Günaydın!
Suriye sınırındaki hareketlilikle beraber yandaş medya savaş tamtamları çalmaya devam ediyor. Ölçüsü bile olmayan haritalarla harekat planı yapan kalemşorların tekmili birden kurmay subay edalarına bürünmüş. Yok efendim, şu kadar kilometreyi şu kadar tank ile kontrol altında tutup bu kadar tugay ile güvenlikli saha oluşturacaklarmış. Televizyon haberlerinde TIR’ların üzerindeki 15-20 tankı göstererek Türk ordusunun harekata nasıl da hazır olduğunu vurguluyorlar. Oysa çok değil bir kaç yıl önce “İyi ki bu generallerle savaşa girmemişiz” diyen Bülent Arınç değil miydi? Camileri bombalayacaklarını, kendi uçağını düşüreceklerinden emin oldukları asker sanki o asker değil. Yani dışarıdan ithal etmiş gibi bir asker goy goyu var. Kapıları kapattırıp yüzlerce subayı sorgusuz sualsiz tutuklatan özel yetkili mahkemeleri sanki kendileri kurmadı. Yargıtay’da yüzlerce yıllık ceza onaylanmadı. Haberin alt başlıklarında “Mehmetçik kararlı, göreve hazır” gibi övücü sözler var. Cumhurbaşkanı “Bedeli ne kadar ağır olursa olsun ödemeye hazırız” dedi ya. Bütün mesele bu cümle ile halledildi! Bedelin ne olduğunu soran yok! Orada dökülecek olan sanki domates suyu. Oysa sıcak sıcak kan akacak. Ve gariban vatandaşların oğulları ödeyecek bedeli. Ne de olsa tuzu kurular para verip kurtuldu. Bilal oğlan bedelli yaptı. Ortalıkta hiç görünmeyen Burak ise çürük raporlu. Üstelik bu çürük raporunu hangi hastalıktan aldığı da belli değil. Seçim sandığına giderken çekilen nadir fotoğrafta pek de sağlıklı görünüyordu maşallah.
Kobani diye diye ortalığı inletiyorlardı muhteremler. Davutoğlu “Kobani’ye selam olsun” diye haykırıyordu Diyarbakır meydanında. Sınırları açıp Barzani peşmergelerinin paçavra dalgalandırmasını alkışladı AKP’li güruh. Stratejik ortağı Coni’nin bir dediğini iki yapmıyordu hükümet. PKK’nın yan kuruluşu PYD’ye silahtan, kılık kıyafete kadar her şeyi verdi AKP. Yemek faturaları bile ödeniyor halen. Ama yeni uyanmış gibi yapıyorlar. Ne de olsa paralel yapı için bile “çok safmışız kandırıldık ” diyerek ortaklıktan sıyrılmaya çalıştılar ya. Üstelik bu mavraya inanan ciddi bir seçmen kitlesi de var. Kandırıldık deyip kurtulacak öyle mi?
Şimdi çok ciddi pozlarla “Kürt koridoruna izin vermeyiz” mavalı okuyorlar. Peki öyle ise o koridorun açılmasını sarı çizmeli Mehmed Ağa mı sağladı? Kürdü, Ezidi, Yezidi, Asuri, Süryani’ye kapıları kim açtı. Türkmenlerin sınırı geçmesini kim engelledi. Alemi aptal kendilerini uyanık zannedenler şimdileri “Bayır Bucak Türkmenlerini” yeni keşfetmiş. Son günlerde bir dönem ağızlarına almadıkları Türkmen’i sakız niyetine çiğniyorlar. Savaş tamtamları çalanların tuzu kuru. Üstelik Yüksek Askeri Şûra toplantısına az kaldı. Kimler terfi edip kimler emekliye ayrılacak Ağustos ayında belli olacak. Başkomutan sıfatı ile Şûrayı Erdoğan yönetecek. Seçimden sonra yeni hükümet kurma görevinin verilmeyiş sebebi de Şûra.7 Haziran öncesi bütün gücü elinde tutan Erdoğan şurada ağırlığını koyarak terfileri bizzat kendi belirleyecek. Askere yapılan suni yağdanlığın sebebi bu. Bunu anlamayanlara “günaydın!” deyip bugün kısa keselim. Yarına derinleştiririz inşallah.