Güneydoğu Anadolu'da ne valilerimiz varmış

Dün Milliyet gazetesinin haber sitesinde şu haber vardı: ’Operasyon izni istendi, valiler vermedi’, BDP eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın Hakkari’de içinde iki generalin de olduğu bir helikoptere ateş açılması ile ilgili “Provokasyon oldu mu?” sorusuna karşılık verdiği cevap şöyle idi: “Helikoptere yapılan ateş konusunda PKK, açıklama yaparsa biz de daha detaylı bilgilenmiş oluruz. Soruşturuyorlar. Ama duyduğumuz kadarıyla bazı bölgelerde komutanlar valiliklerden ve savcılıklardan defalarca operasyon izni istediler. Ama bu izinler verilmedi. Yıllardır operasyona çıkmayan bazı komutanlar tam da bu süreç başlayınca operasyon izni istediler. Hükümet operasyon yapmama, çıkışı engellememe, çıkanlara karşı da herhangi bir girişimde bulunmama konusunda şu ana kadar ciddi bir sorun çıkarmadı, çıkmasına izin vermedi.” PKK saldırıyor, ordu kendisini savunmak için operasyon yapma yetkisi istiyor ve valiler bu yetkiyi vermiyor. Aslında şaşırtıcı değil, Oslo görüşmelerinde PKK’lılara Başbakan Erdoğan’ın özel danışmanı, “Bölgede iyi valiler ve emniyet müdürleri var. Size tolerans ile davranıyorlar. Sizi rahatsız eden var ise adını verin” dememiş mi idi?
Bu arada BDP açıklama yapıyor: Bu olayı müfettiş yollayıp soruşturacağız. PKK’dan izin almadan tuvalete gidemeyecek bir parti mi şimdi PKK’nın eylemini soruşturacak. Bu çok ilginç bir gelişme. Kimse de kalkıp “Hadi canım sen de, sen kim PKK eylemlerine müfettiş yollamak kim” demiyor.
Cizre’de Nuh Mahallesi’nde PKK’lılar sözde asayiş iddiası ile tören yapıyorlar, yol kesip araç kontrolü yapıyorlar, Şırnak Valiliği şu açıklamayı yapıyor: “23.06.2013 günü Cizre ilçemizde, PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanmasına ilişkin, bazı basın yayın organlarında yer alan görüntülerin niteliği ve olayla ilgili gerekli çalışmalar etkin bir şekilde başlatılmıştır. Normalleşme sürecini ve huzur ortamını bozmak amacıyla karanlık odaklarca yürütülen bu tür eylemlere yönelik mücadelemiz kararlılıkla sürdürülecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Valilik herhalde karanlık odaklar ile AKP Hükümetinin Öcalan ile birlikte yürüttüğü “normalleşme süreci” adlı süreçteki odakların aynı odaklar olduğunun farkında değildir. Diğer bir ifade ile müzakere, mütareke ve kirli barış süreci, bu karanlık odak olan PKK ile birlikte yürütülüyor. Hani Erdoğan, kısa bir süre önce Öcalan ile ilgili “teröristbaşı” deyince Demirtaş, “O teröristbaşı ise onunla müzakere yapan sen nesin?” diye sormuştu. Güneydoğu Anadolu’daki bütün valilere sormak gerek, “Türk ordusunun kendisini savunmak için karanlık odaklara operasyon düzenlemesine neden mani oluyorsunuz?” diye.
Özetle çok garip günlerden geçiyoruz. PKK büyüyor, gelişiyor, Ankara bölgeyi elden çıkarmış gibi davranıyor. Yıllarını terörle mücadeleye vermiş deneyimli polisler, Öcalan’ın konuşmasının okunduğu Nevruz sonrasında sinirlerinden ağlıyorlar. Birlikler, kışlalarda hapis tutuluyor. Alman Welt gazetesine Öcalan bu sürecin sonunda hapishaneden çıkacak diyerek yapılan pazarlığı anlatan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin üniter ulus devlet yapısına her gün küfreden, bu aşılmış olarak nitelendiren Karayılan, 26 Haziran 2013’de rizgarionline’a verdiği demeçte “Her Kürt, bağımsızlık, özgürlük ve ulusal devlet düşünür” diyor. Türk milli devleti gerici, çağ tarafından aşılmış vs. vs. PKK’nın milli devleti ilerici...
Hiç kendi kendinize soruyor musunuz Sayın valiler; Bu iş kötü gider ise ve AKP Kütahya Milletvekili İdris Bal’ın hazırlamış olduğu raporda olduğu gibi Türkiye bölünür ise ve siz de vali olduğunuz illeri devir-teslim yaparak “Türkiye’ye geri dönmek zorunda kalırsanız!?” gerçekten bu ihtimali hiç düşünmediniz mi, yoksa nasıl olsa benden sonraki valiye kalır bu iş diyerek kendinizi rahatlatıyor musunuz? Sizin yerinizde olmayı hiç istemezdim. Ben oğluma hiç olmaz ise ‘ben doğru taraftaydım’ diyebileceğim. Sizin öyle bir şansınız da olmayacak. Tabii sadece sizin değil...

Yazarın Diğer Yazıları