Gül ile Erdoğan’ın türban üzerinden kapışması...

Türbanlı 4 milletvekilini TBMM Genel Kurulu’na sokarak AKP’nin başörtüsü üzerinden yaptığı seçim yatırımını önceki gün canlı canlı izledik.
AKP CEO’su Recep Erdoğan buradan istediği menfaati elde edebildi mi?
Bekleyip göreceğiz...
CHP ve MHP’nin sağduyulu tavrı ile hesapladığı gerginlik politikasını yaratamayan AKP bu defa ofsayta düştü.
CHP’liler türban tuzağına düşmeyince gerginlik ve mağdurluktan beslenen AKP’li yüzer gezer milletvekillerinin nasıl perişan nasıl demoralize olduklarına Meclis kulislerinde şahit olduk. İktidar kulisinde birbirleri ile fısıldaşırken “Acaba bu işi seçim öncesine getirmese miydik? İstediğimiz olmadı. Seçim yatırımı olarak algılandı. Seçim sonrasına mı bıraksaydık?” diyorlardı. CHP’li vekiller de AKP’lilerin kulislerden TV ekranlarına yansıtılamayan asık suratlarını gördükçe sözde mağdurların ellerinden istismar silahını almanın keyfini çıkardılar.
AKP CEO’su Recep Erdoğan’ın yaptığı yeni türban hamlesinin perde arkasını biraz aralayalım..
Bu işin genel oy hesaplarının yanı sıra bir de saltanat kavgası boyutu var!..
Hatırlarsınız; Abdullah Gül Meclis’in yeni yasama yılı açılış konuşmasını yaparken tabanına “ilk ben yaptım” mesajı vermek için eşi Hayrünnisa Gül’ü izleyici locasına oturtup görüntü vermişti. Bu olayın hemen ardından kaleme aldığım yazımda Tayyipçilerin içten içe homurtu ve tepkilerini size aktarmıştım.
Recep Erdoğan, Gül’ün bu atağına ilk karşılığı, bugüne kadar Ankara AKM’deki bayram törenlerine hiç katılmayan eşi Emine Erdoğan’ı Cumhuriyet Bayramı törenlerine getirip protokol tribününe oturtarak verdi. Ardından 1 değil 4 milletvekilini resetleyip türbanlarıyla Meclis Genel Kurulu’na soktu. Sıkı Tayyipçiler önceki gün Sultanlarını yere göğe sığdıramadılar. Kinayeli kinayeli “en cesur lider olduğundan” dem vurdular.
Şimdi, siyaset kulislerinde en merak edilen şu;
“Acaba Erdoğan, Gül’ün hac atağına ve Ahmet Kaya’ya iade-i itibar etmesine karşılık nasıl bir atak yapacak?”
Kendi düşüncemi arz edeyim;
Recep Erdoğan önce bir umre yapar ardından da terörist Abdullah Öcalan’a Atatürk Uluslararası Barış Ödülü verir.
“Yahu! Bu ödülü AKP kaldırmadı mı? Hem de Öcalan’a...” diye sormayın.
Normalleşiyoruz ya!.. Bir defalığına verirler yine kaldırırlar.
Vesayetçi(!) kafayla bakmayın bu işlere.. Demokrasinin tadını çıkarın!.. Her şeyin toplumun özgürlüğü için yapıldığı dolmalarını yutmaya devam edin!..

Necdet Özel’in söyleyemedikleri...

Çok sıcak maddeli ülke gündemimiz Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in Balyoz Davası kararı sonrası üst üste yaptığı iki açıklamanın ardından epey sarsıldı. Özel’in Çankaya Köşkündeki Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda yaptığı açıklama bence tam bir duygusal patlamaydı.
Özel’in “Beni kişisel olarak hedef tahtasına oturtursanız, ben de insanım, bir süre sonra beni de bulamayabilirsiniz” sözlerine çok takıldım. Burada bir dip not düşeyim; ADSIZ’ın sıkı takipçileri iyi bilir, Necdet Özel’in bazı hatalarını en sert biçimde eleştirenlerdenim. Ama TSK’nın tasfiye sürecinde faturayı tek başına Necdet Özel’e kesmek büyük hata olur. Özel’in kapı arkası diplomasisiyle bazı sorunları aşma gayretlerini de bilenlerdenim.
Acaba, Özel’in o an yutkunup da söylemeyi düşündüğü fakat dile getiremediği bir şeyler var mıydı?
Necdet Özel’in yakın çevresine ulaşıp bu soruyu sordum. Özel’in “Tayyip Erdoğan getirdi komutanı yerleştirdi” şeklinde eleştirilere de çok bozulduğunu öğrendim. Bu tepki de şöyle aktarıldı;
“Normal şartlarda devresinin biri ve Jandarmadan gelen Necdet Özel, Kara Kuvvetleri Komutanlığı yapacaktı eğer Işık Koşaner ayrılmasaydı. 2 dönem kuvvet komutanlığı yapacaktı. Özel, hep ilk haklarında terfi ettiği ve yaşı küçük olduğu için 4 sene de Genelkurmay Başkanlığı yapacaktı. Bir kere 2 senesini yedi bu olay. 6 sene komuta kademesinde kalacakken 4 sene kalmış olacak. Normal süreçte, Necdet Özel’i Genelkurmay Başkanlığı için engelleyecek bir şey yoktu.”
Çok yutkunmuş Necdet Özel Çankaya resepsiyonunda. Anladım ki söylemek istediklerinin yarısını bile söyleyememiş..
Buradan yakından tanıdığım bir Recep Erdoğan gerçeğinin de altını çizmek isterim;
AKP’nin CEO’su döve döve yiyemediği adamı, kamuoyu önünde öve öve bitirme kurnazlıklarını da çok iyi bilir ve tatbik eder.
Erdoğan’ın çok övdüğü her adamı “bu onun 1 numarası” diye kafadan yaftalamayın. Biraz sabırla takip etmekte fayda var..
Aklınızın bir köşesinde olsun diye yazdım..

Yazarın Diğer Yazıları