Gericilik, bölücülük hedefinde Anayasa!..

“Sadece partiler değil; cumhuriyetle, Atatürk'le, laiklikle kavgalı FETÖ'cülerle diğer tarikat ve cemaatler de tek noktaya kilitlenmişler; Cumhuriyeti nasıl yıkarız, iki bayraklı sisteme nasıl geçeriz, özerklik tuzağını millete nasıl dayatırız ve en önemlisi de Anayasa'yla nasıl oynarız?.."
Yukarıdaki satırlar 26 Nisan 2023 günü, yani 14 Mayıs seçimlerinden 18 gün önce bu köşede yayımlanmıştı...
Çünkü sağcısından solcusuna, dincisinden bölücüsüne kadar tüm partilerde yuvalanan cumhuriyet düşmanları, 14 Mayıs seçimleri sonrasındaki hedeflerini çoktan belirlemişlerdi; "Anayasayı değiştirmek..."
Kimi etnik bölücülük hedefiyle bunu istiyordu, kimi de Türkiye'yi bir din devleti yapma uğruna... Yani şeriatçılıkla bölücülüğün aynı kulvarda cumhuriyeti birlikte hedefe koyduğu bir sürecin başlangıcıydı 14 Mayıs seçimleri...
HDP ve benzerlerinin ezeli hedefi çoktan belliydi...
Hani şu solcu, hatta sağcı geçinenlerin de AKP'ye karşı Meclis'te bir güç olsun diye "her evden bir oy" çağrısı yaptığı HDP var ya, sırtını yasladığı PKK'nın 1984'te eylemlere başlamasından bu yana cumhuriyetle kavgaya girişmişti...
Kürtçeyi ana dil yapmak, Kürtçe eğitim istemek, Güneydoğu'da federatif yapıyı hayal etmek ve geniş kapsamıyla da, PKK'nın Irak-İran-Türkiye -Suriye cephesinde "büyük Kürdistan" mücadelesine olabildiğince katkı sunmak dışında hiçbir konuyla ilgilenmedi HDP...
İşte HDP ya da "yeşil sol", son genel seçim öncesinde de Öcalan'ın serbest kalacağı, PKK'lılar için genel af çıkarılacağı vaatlerini daha sık bağırmaktan kaçınmamış, hatta Sırrı Sakık ve benzerleri "cumhuriyetin dönüştürüleceği" vaadinde bile bulunmuşlardı...

Erdoğan, HDP, HÜDA PAR...

Konu cumhuriyetin parçalanması, Türkiye'nin bölünmesi olunca; sadece ayrılıkçı siyaset ve ayrılıkçı terör yalnız kalmıyor...
Bir de hilafet özlemiyle cumhuriyetle kavgalı dinci siyaset var ki, onlar da tarihte görülmemiş biçimde, en radikal unsurlarıyla Meclis'e doğru giderken, 14 Mayıs öncesinde de hedeflerini açıklamaktan geri durmamışlardı...
İşte örgüt lideri Hüseyin Velioğlu'nun öldürülmesi ve binlerce militanın tutuklanmasının ardından silah bırakarak siyasallaşan Hizbullah çizgisi de, HÜDA PAR üzerinden (tıpkı PKK'nın partisi HDP gibi) cumhuriyete direneceğini açık açık ilan etmişti...
Onlar da tıpkı HDP'liler, DEVA Partililer ve hatta muhalefet içerisindeki kimi kripto Truvaların yaptığı gibi Türklükle çatışırken, Türklüğün Anayasa'dan çıkarılmasını bile istemişlerdi...
HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu Anayasa'nın ve Türk Bayrağı'nın tanımının değiştirilmesi ile ilgili talebini seçim öncesindeki bir canlı yayında şöyle duyurmuştu;
"Seçimden sonra yeni ve sivil Anayasa gündeme gelecektir. Mutlaka bu Anayasa yapılmalıdır. Yeni Anayasa'da değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddeler olmamalıdır."
Yapıcıoğlu, "Türk Bayrağı" ifadesinin yerine de "Türkiye Bayrağı" denmesi gerektiğini söylemişti ki, tıpkı PKK'nın partisinin yaptığı gibi asıl niyetini dışa vurmaktan kaçınmamıştı..
14 Mayıs seçiminden iki hafta önce dikkat çektiğimiz bu tehlikeyle ilgili tespitleri şöyle noktalamıştık;
"Sağdan sola bütün partilere sızdırılan FETÖ ve diğer terör örgütü yandaşları, Atatürk düşmanları ve laiklik karşıtları Anayasa'nın değişmez maddelerini 14 Mayıs sonrası hedef almaktan kaçınmayacaklar..."

"Namus" yemini ve sonrası...

Evet; 14 Mayıs seçimlerinin üzerinden birkaç hafta geçer geçmez, bölücüsünün, gericisinin yeniden kışkırtmaya başladığı Anayasa değişikliğiyle ilgili tartışmalar son günlerde iyice zirveye oturdu...
HDP bu konuda pusuda, HÜDA PAR zaten canla başla çalışıyor, dinci medya tartışmayı ısıtıyor, yandaş basın konuyu sürekli manşete getiriyor, kiralık liboş borazanlar ise televizyonlarda bu konuda ahkâm kesiyor...
Tartışma o kadar kontrolden çıktı, o kadar pervasız hâle geldi ki, devletin memuru olan cami imamları bile kürsülerdeki şeriat isteklerini sosyal medyadan yansıtıyor, savcılar ise onları izlemekle yetiniyor!!!
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın önceki gün düzenlenen "yeni anayasa" konulu sempozyumda konuşurken, tüm partilere, sivil toplum örgütlerine Anayasayı değiştirme çağrısı yapması da cumhuriyetle kavgalı kesimleri cesaretlendiriyor...
Erdoğan'ın "Hiç kimsenin böyle bir Anayasa çalışmasından rahatsız olmasına gerek yoktur" şeklindeki son açıklaması ise şaşkınlığı büyütüyor...
Erdoğan'ın böyle bir iddiada bulunurken; HDP, HÜDA PAR ve diğer partilerin Türklük kavramı, Türk Bayrağı ve Anayasa'nın değişmez maddelerini hedef alan açıklamalarını nasıl göz ardı ettiği ise anlaşılamıyor!!!
Velhasıl; gericilik ve bölücülüğün Türk Bayrağı'nı, Türklük kavramını ve Anayasa'nın değişmez maddelerini hedef alacağı konusundaki toplumsal kaygılar giderek büyüyor...
Cumhuriyetin 100. yılında, cumhuriyetin tartışılması milyonlarca insanı ürkütürken, herkes aynı soruyu soruyor;
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü koruyacaklarına"; "laik Cumhuriyete, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacaklarına", "Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacaklarına", "namusları ve şerefleri" üzerine "yemin" edenler Anayasa darbelendiğinde ne yapacaklar?..
Bu sorulara Meclis'teki CHP, MHP ve İYİ Parti bir an önce yanıt vermezse, toplumda iyice büyüyen endişeler ürkütücü bir gerginliğe dönüşecek!!!

Hele de; Afgan istilası, Suriyeli kuşatması, PKK'sı, IŞİD'i, FETÖ'sü, gericisi, bölücüsü, liboşu, Truvası pusudayken!!!

Yazarın Diğer Yazıları