Gülen, Kırmızı Kitap’a ismen girecek...
Türkiye’de bir bakıma devletin tanımıdır “Kırmızı Kitap” ... Resmi adı Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’dir. İçeriğini, biz sade vatandaşların bilmesine ve hatta bilmeye çalışmasına bile imkan yoktur. Yakın zamana kadar bazı siyasi tartışmalar ve “içine girenler”, “dışına çıkarılanlar” kavgaları yüzünden sadece ana başlıklarından haberdar olabildik. Hepsi o kadar!..
Recep Erdoğan, hafta sonu gerçekleştirdiği Karadeniz programında, ardından da Marmara Üniversitesi akademik yılı açılışında yaptığı konuşmada, Gülen cemaati ile ilgili sert mesajlar vermişti. Hafta sonu “Onlarla ilgili çok daha farklı bir adımı atacağız. Çünkü bu operasyon öyle lokal değildir. Geneldir ve bunun adımını atacağız” diyen Erdoğan, daha sonra niyetini biraz daha açarak “Bu ay yapacağımız Milli Güvenlik Kurulu toplantısında benim de önemli bir gündemim olacak, o da bunların yanında ülkemizi tehdit eden hangi unsurlar varsa, bunlara yönelik Milli Güvenlik Belgesi’nin gözden geçirilmesidir” demişti.
Recep Erdoğan alt yapılarının hummalı çalışması sonucu Ekim ayı sonunda Milli Güvenlik Kurulu toplantısında yapılacak operasyon ana hatları ile belli oldu.
Ankara’da Çankaya kulislerinden sızdırılan bilgilere göre; “Gülen cemaati, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne, milli güvenliği tehdit eden örgüt/yapılanma” olarak girecek. Ayrıca Fethullah Gülen de “Kırmızı Kitap”a örgüt lideri olarak ismen dahil olacak..
Kıyaslamanın doğru olmadığını düşünerek; böyle bir “ismen” uygulama daha önce yapıldı mı?..
Bu sorunun cevabını ben bilmiyorum?..
Recep Erdoğan, MGK’da bir muhalefetle karşılaşırsa bunu tek başına yapabilir mi?..
Çankaya kaynaklarının söylediklerine göre; “Cumhurbaşkanı sıfatıyla bu hususları Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne sokma yetkisi var. Cumhurbaşkanı’nın tek başına isteği de yeterli oluyor.”
Ulaştığım bilgilere göre; Recep Erdoğan, kararını MGSB’ye sokmak için alt yapı çalışmalarını da hazırlattı. Tüm Bakanlıklardan “Gülen örgütlenmesi ve faaliyetleri ile ilgili yazılı görüş bildirilmesi” istendi. Fakat, dün itibarıyla, MGK bünyesinde operasyonla ilgili alt yapı çalışmalarında küçük(!) bir sıkıntı vardı. MGK Genel Sekreterliği Erdoğan’a operasyonun bu ayki toplantıya yetişemeyebileceğini bildirdi. Canı sıkılan Erdoğan ise “Hayır. Bu ayki toplantıda iş bitecek” dedi.
MGK’nın ay sonu yapacağı toplantının rutin açıklama metnindeki ifadeler ne olur bilemem ama Erdoğan “isteğini başarırsa”nın yalın tarifini yapayım;
MGSB’de tehdit algılaması içine giren örgüt ve yapıların her türlü teşkilatlanması, ekonomik faaliyetleri ve yurt dışı bağlantıları izlemeye alınıyor ve bunları önleyici tedbirler yaşama geçiriliyor.
Ayrıca devlet içinde yapılan tüm yazışmalarda MGSB’de yapılan tanımlalar resmi dil olarak kullanılıyor..
Dahası da sizin ufkunuza kalmış.. Sadece gazete haberlerini okuyun yeter!.
Diğer sıcak başlıklara gelince..
Gündeme gelen polisiye kanun paketi ile birlikte Kandil’e sopa sallıyor gibi yapan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı da İmralı’ya elçi tayin ederek yeni çözüm süreci yol haritası hazırlatan iktidarın kulisleri kaynıyor. AKP kulislerinde son isyan hareketi, “Türkiye’yi kara harekatına sokmak için Avrupa ülkelerinin parmağı” olarak yorumlanıyor. Güvenlik önlemlerinin artırılması yerine İmralı sürecinin başarılı olması için Öcalan’ın ev hapsine çıkarılması dahil “her türlü fedakarlığın” yapılabileceği üzerinde uzun nutuklar atılıyor.
Askerin terörle mücadelede istediği yargı güvencesine Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun sıcak bakmasına ise Bakanlar Kurulu ve AKP Meclis Grubu içinde büyük tepki oluştu. Davutoğlu’nun gelen tepkiler üzerine yine geri adım attığı bildiriliyor.
Cumhurbaşkanının tarafsızlığı tartışmalarına gelince. YENİÇAĞ Ankara Haber Merkezi olarak farklı bir açıdan bakalım dedik. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Alo Fetva Hattı”na iki soru yönelttik. Aldığımız cevaplar;
l Cumhurbaşkanı ve milletvekillerinin ettikleri anayasal yemininin dinen geçerliliği var mı?
“Yeminlerde asıl olan Vallahi Billahi ve Tallahi demektir. Ancak örfte yemin kabul edilen şey de yemindir. Ne gibi?.. “Ekmek Kur’an çarpsın” diyor mesela değil mi?.. Bu örfte yemindir. Bizim kültürümüzde yemin olarak anlaşılır öyleyse yemindir denilir. Mesela, “Namusum ve şerefim üzerine” diyor mesela bunlar da birer yemindir. Tabii ki dini yükümlülüğü var.”
l Cumhurbaşkanı ve milletvekili, yeminini yerine getirmediği takdirde günaha girmiş oluyor mu?
“Artık onu Rabbim takdir buyursun bizim alanımız değil ancak bunlar dinen de birer yemindir bizim sözümüz bu olur.”
İlgilenene itina ile duyurulur!..