Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Haberiniz var mı?..

“Askeri vesayetin ortadan kaldırılması” adına bu memlekette ne herzelerin yendiğinin hepsi henüz aleniyet kazanmış değil. Lakin “Sivilleşme”, “AB normları” adına “Milli Güvenlik Dersi”nin niçin kaldırıldığının da farkına yeni vardı insanımız. Bizim “Yitik Kuşak” ın çocukluk yıllarında dinlediği “Seferberlik Yılları” o yılların kaçkınları ile yeni yetişen nesillerde anlam ifade etmiyor. Anam “Seferberlikte emmim Fizan’da kalmış” diye başlar anlatmaya. Tarih profesörlerine ders veren dedem Kamberli Osman Ağa, 40 ay yaptığı askerliğin yanında Çanakkale ve Ermeni ayaklanmasını sinema filmi gibi anlatırdı.
Birileri Sarıkamış’ta dedesinin şahadetinden dem vursa da bir Allah’ın kulu kayıtlarda rastlamadı... Soyadı kanunu henüz yoktu zaten. Meydanı boş bulunca sallamaları bazıları yediyse de yüreğinde, belleğinde acı hissedenlere Anderson’dan masalları yutturamazlar...
Kenan Işık televizyonda “Kim 500 milyar ister” yarışmasında “Seferberlik nedir?” diye sorsa kaç kişi cevaplandırabilir... Seyirci, joker hakkı vs. ile memleketin vaziyeti kabak gibi ortaya çıkar. Nitekim “Bülent Arınç’a suikast masalı” nı sora sora birilerini zorlayıvermişiz. Aradan neredeyse dört yıl geçti “Kozmik Oda” ya da “Memleketin yatak odası-mahremiyeti” denilen “Seferberlik Tetkik Kurulu” na niçin girildiği ortalığa saçılıverdi. Mevcut yasalarda henüz kaldırılmamış olan “zorunlu askerlik kanunu” nda “Seferberlik görev emri” diye maddeyi yaşı kırkın altındakiler hatırlamaz bile. Oysa “40 yaşına kadar, olağanüstü durumlarda yedek asker olarak silah altına alınır” ibaresi vardır. “Vicdani ret” , “profesyonel askerlik” mavalı yüzünden, tezkere alırken altına imza attıkları “Seferberlik görev emri” ya da yoklama zorunluluklarını unuttu çoğunluk...
Bugün adı “Özel Kuvvetler” ya da “Seferberlik Tetkik Kurulu” olarak geçen kurumda savaş ya da işgal sırasında sivillerin yüklenmesi gereken görevlere ilişkin çeşitli ibareler vardır. Üzerinde yaşadığı toprağı korumak, ülkü ve vatandaşlıkla bağlı olduğu vatanını koruyup, kollamak için yükümlülüklerini yerine getirmek, seçme ve seçilme haklarını yerine getirmek gibidir. Bu bazen Erzurum, Erzincan, Edirne, Antalya’da muhtemel düşman saldırılarında askerine yardım etmektir. Bazen de sınırın dışında bir başka ülkede isen kalben, ruhen bağlı bulunduğun devletin çıkarlarını korumak için durumdan vazife çıkararak hareket etmektir. Bu Suriye’deki Bayır-Bucak Türkmeni, Irak’taki Telafer Türkmeni, İran’daki Meşhed ya da Tebrizli, Yunanistan’da Dedeağaçlı Sadık Ahmet, Bulgaristan’da Naim Süleymanoğlu, Gürcistan’da Barçalılı Yusuf, Azerbaycan’da Nahcivanlı Rıza, Kıbrıs’ta Rauf, Kırım’da Mustafa olabildiği gibi Diyarbakır’da Hüseyin, Mardin’de Şehmuz, Maraş’ta Ökkeş, Antep’te Şahin ve ailesi olabilir. Uçağımız düştü, pilotumuz atlayınca o bölgede gideceği bulacağı isim bellidir. Rus İvan’ı ya da Amerikan Coni’si bir şehrimizi işgal mi etti. Orada direnişi başlatacak olan öğretmen Musa, avukat Hakkı, eczacı Ayşe ne yapacağını bilmeden ülkesini savunabilir mi?
İşte bütün bunları deşifre ettiler... Üç bin kişinin sorgulanacağından bahsediliyor. Türkiye’nin savunma refleksinin sinir uçlarını düşmana teslim ediyorlar haberiniz var mı?

Yazarın Diğer Yazıları