Gerçeği göremediler

Ekrem İmamoğlu'nu Kılıçdaroğlu'ndan önce İBB adayı gösteren bendim. Hatta Osman Kibar ve Bedrettin Dalan'ın kaybedişlerini örnek verdim. At yarışı tahminlerinde dahi bulundum. "Niye kazanmasın?" diye de sordum. Önce sürpriz sonra plase neticede de favori olarak kayda geçtim.

İnsan sarrafı olmak önemli. Buna halkın nabzını iyi tutmayı eklemelisiniz. Yüzlerce, bin defa haklı çıktığımı söyleyebilirim. Elimdeki eften püften telefon, aramalara dayanamadı. Sonunda şarj aletine yakın bir yere oturmak zorunda kaldım.

Bir ara SETA'cı Burhanettin Duran'ın "fark başta görünmüyordu" mazeretini duyunca inanın kendimle iftihar ettim. "Bu defa fark olacak" başlıklarını attığım gözümün önüne geldi. Hayatta her şeyi tek yanlı takip edenlerin, gerçekleri gözlemlemesi mümkün değildir.

15,5'luk Berkay

Her şeyden önce, vatandaşın nabzını iyi tutacak, havasını iyi koklayacaksınız. Çok şükür bu konuda hayatta tek yanılgım oldu. Ekranlar başta, tüm medya ya korkudan ya da "göbekten bağımlı olmaktan" hakikatleri çarpıtmakta.

Önlerinde bir sürü unvan olanların şişmesi çok doğaldı. Bu cebi doldurulmuşlar arasından 15,5 yaşındaki bir genç irisi olan Berkay çıktı. İmamoğlu'nun otobüsünün peşinden 1,5 kilometre koşarak bağırdı; "Ekrem abi her şey çok güzel olacak." İşte bu kampanya sloganı oldu.

İlk havluyu atan

İstanbul'da sandıklar 17.00'da kapandı. Binali Yıldırım'ın kaybettiğini anlaması fazla zaman almadı.

Daha önce NTV merkezi yayınına katılacağı ifade edilen Mehmet Barlas'ın vazgeçtiği haberini çok çabuk aldım. Ne de olsa eski kurt. Usta bir şekilde ortadan kaybolmayı tercih etti.

Oysa, filan gazetenin yöneticisi, köşe yazarı, Ankara temsilcisi cinsinden goygoycuları saatlerce oturdukları koltuklardan kalkmadılar. "Nasılsa dört yıl daha iktidar bizde" hesabıyla sırf bağlılık mesajlarını tekrarlamak için sabrettiler. Anlarsınız işte "kazan-kazan" dünyası.

Bu iş devam etmez

Eğer 31 Mart'ta 13 bin 500 olan fark 83 gün sonra 778 bine çıkmışsa iyi düşünülmeli. Üstelik kazandığın 11 ilçeyi de kaybetmişsen.

Bu ortamda genel seçimleri zamanında yapmak mümkün değildir. Demokratik kurallar imkân vermez. Akif Beki'nin Fox TV'de söylediği gibi "Alınan sonuç sürpriz değildi. Seçmen 31 Mart'ta fiske vurdu. Şimdi ise tokat attı."

Sanırım yumruğu da genel seçime sakladı.

İnsanın aklına mekânı cennet Demirel'in sözleri geliyor; "Bunlara öyle bir şamar aşkedin ki, Çin-i Maçin'den duyulsun."

İstanbul Gönüllüleri

İki sokak tespitim var. Özellikle yaşlı bayanlara iyi kulak vermek şart. Kadının yaşı en az 80. Rahatsız olduğu her hâlinden belli. Âdeta sürüne sürüne oy mahalline geldi.

Hâl ve hareketlerinden anlaşılıyor. İstanbul Gönüllüleri'nden olduğu belirlenen gençler ok gibi fırladılar. Kadıncağızı hemen bir sandalyeye oturttular. İçlerinden genç bir bayan elinde su şişesiyle geldi. Sonra "İzin ver arabamla seni evine bırakayım" dedi. Aldığı cevap müthişti:

"İmamoğlu'na oyumu verdim ya, artık ölsem gam yemem. Geldiğim gibi giderim."

İlk yardım

Bir başka gönüllü daha koluna girip okulun dışına kadar götürdüler. İmamoğlu'nun da itiraf ettiği gibi İstanbul Gönüllüleri enerjilerinin tamamını kullandılar.

Benzin bitti

Bir tanesinin, arkadaşından benzin almak için 30 lira istediğine de tanık oldum. Bu kızcağıza sordum; "Ne iş yapıyorsun?" Verdiği cevap netti; "Emeklilikte yaşa takılanlardanım. Bu iş daha da sürerse arabamı satarım."

Tavsiyeler

Erdoğan'a önerim birtakım biplemelere artık son vermesi. "Topal ördek", "Vitrin süsü" yakıştırmalarının bumeranga dönüştüğünü görmesi.

Ak Parti genel başkanının hatırlaması gereken gerçeklerden biri de Cumhurbaşkanı olduğu. Biz söyleyelim de o hâlâ SETA'cıların falcılıklarını dinleyip dinlememekte serbest.

Bakın "oy hırsızlığını kimlerin yaptığı ispatlandı" demiyorum. Böylesi bir musibet bin nasihatten daha iyi oldu demek yeterli. Yerinde olsam ilk icraatım dünyanın en pahalı "danışmanlar kadrosu"nun işine topluca son vermek olurdu. İbrahim Kalın ve Fahrettin Altun dışında kalan tüm maaş ödediklerini hemen kapının önüne koyarım. G-20 zirvesinden dönüşü bile beklemezdim.

...

ÖZEL NOT: Unutmadan "Kürdistan muhibbi" Nagehan Alçı'ya bir gönderme yapmak istiyorum. Sandıklar kapanır kapanmaz "Binali Yıldırım 8 puan önde" demesi ilginçti. Bunu seçim şakası olarak kayda geçtim!

GÜNÜN SÖZÜ

Yaşam ne tek yönlüdür ne de çift yönlü. Yaşam, pek çok yönlüdür. Bu yüzden insanlar yollarını fazlaca şaşırır. Ferid Edgü

Yazarın Diğer Yazıları