Göçmenin ne olduğunu bilir misiniz?..
IŞİD zulmü altındaki Türkmenlere sahip çıkan ve bir aylık maaşını soydaşlarımıza bağışlayan Azerbaycanlı Milletvekili Ganire Paşayeva ülkesi çapında büyük bir yardım kampanyası başlattı. Türkmenlere yardım eden tüm vakıfların hesap numaralarını medya vasıtasıyla yayınladıklarını bildiren Paşayeva, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in de kendilerine büyük destek verdiğini söyledi.
“Canları canımız kanları kanımız” diye yola çıkan Ganire Paşayeva ile oldukça duygu yüklü bir söyleşi yaptım. Büyük Türk Milletinin nasıl kenetlenmesi gerektiğinin en güzel örneklerinden birini sergileyen Paşayeva’nın ağzından dökülen şu sözler herkes tarafından çok iyi okunmalı;
“Biz bunu yaşadık. Ermenistan, topraklarımızı işgal ettiği zaman göçmenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Biz bunu yaşamışız. Mağdur insanların artması, evsiz, yurtsuz her şeyini kaybetmiş insanların birden bire yüz binlerce insanın nasıl bir durum yaşadığını, facia yaşamış bir toplum olarak bu konuya bakışımız böyledir bizim. Biz onları iyi anlıyoruz. Bugün evsiz kalan Telafer’de, yurtsuz göçmen durumuna düşmüş kardeşimizi iyi anlıyoruz. Çünkü biz onun ne olduğunu yaşamışız. 20 yıl önce yaşadık. Bu nedenle dünyadaki bütün kardeşlerimiz de, basınımız da daha aktif olmalı. Dünyanın her yerindeki insanımızla hepimiz beraberce daha çok şeyler yapıp, onlara küçük de olsa bir destek olmalıyız. Maddi ile beraber manevi tarafı var. Biz yanınızdayız da demeliyiz.”
Yaptığı maddi yardımın üstünde durmadı Paşayeva, “Yok o, bizim borcumuz” dedi ve ekledi;
“İnsanlarımız daha duyarlı olsun, onlara yardım konusunda, destek konusunda. Bu bizim hepimizin görevidir. Oradaki insanımız oradaki dostlarla telefonla konuşuyorum Türkiye’de konuşuyorum. Türkmeneli Vakfı’yla konuşuyorum. Mağdur insanlarımız çok orada. Oradaki insanlarımıza destek göstermek hepimizin bir görevi, borcumuz. Yani nerede yaşıyorsak coğrafi sınırlar önemli değil. Nerede yaşıyorsak destek olmalıyız, oradakiler bizim insanımız. Düşünüyorum ki dünyanın her yerinde yaşayan Türk kökenli insanlar böyle şeylerde daha aktif olacaklar, onlara destek konusunda. Sadece maddi değil, onların sesinin duyurulması konusunda da. Çünkü onların sesinin duyurulmasına da çok ihtiyaç var. Sadece maddi değil. Mesela ben Avrupa Konseyi’nde bir konuşma yaptım. Irak’taki kardeşlerimiz adına konuşma yaptım. Oradaki kardeşlerimiz Avrupa Konseyi örgütünün bu yaşananları görmesi lazım. Buradaki insanların yaşadıkları zulmü görmesi lazım. Uluslararası örgütlerde olsun, dünyanın her yerinde yaşayan insanlar kardeşlerimizin sesi olarak onların sıkıntılarının aktarılması olsun mağdur ailelere maddi desteği konusunda da daha çok destek olunmalı. Kazakistan’da, Azerbaycan’da olsun bunun bir borcumuz olduğunu düşünüyorum. Gelin yardım edelim. İnşallah Allah oradaki insanımıza yardımcı olsun. İnsanımız kolay günler geçirmiyor.”
“Biz aynı parçanın evlatlarıyız”.. Bu vurguyu sık sık yaptı Paşayeva söyleşimizde. Amcasının da SSCB döneminde Irak’lı Türkmenler üzerinde kitaplar yazan ilk kişi olduğunu hatırlattı, bölgedeki dostları vasıtasıyla devamlı bilgi aldığını kaydetti Azerbaycanlı milletvekili:
“Sıkıntı çok. Özelikle Telafer taraflarında. Sıkıntısı olmayan yer yok. Son IŞİD olayları sorunları daha da ağırlaştırdı. Mağdur durumuna düşmüş insanlarımız var. IŞİD’in orayı ele geçirmesiyle sıkıntılar artarken aynı zamanda bunun içerisine maddi sıkıntılar da eklenmeye başladı. İnsanlar evini kaybediyordu. Başka sıkıntılar da vardı, güvenlik, politik gibi sıkıntılar. Irak bizim bir parçamız. Devletin adı farklı olabilir. Ama oradaki insanımız o coğrafyaya gittiği zaman orası bir parçamız. Oradaki insanın canı canımızdan, biri birimizden aynı. Bizim insanımız o. Onların o durumda olmasına biz herhangi bir coğrafyada olan gibi yaklaşamayız. Bizim kardeşlerimiz. Biz nerede olursa olsun insanımız adına böyle olaylara herkes üzülür. Elinden gelen yardımı göstermeye çalışır. Oradakiler ise bizim insanımız. Canı canımız. Ben Azerbaycan’da yaşıyorum o Irak’ta yaşıyor. Ama biz aynı parçanın evlatlarıyız. O yüzden de biz destek gösterelim. Arkadaşlarla da konuşuyoruz bazı teşkilatlarımız, bazı vakıflarımız ellerinden geldiği kadar destek verecekler. Ben iki gün sonra Ankara’da ziyaret edeceğim. Türkmeneli vakıflarını ziyaret edeceğim. Hangi coğrafyada olduğumuz önemli değil, bu farklılık değil. Kimin gücü neye yetiyor herkes kendi gücü sınırında insanımızın desteği olması gerekir.”
Türkmen soydaşlarımıza yardım kampanyası için şöyle seslendi Ganire Paşayeva:
“Azerbaycan, Türkiye, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, KKTC diye ayırmadan insanımıza sesleniyorum. Ne farkımız var ki? Hangi devlet sınırları içerisinde yaşıyoruz. Hepimizin tek düşüncesi olması gerekir, orada üzülen bizim insanımız. Orada bu zorluğu yaşayan benim kardeşimdir düşüncesiyle bu olaya yaklaşması gerekir. Yani sadece Azerbaycan değil ben Türkistan’da Orta Asya’da olan kardeş devletlerimizin de imkanı olan insanlara bu seslenişi yaptım. Onların da olsun, yurt dışında da bizim zengin, destek verebilecek insanımız var. Biz bunu herhangi bir devlet, cumhuriyet mi, bir sınır içerisinde değil, nerede varsak orada olan insanımızı oradaki kardeşlerimize nasıl yardım edebilir düşüncesiyle yardım etmesi gerektiğini düşünüyorum. Yani yarın bu isterse başka bir coğrafyada olsun bizim bunu düşünmemiz, benimsememiz çok önemlidir. Bu bizi daha güçlü kılar. Çeşitli coğrafyalarda insanlarımıza karşı adaletsizlikler, haksızlıklar oyunlar o zaman insanlarımız üzerinde az oynanır. Kimin gücü neye yetiyorsa destek olsunlar. İnşallah inanıyoruz ki insanımız bu konuda daha önce de duyarlılık göstermişlerdi, ister Güney Azerbaycan depreminde olsun, Soma’da yaşanan faciamızda olsun. Şimdi de insanımız böyle bir duyarlılık gösterecektir. Gücü yeten insanlar bu konuda yardımlarını eksik etmeyecekler.”
Allah Türk’ü korusun ve yüceltsin...