'Haddi' zatında Barzani
Medyada 6 yıldır ‘Haddini aştı’ manşetleriyle anonslanan peşmerge başı, Ankara’da en yetkili ağızla görüşürken “dostlarla birlikteyim” dedi. Ne de olsa bir Mavi Marmara gemisi var, bir de peynir gemisi!
6 senedir yazıyorlar...
“Barzani haddini aştı!”
* * *
Binlerce manşet var böyle.
* * *
En yetkili ağız, “Barzani haddini aştı, Türkiye’yi başka devletlerle karıştırmasın, altından kalkamaz, bedeli çok ağır olur” diye kükrüyor...
O zamanlar “açılım” yapılacağından haberi olmayan değerli basınımız da, papağan gibi, ha bire giydiriyordu.
* * *
“Barzani yine haddini aştı.”
“Barzani gene haddini aştı.”
“Barzani tekrar haddini aştı.”
* * *
E baktılar ki, bizim “had” enteresan!
Aşa aşa bitiremiyor adam...
Hakaret plağını değiştirdiler.
* * *
“Barzani kaşınıyor.”
“Barzani kışkırtıyor.”
“Barzani tehdit etti.”
“Barzani tahrik etti.”
“Barzani kin kustu.”
“Barzani kudurdu.”
“Kukla Barzani.”
“Küstah Barzani.”
“Borazani” bile vardı.
* * *
Netice?
Barzani Ankara’da.
En yetkili ağızla görüştü...
“Dostlarla birlikteyim” dedi.
* * *
Çünkü...
Bi Mavi Marmara gemisi var.
Bi de “peynir gemisi...”
* Yılmaz Özdil / Hürriyet
+++++
Ama hangi PKK...
Hürriyet Gazetesi’nin, ne Tayyip Erdoğan ne de Ahmet Davutoğlu’yla konuşmalarında PKK’yı “terör örgütü” olarak tanımlamadığını sürmanşetten duyurduğu peşmerge başı Mesud Barzani, Sabah gazetesinin manşetine bakılırsa da “PKK terörü”nü kınamış.
Hem de “kapalı kapılar arkasında, net bir tavırla”...
Lafa bak hizaya gel!..
Madem “net tavır” neden kapalı kapılar arkasına gizleniyor?
PKK’nın kınandığını bilmesinden mi rahatsız Barzani, yoksa yerine yenisi ikame ettiğinin anlaşılmasından mı?
Keşke böceğin biri kulağımıza fısıldasa:
“Ama hangi PKK?”
Diyarbakır’daki mi?
Erbil’deki mi?
+++++
NATO’da görüntü var ses yok
Mavi Marmara gemisine İsrail askerleri saldırıp dokuz kişiyi öldürmüş civanımın padişahı Fatih Sultan Recep yeri göğü inletiyor ve “Dostluğumuz ne kadar kıymetliyse düşmanlığımız da o kadar şiddetlidir” diyor. Bunu duyan civanımın serbülenti Bülent Arınç gözyaşlarını tutamıyor ve “Türk bayraklı” gemiye saldırı emri verenlerin gıyaplarında yargılanacağını açıklıyor. Civanımın serbülenti ya geminin İslami Komor Cumhuriyeti bayrağı taşıdığı bilmiyor ya da “İslami Cumhuriyet” olunca yabancıdan saymıyor. Meclis’te dış politika bilen milletvekili yokmuş gibi ithalat yoluyla Dışişleri Bakanı yapılan Ahmet Davutoğlu, saldırının Türkiye’nin 11 Eylül’ü olduğunu söylüyor.
İttifak ülkesi
Haydi, o zaman... Emekli Tuğgeneral Ali Er NATO Daimi Konseyi’nin Ekim 2001’de “Bir ittifak ülkesi saldırıya uğradığı anda tüm üyelerin saldırıya uğradığı ilkesinin uygulanmasına” karar verdiğini anımsatıyor ve “Hani nerede NATO’nun kararı? Görüntü var da bir türlü ses gelmiyor” diyor.
Evet, ses gelmiyor! Büyük Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde elindeki kâğıdı monoton bir sesle okuyor, simültane çevirmenler daha heyecanlı konuşuyor. Konsey’in kararını ise Ankara’da pek konuşan olmuyor. Çünkü İsrail kınanmıyor! Birleşmiş Milletler “eylemler”i yani gemideki eylemcileri ve gemiye saldıranları kınıyor!
Eşgüdüm teorisi
Bu sırada İskenderun’da deniz birliğimiz ayrılıkçı teröristlerin saldırısına uğramış, yedi askerimiz şehit olmuş; büyük analistler PKK ile İsrail arasında “saldırı eşgüdümü” teorisi üretiyor.
PKK 31 Mayıs saat 00.10’da saldırmış. İsrail ise aynı gün saat 04.30’da. Yaklaşık 4,5 saat gemilere “İskenderun’da ağır bir saldırıya uğradık. Rotanızı geri çevirip biraz bekleyin” demeyi akıl edemeyen yetkili acaba kim? Yoksa koskocaman NATO Genel Sekreteri mi!
* Deniz Som / Cumhuriyet
+++++
Bu mesele ufak ufak iç politika malzemesi yapılmaya başlanıyor..
Mitingler hafiften bu yöne doğru kayıyor.. Mesela gece yarısı yapılan Taksim mitingi.. Evinden kalkıp gece yarısı Taksim’e gelenlerden çok getirilenler vardı meydanlarda..
* Hehmet Tezkan / Milliyet
+++++
Sorumlusu o gazete ve AKP hükümeti
AKP destekçisi şeriatçı gazete, bugüne kadar kimi birinci sayfasından, manşetten hedef gösterdiyse, o kişiler vuruldu, öldürüldü.
Türban kararı nedeniyle Danıştay 2. Dairesi ve üyeleri... Ahmet Taner Kışlalı...
Gümüşhane Barosu Başkanı...
Bu gazete şimdi son günlerdeki İsrail yazılarımız nedeniyle beni ve bazı gazeteci arkadaşlarımı hem de birinci sayfadan, fotoğraflarımızla birlikte hedef gösteriyor, sonra aynı
çizgideki internet sitelerinde aynı haber yer alıyor. Birinci sayfadan kocaman,
fotoğraflarımızla birlikte verilen hedef gösterici haberin başlığı şöyle:
“Yardım gemisine kurşun sıkan kalemşorlar.”
Nitekim o yayınlardan sonra ölüm ve tehdit mesajları gelmeye başladı.
Bu olayı dünkü yazılarında Oray Eğin
ve Mustafa Mutlu da gündeme getirdiler. Ben de aynı şeyi burada söylüyorum ve
şimdiden açıklıyorum:
“Başımıza herhangi bir iş gelirse,
sorumlusu o gazete ve aldığı destek nedeniyle ona göz yuman AKP
hükümetidir.”
* Emin Çölaşan / Sözcü
+++++
Yaşasın, Memati İsrail’i işgal edecek
Ben şahsen hayatımızda var olan hemen her probleme başarıyla el atan ve onu mutlaka çözen Kurtlar Vadisi ekibinin İsrail problemine ne zaman el atacağını bir süredir büyük merakla beklemekteydim.
Dizilerle yaşayan, dizideki aşkları gerçek sanıp kızları kıskanabilen, dizideki aşkları için katil olmaya hazır olan, kötü adam rolündeki sanatçıları ellerine fırsat çıktığında düşünmeden öldürmeye hazır olan, hayattaki tüm kültürlerini dizilerden alan, dizide rol icabı yanan Asmalı Konak’ı gerçek hayatta ziyaret ettiklerinde bile orada bulan bir uyanığın yaktığı odunun küllerini gezmekte oldukları konağın dizideki yangından kalan külleri hatıra olarak satın alabilen insanların İsrail’den öcümüzün Memati ve arkadaşları tarafından alınmasını beklemeleri gayet normaldir. Ben şimdi Memati’nin İsrail’i işgali öncesinde onu kutlayan sloganlarla süslü ilk tişörtü ve bayrağı kimin çıkaracağını merakla bekliyorum.
* Serdar Turgut / Habertürk
+++++
ABD’ye de meydan okuyun
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden dün, İsrail’in Gazze’ye giden gemileri durdurma hakkına sahip olduğunu söyledi.
(...) Böylece yıllardır bize söylenenin aksine, “Türkiye’nin en yakın dostu ve müttefiki” olmadığı, onun dostluğunun ve müttefikliğinin çıkarlarına göre değişebildiğini gösterdi.
ABD Başkan Yardımcısı’nın dünkü sözleri, ABD’nin Türkiye’nin başına ikinci kez “çuval geçirme” operasyonudur...
Türk hükümetinin sekiz yıldır izlediği politikanın iflasıdır...
Sen; askerlerini her gün şehit eden terör örgütüne yapacağın operasyon için bile bu ülkeden izin alacaksın ve oradan gelen “telkinlerden ve tavsiyelerden” şaşmayacaksın...
Ama o, her başın sıkıştığında seni yalnız bırakacak, başına çuval geçirecek...
Ondan sonra yandaş medyan da manşetten, “Başbakan, ABD Başkanı Obama’yla çok sert konuştu” diye yalakalık yapacak!
Bir de sert konuşmasaydı; başımıza neler gelecekti acaba?
* Mustafa Mutlu / Vatan
+++++
Önce paranın hesabını ver
Bizim ödediğimiz vergilerle TRT’ye astronomik ücrete program yapan bir adam, vergilerimizin nereye gittiğinin hesabını sorduğumuz için bize küfrediyor. Kısacası, hem parasını biz veriyoruz, hem parasını verene sayıp duruyor...
Oh, ne rahatlık böyle...
Ayda 100 bin TL alacaksın, tüyü bitmemiş yetimin hakkını sömüreceksin, sonra da birileri kalkıp sana bunun hesabını sorunca ekranı babanın malı gibi kullanacaksın.
TRT’nin bol bütçeyle program yaptırdığı bazı insanların arsızlığını düşünmesi gerek.
* Oray Eğin / Akşam
+++++
KISA... KISA...
/ Taraf ekonomi yazarı Süleyman Yaşar, bundan böyle haftanın 5 günü Sabah’ta yazacak...
/ Medyatava’nın haberine göre Lig TV önümüzdeki sezon maçlarını yorumlaması için, sağlık sorunları dolayısıyla Beşiktaş’la yollarını ayıran Mustafa Denizli’ye teklif götürmüş...
/ Yüzde 100 futbol programıyla, Güntekin Onay’la birlikte Altın Kelebek alan Rıdvan Dilmen’in Milliyet’ten ayrılarak Sabah’la anlaştığı konuşuluyor.
+++++
Karanlık çağın papazları gibi
CNN Türk internet sitesi sormuş:
“İsrail ordusunun saldırısına uğrayan ”Mavi Marmara“ yardım gemisinde hayatını kaybedenler sizce şehit midir?”
Bana kalırsa cevap “Allah bilir!”. Ama o yok şıklarda... Zaten biri çıkıp “Hayır bilemez” de diyebilir. İnsanların “benin inancım böyle” dediği noktada bitmesi gereken bir kavgayı, tam o noktadan başlatıp daha ileriye götürmekteki maksat ne ola?..
İster misiniz “doğru cevabı(!)” verenler arasında çekiliş yapıp kazananı “cennetin tapusu”yla ödüllendirsin CNN Türk!
+++++
MİNİ YORUM
Yanlı olma hakkı
Erdoğan son bombasını gazetecilerin üzerine attı: “İsrail yanlısı yazarlar var!..”
“AKP yanlısı” yazarları uçaklarda besleyip büyüten, daha önemlisi Bülent Abisi, Taraf gazetesine çarşaf çarşaf “Taraf olma hakkı”nı kutsayan mesajlar verirken gıkını çıkarmayan Erdoğan için “yanlılık” bir gazetecinin en doğal hakkı olmalıydı oysa... Tercihimizin “yansız” gazetecilik olduğunu belirttikten sonra soralım; Erdoğan bu açıklamasıyla Vakit’in gösterdiği hedefe ilk kurşunu atmış olmadı mı?