Gülcüler vitesten attı; “Tayyipperestler”...

Recep Erdoğan, partisinde kızışan kavgayı kamuoyunun gözünden kaçırabileceğini sanarak Meclis’i tatil etti  ama (bu, aynı zamanda benzer kaygılar yüzünden diğer muhalefet partilerinin de işine geldiği için öneriye onay verdiler) Abdullah Gülcülerin Başkenti terk etmeye hiç mi hiç niyetleri yok. Gül’ün bundan sonra AKP’de yeri yurdu olmadığını net bir şekilde kavradıkları için vuruşarak çekilme stratejisine döndüler. Fakat her ne hikmetse vuruşmayı net bir şekilde kamuoyu önünde değil de kulislerde yapmayı tercih ediyorlar.
AKP kulislerinde olağanüstü kongre tarihinin ilan edildiği kritik MKYK toplantısı öncesinde Gülcüler ile Tayyipçiler arasında sert ağız dalaşına kadar varan ve yer yer ağır hakaret ifadelerinin kullanıldığı kavga konuşuluyor. Kapışma, Recep Erdoğan’ın gelmesi ve toplantıya başlaması ile son bulmuş. Bir elin parmakları kadar sayıda olan Gülcüler, Erdoğan’ın önünde sus pus olmuş, hiçbir şey olmamış gibi yapmışlar, sadece Bülent Arınç malumunuz olan çıkışı yapabilmiş.
Gülcüler ve Tayyipçiler kapı arkalarında birbirleri hakkında öyle ifadeler kullanıyorlar ki bu satırlara sadece çok az bölümünü alacağım. Kulislerde uzaklardan birbirlerine işaret parmaklarını sallayan milletvekilleri bile var..
Tayyipçiler;  “Erdoğan, Gül’e Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı verdi yetmedi. Gözleri daha doymadı mı” diye yükleniyorlar.
Gülcüler ise çok daha sert; parti içindeki kavgayı ve halet-i ruhiyeyi  yorumlarken Erdoğancılar için çok vurucu bir adlandırma kullanıyorlar;
“Tayyipperestler”..
İtiraf etmeliyim ki, Gülcülere ben de bu noktada katılıyorum.
Bir yanda kurşun askerleri, diğer yanda yeni dönemde koltuk kapmak için amansız bir rekabete girenlerin Recep Erdoğan hakkında yaptıkları mukayeseleri, yağlama-yıkamaları, örneklemeleri tekrar etmenin, bu satırlara taşımanın bile dinden çıkmaya yeterli olacağını düşünüyorum.
En azından şuna bir bakın;
Koltuğunu tekrar Binali Yıldırım’a kaptırmanın gece gündüz kabusu ile yaşayan Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan, İstanbul’da yapılacak 3’ncü havalimanının adının Recep Tayyip Erdoğan olacağını açıklarken ne diyor?..
“Erdoğan için ne yapılsa azdır”..
İnanın bana!.. Elvan’ın kamuoyu önünde bu söyledikleri kendisinin ve diğerlerinin kapı arkasında söylediklerinin yanında çerez kalır.
Gülcüler, Erdoğan için üretilen “adam izindeyiz” e de fena takılmışlar!..
Atatürkçülük yeni akıllarına gelmiş ola ki; Atatürk’ü putlaştıran zihniyete dem vurarak  “bunlar putçulukta daha ileri gittiler” diyorlar.
Bu kavgaların arasında AKP’de bitişin başladığı çok daha önemli bir gösterge ortaya çıktı;
Recep Erdoğan’ın baş danışmanı Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, Gülcülere göz dağı verip çakarken itiraf etti; “hareketin lideri Erdoğan” 
Bunu bir yerlerden hatırladınız değil mi?..
Her ne şartta olursa olsun lidere tapınmanın ünlü(!) sloganını..
Sorgulanamaz-eleştirilemez, sorgulanması ve eleştirilmesi dahi düşünülemez lider tapınmasının çürük tezahürü..
Recep Erdoğan, her ne kadar dünkü genişletilmiş teşkilat toplantısında 13 yıl öncesinde partiyi kurarken “lider diktatoryası  oluşmayacaktır”, “lider oligarşisinin çöktüğü gün” sözlerini hatırlatsa da bunların hepsinin palavra olduğunu muhaliflerine isim vermeden Abdullatif Şener’in sonu göndermesi yaparak kanıtladı.
Baş sözcüsü Yalçın Akdoğan “hareketin lideri Erdoğan” diyerek lider oligarşisini fâş etti..
Olup bitenlere sevinmedim dersem yalan olur..
Artık AKP ve Erdoğan diktatoryası için geri sayım başladı..
Çöküş ilan edildi.
Türk siyasetinin  Demirel, Ecevit, Özal,Türkeş, Erbakan ve Çiller dönemlerinde bile görülmeyen daha sonra kifayetsiz muhterislerin kendi koltuklarını kaptırmamak adına  ürettikleri lidere tapınma  ve adına “hareketin lideri” dedikleri virüs Arkadaşları Kalkındırma Partisini tam anlamıyla ele geçirdi.
Bu viritük hastalığın tedavisini beceremeyen muhalefetin içine düştüğü durum ortada..
Görünen o ki;
AKP’nin doğum günü aynı zamanda vefat tarihi olarak siyaset tarihine geçecek..
14 Ağustos 2001-14 Ağustos 2014...

Yazarın Diğer Yazıları