Genelkurmay, Suriye ile savaşın günlük faturasını çıkardı; 1 milyar dola
Savaş tezkeresinin ardından indirilip kaldırılan uçaklar.. Sınır boyu dizi dizi toplar, tanklar.. 100 bini aşan sığınmacı sayısı...
Tayyip Erdoğan esip gürlüyor.. “Mülayim” bilinen Ahmet Davutoğlu’nun frenleri tutmuyor.. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel de sınıra gidip yumruk havaya yapmamış mıydı?..
Halka verilen savaş gazının dozajı hiç düşürülmüyor.. Bu arada ihtiyat da elden bırakılmayıp bazı akredite taraftar yazarlara “AKP iktidarı Suriye ile savaş istemiyormuş” mealinde yazılar yazdırılıyor.
İşin aslına gelelim mi?..
Genelkurmay Başkanlığı’ndan Tayyip Erdoğan’a sunulan rapor hiç de siyasi iktidarı memnun edecek cinsten değil. Genelkurmay Başkanlığı, Suriye ile olası savaşın mali bilançosunu Başbakan Tayyip Erdoğan’ın önüne koydu;
Günlük 1 milyar dolar. Bu rakam “savaş 30 gün sürerse ve de Rusya müdahil olmazsa” geçerli. Eğer harekat 30 günün üstüne çıkarsa, “mali faturası daha ağır. Bugünden net rakam vermek imkansız”
dendi.
Karargahtan bilgi veren üst düzey bir komutanın şu sözlerine çok dikkat edin:
“Suriye ile olası bir savaş ülke ekonomisine büyük darbe vurur. Öte yandan Suriye’ye girmek, Kıbrıs’a girmeye benzemez. Faturası her alanda ağır olur. Çok fazla insan kaybının olması da kaçınılmaz.”
Olası bir savaşta Rusya’nın müdahalesi ile insan kaybının ve mali kaybın “ucu açık” olduğu değerlendirmesi yapıldı. “Başımızda PKK belası varken 2’nci cepheyi nasıl açacağız” sorusu Tayyip Erdoğan’ın önüne konuldu.
Yapılan bir diğer değerlendirme de, “Suriye’de bir iç savaş var. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de bazı sınır ötesi harekatlarında sivil unsurlar zarar görüyor” şeklinde oldu.
Bu satırları yazarken çok önemli bir haber düştü;
“Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ilk 9 ayda bütçe açığının 14.4 milyar lira olduğunu açıkladı. Bakan Şimşek, 2012 yılı bütçe gelirlerini 362.7 milyar lira, bütçe açığını ise 33.5 milyar lira olarak öngördüklerini söyledi.”
Bütçe açıkları hepimize zam olarak geri dönüyor. Zamlarla iyice canımızı yaktıktan sonra aynı Irak’ta olduğu gibi, “Suriye’ye girersek şöyle kazanırız, böyle kazanırız”, “büyük savaş tazminatı alacağız” palavraları ortaya dökülebilir.
Aklıma 2002 ve 2003 yılının başında ABD ile yapılan “at pazarlıkları” geldi. AKP Hükümeti ve Başbakanı, Türkiye’nin Irak işgali için yapacağı kıyaklara karşılık ABD’den para istiyordu. Sonunda onların dediği değil Bush’un dediği oldu. Çözülüverip gittiler...
Genelkurmay ağır savaş faturasını AKP iktidarının önüne koymasına rağmen çok sıkıntılı. “6 Kasım’da yapılacak ABD Başkanlık seçimlerinden sonra daha zor ve sıkıntılı bir süreç ile karşı karşıya kalacağız” deniyor.
Yeni “at pazarlıklarına” ve sonrasına hazırlıklı olalım mı?
Ne dersiniz?...