Gündem değişti: Erdoğan yeniden aday olabilir mi?
Hukukçu değiller. Fakat, cehaletlerini örtmek bir yana geleneksel silahlarını kullanmayı ihmal etmiyorlar. Böylesi tipler içerisinde yeni bir isim ortaya çıktı; Nebi Miş.
İyi bir senarist, hepsi bu kadar. Tabii kartvizitinde SETA'cı unvanı var. Bu dönemde böylesi bir özellik her şeyden önemli.
Böyle bir girişle yazıya başlama gereğini neden hissettim, ona da geleyim. Av. Ömer Lütfü Avşar durdu durdu bombayı patlattı; "Erdoğan'ın, yeniden Cumhurbaşkanı adayı olması mümkün değil!"
Avşar'a göre 1982 Anayasası hâlâ yürürlükte. Yıllar içinde yapılan değişikliklerin hiç biri Evren Anayasası'nı yürürlükten kaldırmadı.
İhtisas meselesi
Bunları söyleyen bir hukukçu. Karşı çıkanların ne eğitimi ne bilgisi yeterli. Nitekim Hande Fırat işin içinden çıkamayınca Prof. Dr. Ersan Şen'e telefonla bağlandı. Hoca Başkanlık sisteminin yürürlüğe girmesiyle eski hükümlerin geride kaldığını iddia etti.
Özetle Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanlığı adaylığı için hiç bir yasal engel olmadığını söyledi. Avşar tekrar müdahale etti. "Adaylığı engelleyici maddelerin iptal edilmediği" savında diretti.
Kişisel görüşüm
Hukuk önemlidir. Detaylı incelerseniz karşıt görüşlü Hukuk Fakültesi mezununun da bazı özelliklere sahip olması gerektiğini görürsünüz. "Anayasa Hukuku Uzmanı" olunması şart. Yani Prof. Dr. Burhan Kuzu başta, tüm Anayasacılara gün doğdu.
Eski-yeni
Kuzu Hocamın neler söyleyeceğini tahmin de zor değil; "Erdoğan değil iki defa, ömrü yettiği sürece Beştepe'de oturabilir." Özetlersek, gündem değişti. Bundan sonra ekranda Anayasacıları daha sık göreceğiz. Ortaya dökülecekler ise mensubu oldukları siyasi partilerin istediği doğrultuda olacaktır. Hazırlanın yeni sinir savaşına.
***
Kavgaya ramak kaldı
Kimi ekran tartışmacıları, farklı kurguyla çalışıyorlar. Ellerindeki telefonla oynayanlar var. "Son sözü ben söyleyeceğim" finalinden vaz geçmiyorlar.
Bir kısmı da çizgi filmdeki ağaçkakan -Woody Woodpecker- gibiler. Karşısındakilerin sinirlerini bozmada üstlerine yok. Aralıklarla laf sokuşturuyorlar.
Bunlardan birinin bu defa dayak yemesine ramak kaldı. Hande Fırat verdiği aralarla durumu kurtardı.
Bir yalancı daha
Bu tipler yetmiyormuş gibi, eski magazinci ve sonradan politik yazar olan birine önem verilmesine ise şaşırdım. Gazetecilik hayatımda tanıdığım en büyük yalancıdan övgüyle söz edildi...
***
Boş ve dolu tribünler
UEFA Kupası'nda kara perşembe yaşadık. Başakşehir hayallerimizi yıktı. Bunun sebebi de çok net; "üç günde havaya girildi." Daha doğrusu hadlerini aştılar. Ne söyleyelim. Sadece şu lafı hatırlatmak istiyorum; "vaktinden önce öten horozu keserler."
Küçümsedikleri rakip Roma. Avrupa'daki önemli ekollerden. Bizimkiler bu takımdan büyük paralar döküp adam bile alamadılar. Onlarsa, genç filizlerimizi anında kaptılar. Sonucun 0-3 olması çok doğal. Belki de Başakşehir, stadında bu kadar çok kalabalığı görünce şaşkınlığa uğradı. Malum boş tribüne alışkınlar!
Can sıkan görüntüler Şeref Tribünü'ndendi. Cumhurbaşkanının yüzünün ne hale geldiğini gözlemlemek gerçek hayal kırıklığı idi.
Karaman, G. Saray'ı düşündü
Trabzon'daki Şenol Güneş Kompleksi Medical Park Stadı'nın seyircisiz halini görünce şaşırmadım. Bu kentin insanları olası sonucu iyi tahminleriyle ünlü. Sahaya çıkacak fazla tecrübesizleri tahmin ettiler. Neticede yenilgiyi baştan kabul ettiler.
Samimiyetle ifade edeyim Ünal Karaman'ın kafasında sadece yarınki Galatasaray maçı vardı.
Dövüş sporları
Türk medyasının görmezden geldiği Kick Boks'ta gurur verici haberler Antalya'dan geldi. Mükemmel organizasyona yayın anlamında ilgi yoktu. On binlerce sporcu ve izleyicinin hakkını sadece TRT Spor 2 verdi.
Orhan ve Korhan Ayhan ile Tahir Can Yıldırım işin hakkını verdiler. Orhan Ayhan'la programının tamamı Kick Boks'a ayrılmıştı. Bu ekip Dünya Şampiyonasını da nakletti.
Öte yandan TRT Spor'un koordinatörü Mehmet Buğra Şahin'in hakkını da vermeliyiz. Koordinasyonu o sağladı.
GÜNÜN SÖZÜ
Yoksulluk suçun anasıysa, akılsızlık da babasıdır. Jean de La Bruyère