Gündem MHP
29 Mart seçim sonuçlarını Muhsin Yazıcıoğlu’nun acı kaybı yüzünden okuyucularımızla değerlendirme fırsatı bulamamıştık. Seçimlerden önce ise MHP’nin yüzde 30’un altında alacağı sonucun başarısız sayılacağını defalarca ifade etmiştim. Nitekim Devlet Bahçeli Mersin’de yaptığı konuşmada çıtayı yükselterek ana muhalefet görevine yükseleceğini söylemesinin altını çizmiş, aksi halde derhal görevi bırakmasını istemiştik. Ancak Bahçeli seçim sonuçlarından adayların gayreti ile artan 1.9’luk oyu başarı olarak gördü.
3 Kasım 2002 seçim gecesi “Bu sözleri söyleyen bir daha aday olur mu ?” diye gazetecileri azarlayan Bahçeli, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz’ın istifasının yolunu açarken kongrede istemem yan cebime koy demesi de hala tartışılmaktadır.
MHP’deki sular bununla da durulmamış. Genel kurul delegeleri olağanüstü kongre için imza toplamış ancak Bahçeli toplanan imzaları hiçe sayarak kongreye gitmediği gibi imza verenlerin hemen hepsini de sadece delegelikten düşürmekle kalmayıp üyeliklerine son vermişti.
Türkiye’de bir türlü değiştirilemeyen Siyasi Partiler Yasası ve lider sultasının oluşturduğu tüzük yüzünden neredeyse ömür boyu genel başkanlık yapma yolu Allah rahmet eylesin Alparslan Türkeş tarafından 1994 yılında kapatılmış. Doğrusunu isterseniz 1994 kongresinde MKYK üyesi olarak benim de oy verdiğim 5 defa üst üste seçilemez ibaresini unutmuşum. Sadece ben değil MHP’ye gönül veren milyonların dikkatinden bu ibare göz ardı edilmiş. MÇP ve MHP’de yıllarca parti içi demokrasi mücadelesi veren Koray Aydın bunu unutmamış. Koray bey Türk Milliyetçilerinin, Ülkücülerin gönlüne su serpti.
Bu sütunlardan defalarca yazdığım gibi MHP’nin başına Bahçeli ve ekibi yerine yeni bir kadronun gelmesiyle oylarının yüzde 50’yi geçeceğini yeniden hatırlatıyorum. Koray Aydın’ın arşivinden çıkarıp milletiyle paylaştığı tüzük bütün siyasi partilere örnek olmalıdır. Bu tüzüğü oylayarak kabul ettiren Türkeş’in büyüklüğü bir kez daha ortayla çıkmıştır. Türkeş gibi bir karizma bile kendi elleriyle kurup büyüttüğü partisinin başında ömür boyu kalmayacağını çok önceden belirlemiş. Allah gani gani rahmet eylesin.
Şimdi Devlet Bahçeli’nin tüzükteki bu maddeye rağmen ne yapacağı merak konusu. Bahçeli sayesinde siyaseti geçim kaynağı haline getiren bir kısım zevat şimdi fena halde telaşlanmış durumda. Bir kısmı kongrede tüzüğü değiştirip yeniden seçmek için ince planlar yapmaya başladılar bile. Fakat doktorların zaten izin vermediği Bahçeli’nin böylesi dalavereyi kabullenmesi, yıpranmış saygınlığının tamamen yok olmasını sağlayacaktır.
Daha birkaç gün önce Alparslan Türkeş’in vefatının 12. yıldönümünde “En büyük eseri MHP’dir” diyen Bahçeli’nin Türkeş’in mirasına birazcık saygısı varsa derhal kongre tarihini ilan ederek tüzüğe göre aday olmasının mümkün olmadığını açıklamalıdır. Bununla kalmayarak tıpkı 1997’de olduğu gibi üye kayıtlarını serbest bırakması, ilçe, belde ve illerde demokratik kongrelerin yolunu açmalıdır. Yine 1997’de olduğu gibi MHP Genel Başkanlığı’na aday olacak isimler basın toplantılarını ve kongre çalışmalarını MHP Genel Merkezi’nde yapmalıdır. Aksini düşünmek bile istemiyorum.