Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Gelen gideni aratır mı?

Merhum İsmet İnönü’nün “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de yerini alır” sözü 2. Dünya Savaşı’ndan hemen sonraydı. Savaşın galipleri ellerinde cetvel ile yeni ülkelerin sınırlarını çiziyordu o vakit. Milyonlarca insanın öldüğü kentlerin yok olduğu atom bombası faciasının yaşandığı ikinci dünya savaşının izleri henüz silinmemişken emperyalizm bu defa değişik metotlarla parselliyor dünyayı. Yugoslavya’nın kurucu devlet başkanı Tito, federal yapının tehlikelerini hatırlatan Türk diplomata, “haklısınız ama Almanya buna bizi zorladı” itirafında bulunmuştu. Tito’nun ölümünden hemen sonra Almanya’nı tezgâhı ile Yugoslavya’dan bugün beş ayrı ülke çıktı. Tecavüzlerin acısı, soykırımın gözyaşları henüz Yugoslavya coğrafyasından silinmiş değil. Beş ayrı ülkeden birkaç parça daha ayırmak an meselesi. Topyekûn dünya savaşı olmasa bile bölgesel çatışmalarla yeniden şekillendiriliyor yeryüzü. Nihai hedef bin civarında site devletinin oluşması. Böl-parçala ve yut. Sömürüye en müsait ülkeler küçük ve kontrol edilebilir olanlarıdır. Hedefteki ülke Türkiye dediğimiz zaman Sevr sendromuna kapılmakla suçlanıyoruz. Federatif yapıya karşı çıktığımızda Türkiye’nin büyüyüp güçlenmesine köstek olmakla itham ediliyoruz.
Gelelim etrafımızda esen rüzgârlara. Sıranın kendisine geleceğini hisseden Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, “Ortadoğu’da yeni bir çağ, başladı reform şart” diyerek iktidarının ömrünü uzatmaya çalışıyor. İngiltere ve ABD’de uzun yıllar eğitim gören Esad babasından devraldığı Suriye’de daha ne kadar iktidarda kalır bilinmez. Ama Esad’a “Eğitimi” sırasında BOP, yani Büyük Ortadoğu Projesi hakkında ciddi bilgiler verilmiş. Coğrafi olarak Orta Doğu sınırlarında olmasa da etki alanı dediğimiz hinterlandında bulunan Tunus’taki halk hareketi Mısır ile beraber Yemen’e de sıçradı ve sonuç alındı. Bölgenin en istikrarlı ülkesi olarak nitelendirilen Ürdün’de Kral Abdullah demokrasi emri vererek hükümeti değiştirdi. Yıllardır savaşın hüküm sürdüğü Beyrut’ta Recep Bey’in kankası Telekom’un patronu Hariri hükümeti devrildi. Filistin bildiğiniz gibi. Cezayir ve Bahreyn’de isyanın eli kulağında. Büyük oranda çölle kaplı olsa da Kuzey Afrika’nın iki zengin ülkesi Libya ve Fas’ın bu rüzgârdan etkilenmemesi mümkün değil. Kimilerine göre İran’a yakın olan Umman’daki hareketlilik sanıldığı gibi Yemen’in etkisiyle değil. Hemen yanı başında Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt ve Suudi Arabistan da nasibini alacak değişmekte olan çağdan. Dünyanın en zengin ülkeleri arasında gösterilen Körfez ülkelerinde zenginin bir avuç, fakirin halk yığınları olduğunu bilmeyen kalmadı.
Sudan resmen referandum ile bölündü. Somali’deki vaziyet malumunuz. Etopya ve Eritre’nin mitoz bölünme ile çoğalacağını sağır sultan bile duydu. Kabile savaşlarının soykırıma dönüştüğü Afrika coğrafyası yeniden şekillenecek. Açlığın hüküm sürdüğü bu topraklarda resmen nüfus planlaması yapılıp, şu veya bu şekilde milyonlar toprağa gömülecek. Zira küresel emperya dünya nimetlerini fazla nüfus ile paylaşmak istemiyor.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Hindistan’dan kopan Pakistan’ı Bangladeş ile ayıranlar mevcut durumu hiç de beğenmiyor. Nükleer güce sahip Pakistan’ı en az sekiz parçaya, Bangladeş’i de altıya ayırmakta kararlılar. SSCB’nin dağılmasından sonraki haritaya da gelecek sıra. Ama yıllardır İran’ı çözememek işlerini zorlaştırıyor. Dünyanın en büyük ekonomisine sahip Çin’e güçleri yetmiyor, çünkü ucuz üretimin merkezi. Nüfusu ile ürkütücü boyutlara ulaşan Hindistan’da alt yapı çalışmaları devam ediyor. Etnik ve dini olarak çatışmaya en müsait ülkelerden biri Hindistan. 21. yüzyılın sonuna kadar Asya coğrafyasından 40 yamalı bohça çıkarmakta kararlılar. Uçsuz bucaksız bereketli toprakların bulunduğu Güney Amerika’ya da sıra gelecek elbette. Avustralya kıtası iştah kabartıyor. Bakir ve nüfusu az ne de olsa. Kanada’da Quebeck bölgesi bugün yarın ayrılıyor. Kocaman topraklar onlara fazla. Sözün özü binlerce site devleti oluşturma işine hız verildi.

Yazarın Diğer Yazıları