Gezi’yi kirleten “Doğu Türkistan” alerjisi
İstanbul Ülkü Ocakları Türk Dünyası biriminin, Doğu Türkistan’da günlerdir devam eden katliamları kınamak üzere Çin Konsolosluğu’na siyah çelenk bırakması üzerine Hasan Akkiraz’ın yazıp CHP Milletvekili Sabahat Akkiraz’ın (Türküleriyle kurduğu tahtı en azından benim için alaşağı yapmayı başardı) da kendi takipçileriyle paylaştığı tweeti noktasına virgülüne dokunmadan -günahı, ayıbı, çirkinliği, seviye ve üslup arızası onların boynuna- aynen aktarıyorum:
“Sözde ülkesini benden çok seven ülkücülerin geziyi görmeden Doğu Türkistan’ı görme çabası ise; kıçı başı oynamak değilde nedir...”
***
Ya, sözde “demokrasi ve özgürlük” talebinde bulunanların, insanları, sırf kendileri gibi düşünmedikleri yahut kendileriyle eylem birliğine girmedikleri için “k.çı başı oynuyor” la tarifi nedir?
Mecburlar mı düşündüklerini sizinle aynı yoldan ifade etmeye?
Mecburlar mı itirazlarını sizinle birlikte seslendirmeye?
“Gezi” için yürümek, nasıl bir “hak” ise yürümemek tercihinde bulunmak da öyle bir “hak”tır; kişinin kendi hürriyetini nasıl kullanmak istediğiyle alakalıdır.
Ki..
Ne oldu şimdi?
Gösterilerin ilk birkaç gününde bozkurt işaretli fotoğrafları kullanmak pek işinize gelmişti!
Kendi adıma iktidarın “Gezi” parkındaki uygulamalarını ve haftalardır süren polis şiddetini “onaylayan”, “haklı bulan” bir tek “ülkücü” ile karşılaşmamış olmam; tam tersine “ülkücü”lerin de AKP’nin “Ben yaptım oldu”cu tutumuna - “direnlice” tezgahını kuranlarla aynı kareye girmemeye özen göstererek- karşı çıkıyor olduğu gerçeği, ayan beyan her platformda dillendirdikleri eleştirileri bir yana...
“Gezi” ile “Doğu Türkistan” karşılaştırması, kıyaslaması yapabilmek “vicdansızlık” değilse nedir?
Bu nasıl bir ideolojik körlüktür?
50 yıldır “Diyarbakır Cezaevi” diyenlerin “Mamak”ı görmemesi, Deniz, Yusuf, Hüseyin diyenlerin aynı darağaçlarında idam edilen Mustafa’ları, Ali Bülent’leri, Cevdet’leri, Selçuk’ları, Ahmet’leri görmemesi, “Bahçelievler Katliamı” diyenlerin “Gaziosmanpaşa Katliamı”nı, “Ümraniye katliamı”nı, “Adana Katliamı”nı görmemesi, Abdi İpekçi diyenlerin İlhan Darendelioğlu’nu, Muammer Aksoy diyenlerin Gün Sazak’ı görmemesi, “katil, işkenceci devlet” yaftasıyla etnikçilik yapanların, PKK’yı meşrulaştırmaya kalkışanların Türk Milliyetçilerinin Orta Çağ ile yarışan bir işkence tezgahından geçirildiği Sansaryan Han’ı görmemesi demokratlık sayılacak, “ülkücü”lerin Doğu Türkistan’a dikkat çekmek istemsi “k.çı başı oynamak” öyle mi!
Kimin neresinin oynadığı belli!
Yüzyıllardır tecavüzden kısırlaştırmaya, kimyasal deneylerde kobay olarak kullanmaktan idama, içimin detaylandırmaya elvermediği envai çeşit (ve “soykırım” kapsamına giren) “Çin işkencesi” ile Çin’in ABD gibi “küresel rakipleri”nin elinde “etnikçilik” maşası olmak arasında sıkışıp kalmış biçare Doğu Türkistan Türklerini hatırlamak için “ülkücü” olmaya gerek yok, “insan”lık yeterli!
***
Kimse bana -Apayrı iki olay olmasına rağmen- Doğu Türkistan’la rekabete çalışan birinin “Gezi ruhu” taşıdığını iddia etmeye kalkışmasın. O “ruh” içinde gram “adalet” barındırıyorsa; Mao’nun öldüğünü, soğuk savaşın çoktan sona erdiğini kabullenir, “önyargıları”na boyun eğmez; “hayat hakkı” tanınmayan Türkler için de direnirdi!
Diyeyim size, başımıza ne geldiyse, yüreği siyasi iktidarın hukuksuz uygulamalarına karşı dururken, küresel iktidarın tezgahlarına da direnecek çapta olmayanların eseri! Solu nasıl “fraksiyon” belasına bölüp “kolay lokma” haline getirdilerse, milleti de öyle dar, işlevsiz minik parçalara böldükleri gün rahatlarlar belki!
Ufuksuzluk meselesi!
Üzgünüm;
Böyle “dostların” varken “kirlenmek” için düşmana hiç mi hiç ihtiyacın yok Gezi!
Adını da “Akil Türkiye” yapın bari
Taraf’tan ayrılan “akiller heyeti” üyesi Yıldıray Oğur’dan sonra bir başka “akil”; Akşam’dan ayrılan Deniz Ülke Arıboğan da Eylül’den itibaren Türkiye’de yazacakmış. Haberi Akşam’ın eski Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, twitter hesabından duyurdu.
Taraf’ın TSK’nın tasfiyesi sürecinde oynadığı rolün benzeri PKK’yla müzakerelerde Türkiye’ye mi ihale edildi?