Güven bunalımı

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal''ın, Millet İttifakı''nın Cumhurbaşkanı adayını tarif ederken kullandığı "20 yıllık AKP döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak" cümlesi, AK Parti''den koptuktan sonra muhalif bir dil benimseyen DEVA ve Gelecek Parti''li yöneticileri, haklı olarak rahatsız etti.

AK Parti iktidarının 20 yıllık döneminde olmasa da en az 10-15 yılında "sorumluluğa ortak olan" bu kişilere göre, Millet İttifakı''nda bulunan partilerden gelen bu nevi açıklamalar "güven sarsıcı" oluyormuş.

Kim için?

Eski AK Partililer için?

Kime karşı?

Muhalefete.

*

Düğmenin yanlış iliklendiği yer tam burası.

*

AK Parti''den kopan siyasi partilerin liderleri, yöneticileri, Uysal''ın sözlerini üstlerine alınmakta ne kadar haklılarsa, bununla ilgili sitemde o derece haksızlar.

*

Sayın Ali Babacan, AK Parti''den ne zaman istifa etti?

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi''ne geçiş sürecinde mi?

16 Nisan referandumunda bir itiraz geliştirerek mi oldu mesela ayrılığı?

Keza Sayın Ahmet Davutoğlu?

Ne zamandı istifası?

İki lider de, iktidar partisiyle yollarını 2019''da, yani Türkiye, AK Parti eliyle parlamenter sistemi terk ettikten ancak 2 yıl sonra ayırdılar.

*

Buna göre…

En belirgin uzlaşı alanları "parlamenter sisteme geçiş" olan bu partiler arasında, önce kim kimin güvenini kazanmaya çalışması gerekli?

*

Bu partilerin/liderlerin, "yeniden başlamayı" tercih ettikleri andan itibaren, "geçmişleriyle" yaftalanmaktan, yargılanmaktan haz etmemeleri son derece anlaşılır.

Ve fakat…

Durmaksızın, geçmişte yaptıkları hiçbir şeyden pişmanlık duymadıklarını, geçmişte de ne kadar haklı olduklarını tekrar ederken, "o günler" üzerinden tartılmaları da aynı derecede anlaşılır değil mi?

PENÇE…

----

Birkaç gün önceki Barzani ziyareti itibarıyla eli kulağındaydı; Türk Silahlı Kuvvetleri, 2019''da başlattığı Pençe harekâtı kapsamında, Irak''ın kuzeyindeki PKK kamplarına bir operasyon daha yaptı.

*

Her şeyden önce…

Terör örgütü kamplarındaki gelinciklerden büyülenmeyen çocuklarındanız biz bu memleketin…

"Bir kar yağar ince ince,

Komandonun hâli nice

Bir operasyon var bu gece

Vur paraşütçü komanda" diye çarpmaya başlayıverir yüreklerimiz böyle haberler geldiğinde.

Allah, tek bir Mehmetçiğimizin ayağına taş değdirmesin.

*

Operasyonda ATAK helikopterleri, İHA ve SİHA''larımızın da kullanıldığı açıklandı.

Allah, savunma sanayisini millîleştirme gayretini tamamına erdirsin; ATAK''ların, ANKA''ların, AKSUNGUR''ların, TURNA''ların, HÜRJET''lerin, ARI''ların, HÜRKUŞ''ların, GÖKBEY''lerin mühendisliğinin, montajının, yazılımının, motorunun, son satırına, son vidasına kadar kendi imalatımız olacağı günleri göstersin.

*

Teröristlerin hak ve özgürlükleri uğruna savaşan "mazlumlar" gibi gösterildiği "süreç"lerde, her bir mensubu neredeyse azılı birer katil gibi gösterilmeye çalışılan, algıda illegalleştirilen kahraman özel kuvvetlerimiz, bu vesileyle, bir kere daha kim ve ne olup olmadıklarını göstersinler dosta da, düşmana da.

*

Yukarıdaki bütün duyguları saklı tutmak kaydıyla soruyorum:

Terör örgütünün varlığını büyük oranda Suriye''ye kaydırdığı bilinirken, mevcut şartlar altında, Türkiye "meşru müdafaa hakkı"nı, öncelikli olarak Irak sınırında mı yoksa Suriye sınırında mı kullanmalı?

Neresi Türkiye için öncelikli tehdit odağı?

*

AK Parti iktidarı, yanlısı medya ve kadrolu güvenlik uzmanları son iki-üç yıldır her fırsatta PKK''nın Erbil, Duhok ve Süleymaniye''deki bütün stratejik noktaları kaybettiğini yazıyordu.

İçişleri Bakanı, bu yılın ilk ayında, Türkiye''de bulunan PKK''lı terörist sayısının 150''nin altına düştüğünü duyurmuştu.

*

Gelişmeler, Türk askeri için "Girilemez" yer olmadığını kayda geçiriyorsa, gurur duyarım.

Ama meselenin siyasi ayağında şunu da sorarım:

Biz neden mücadele ediyoruz terör örgütleriyle?

Türkiye''nin terörle mücadele hedefi "tek terörist bile bırakmamak"tan ibaret mi?

Temel amaç toprak bütünlüğünü korumak değil mi?

Öyle ise, Irak''ta, PKK''ya karşı, "Nihai hedefi topraklarının bir bölümü de Türkiye''ye uzanacak olan Büyük Kürdistan''ı kurmak olan Barzani''nin" ipine sarılarak ulaşabilir miyiz mesela bu hedefe?

Türkiye''nin, demografisi bu manada en kritik olan illerinde mülteci gettoları kurulmasına seyirci kalarak ulaşabilir miyiz?

Sınırlarımız "kevgir"e dönmüşken; kimin girip kimin çıktığı belli değilken ulaşabilir miyiz?

Gözümüzün içine baka baka "terör ordusu" oluşturanlarla müttefik kalarak ulaşabilir miyiz?

*

Her bir ananın kuzusu olan o kahraman askerlerin sahada kazandıklarını, masada heba etmeyin…

Kelle koltukta verilen o cansiparane mücadeleye yazık etmeyin…

Yoksa, yerin yedi kat altına saklansa, biliriz biz, tek terörist bile Mehmet''imizin pençesinden kurtulamaz.

Yeter ki, iş ona kalsın.

Yazarın Diğer Yazıları