Hacettepe'de tehlikeli tahrik
Hacettepe Üniversitesi'nde bölücülere yol verildiğine dair en fazla haber ve yorum gazetemiz Yeniçağ'da yayınlandı. Bir bakıma "geliyorum" diyen tehlikeye defalarca dikkat çektik ve sonunda kan aktı. Çok şükür canlara bir şey olmadı. Ancak Fırat Çakıroğlu'nun kanı kurumadan tırmanan olaylar yüzünden ülkücü gençlerin gergin olduğunu unutmamak lazım. Yeni nesiller her ne kadar ağabeylerinden, anne-babalarından dinlemiş olsa da 12 Eylül öncesindeki tahrikleri bilmezler. Sabahın erken saatinde Çorum'da bir ülkücü genci vuran tabanca öğleden sonra solcu gençlere ateş açmıştır. "Puştluğa dağ dayanmaz" der Anadolu'muzun çarıklı erkanı. Kahramanmaraş olaylarını başlatanlardan olan Orhan Bakır'ın Ohanes Bakıryan isimli Ermeni olduğu ve uluslararası istihbarat örgütlerinin maşalığını yaptığını o marjinal sol örgütlerin yönetici ve mensupları dahi bilmiyordu. Bu memleketin idealist-zeki gençlerini bir birlerine kırdırmak için kurulan tezgahlar öylesine çok ki ilk akla gelenlerden örnekler verdikten sonra tekrar Hacettepe'ye dönelim.
Rektörlüğün basiretsizliğinden cesaret alan PKK'lılar sık sık paçavralarını asıp diğer öğrencilere baskı yapıyordu. Yönetim de tepki gösteren milliyetçi gençlere "tahrik etmeyin" diyordu. Selcan Taşçı dünkü gazetemizde detayları ile yazdı. Katkıda bulunmak da bana düştü.
***
21 Mart geçmesine rağmen Nevruz bahanesi ile PKK'nın maşaları, Hacettepe'de uzun süredir hedef gösterdikleri ülkücü gençlere saldırıp iki kardeşimizi bıçakladılar. Olayın şoku yaşanırken CHP Gençlik Kolları üyesi iki gencin yaralandığı haberi yayıldı. Öncelikle bu iki genci tanıdığımı belirtmeliyim. Hele de Ali... Paralel çetenin gazabına uğrayan pırıl pırıl genç. Maltepe Askeri Lisesi'ni başarı ile bitirdikten sonra Harb Okulu kampında ağır mobinge uğrayıp ayrılmak zorunda kalan Atatürkçü yüzlerce gençten birisidir. Burdurlu Yörük-Türkmen çocuğudur. Ali ve Ç.'nin ülkücüler tarafından yaralandığına inanmak istemiyorum. Güvenlik görevlilerinin kurduğu tezgah iddiaları var. Sonuçta ciddi provokasyon olduğu ortada. Öyle ki ülkücü gençleri bıçaklayanların Gazi Hastanesi'nde olduğu haberi yayılmış. Bunun üzerine ülkücülerin hastaneyi bastığı yolunda rivayetler var. Her şeyden önce Türk'ün töresinde hastane basmak yoktur. Ülkücülere bu hiç yakışmaz. Öfke ile bireysel olarak bu baskına giden var ise de bunun tevili mümkün değildir. Kabul edilemez.
***
Yaralanan ülkücü gençleri başta Prof.Dr. Ümit Özdağ olmak üzere MHP milletvekilleri ve Ülkü Ocakları yöneticileri hastanede ziyaret ettiler. Aynı şekilde CHP milletvekilleri de Gençlik Kolları üyeleri Ali ve Ç.'yi ziyaret ettiler. Sosyal medyada başta Aylin Nazlıaka olmak üzere CHP milletvekillerinin PKK'lıları ziyaret ederek arka çıktıkları yönünde yorum ve mesajlar asılsız olduğu gibi tehlikelidir. Bu ve benzeri davranışlar olayların tırmanmasına, yanlış anlaşılmaların büyümesine yol açabilir. Ülkücülerle CHP'nin Halkçı gençliği arasındaki kavga ancak PKK'nın işine gelir. AKP'nin ekmeğine yağ sürer. Ajan-provokatörlerin devreye girdiği dönemde ülkücü gençler ile CHP gençliği bırakınız kavga etmeyi, dostluk ilişkilerini pekiştirerek bölücü teröre karşı ortak eylemlerde aynı safta bulunmalıdır. Bugünden tezi yok bireysel kırgınlıklar, yanlış anlaşılmalar bir kenara bırakılarak en büyük Türk Milliyetçisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde, O'nun gösterdiği hedeflere birlikte yürümek tüm Türk gençlerinin birinci vazifesi olmalıdır.
Bölücü terör örgütünün maşaları tarafından yaralanan öğrencilerimize geçmiş olsun diliyor apak alınlarından öpüyorum. Unutmayınız ki "su uyur, düşman uyumaz!" Ammaaan Dikkat!..