“Gizli ajandamı Erdoğan açsın”...

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Çin gezisinin dördüncü gününde Şanghay’daydık. Şanghay’daki sabahın ilk durağı Çin Komünist Partisi’nin kurulduğu yerdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve milletvekilleriyle birlikte Çin Komünist Partisi’nin 1. Olağan Kongresi’nin yapıldığı ve rejimin kurulduğu günlere geri gittik. Çin Komünist Partisi’nin kurulduğu yer, Şanghaylı bir delegenin 18 metrekarelik eviymiş... Şanghay’ın ara sokaklarının birinde kurulan Çin Komünist Partisi’nin anıları bu küçük evde itina ile korunuyor. Diğer ayrıntılar ise hemen yanı başındaki salonda sergileniyor.
Çinliler rejimin kuruluş tohumlarının atıldığı yerdeki en ufak ayrıntıları bile özenle muhafaza edip saklamışlar. Örneğin sergide bulunan bir top namlusunun üzerinde Çince,  “İşgalcileri dışarı atmalıyız”  yazıyor.
İlgi ile gezilen serginin çıkışında CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun yanına yaklaşıp neler hissettiğini sordum. Aldığım karşılık şu oldu:
 “Güçlü bir devletin kurulmasında güçlü bir ideolojinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Küçücük bir evde güçlü bir ideoloji ile modern bir ülkeyi kurmuşlar...”
Sergi salonunu gezerken esprili anlar da yaşadık. Örneğin Çin Komünist Partisi’nin ilk genel sekreterinin heykelinin önüne geldiğimizde CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, “İşte Çin’in Önder Sav’ı!..”  deyince  bir kahkaha tufanı patladı..
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu akşam saatlerinde Huangpu Nehri’nde tekne ile Şanghay gezisi yaparken de gazetecilerin Türkiye gündemi ile ilgili sorularından kurtulamadı. Kılıçdaroğlu’nun sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle;
 - Başbakan size “Kılıçdaroğlu, Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısı Çin’den bile fazla demişti. Şimdi Çin’de acaba bu konuyu sordu mu?” diye gönderme yaptı. Ne diyorsunuz?
 “Ona bir fıkra ile yanıt vereyim: Kemal Kılıçdaroğlu Çin’de bir üniversite öğrencisine sormuş. ‘Çin’de tutuklu gazeteci sayısında dünya birincisiymişsiniz öyle mi’ diye. O da demiş ki ‘Valla öyleydi ama Erdoğan elimizden birinciliği aldı’. Liderlik bizdeydi ama şimdi, Türkiye’de”.
- Hüseyin Aygün için’Gereğini yaparız demişsiniz? Taziyeye tepki verdiniz. Artık neyin gereği yapılacak?
 “Gidelim Ankara’ya ne oldu ne yaptılar, yorum yapmak doğru değil. Hele bir Ankara’ya gidelim. O zaman görüşürüz. Önce bir Ankara’ya gitmem lazım. Tüm ayrıntılarıyla öğrenmem lazım. Hemen gelen bilgiler üzerine şöyle yapacağım demek, yanlış olur. Göreceğim, konuşacağım, bakacağız.”
- “Milletvekili olarak değil bir Dersimli olarak gittim” demiş?
 “Bakalım”
- Hemşehriniz sizi üzüyor mu?..
 “İlk gün söyledim partide disiplin olması lazım, çok önemli. Her partinin koyduğu kurallara herkesin uygun davranması gerekir. Burası bir düşünce kuruluşu değil. Bir programımız var, ilkelerimiz var. Herkesin bu programa, ilkelere saygılı olması lazım.
- Başbakan sizin için “gizli ajandası var bu ajandayı açamaz” demiş?
“Öyle mi? Gizli ajandam mı varmış? Açamıyorsam kendisi açsın. Nedir bu ajanda ben de merak ediyorum.  
Erdoğan’ın başka ülkelerin sözcülüğünü yaptığına yönelik eleştirisine de cevap veren Kılıçdaroğlu, “Ben halkın sözcüsüyüm. Sen kapalı kapılar ardında hangi ülkelerle görüşüyorsun onu açıkla. Sen ikiyüzlü politika yapıyorsun” dedi.
Söz bir ara döndü dolaştı Çin temaslarına geldi; Kılıçdaroğlu, “Çin, Olimpiyatlar ve İzmir EXPO için destek verecek. Destek istedik”  diye konuştu.
Çin’de 4’üncü günü de bitirdik. İç siyaset konuşmaya devam ettik. Tayyip Erdoğan-Kemal Kılıçdaroğlu kapışması  “aşılamaz”  denen Çin Seddi’ni de aştı.

Yazarın Diğer Yazıları