etrafında çatlaklar bulunan bir kalp şeklinde tasarlanan logonun tam ortasında “üç hilal” yer alıyor. Verilmek istenen mesaj;
-MHP, Türkiye’nin kalbi. Ülkenin birlik ve bütünlüğünün, beraberliğinin bozulmaması için bu kalbin atmaya devam etmesi şart. Bu kalp durursa felaketimiz olur.