Gazze’deki kan, Felluce’deki domates suyu mu?
Gazze’ye kara harekatının başlamasıyla beraber tüm televizyonlar canlı yayına geçti. Canım memleketimde ne kadar da “Orta Doğu uzmanı” var diye böbürlensek azdır. Titrinde akademisyen, gazeteci-yazar vs. yazan pek ünlü(!) uzmanlar lafı evirip çevirip kaçırılan üç İsrailli öğrenci ile benzin içirilip yakılarak öldürülen Filistinligence getirdiler. Bu esnada Gazze’de 1,5 milyon ile 1,8 milyon insanın yaşadığını, haritadaki yerini öğrendi halkımız. Meclis’te bir kez bile konuşmamış AKP’li milletvekilleri başkentte İsrail Büyükelçiliği önünde protesto gösterisine koştu. İstanbul, Levent’teki Başkonsolosluğun yanında sahura kadar intikam ateşi yaktı AKP öncülüğündeki vatandaş. Söz konusu Filistinli olunca bir bölümümüz Cuma hutbesinde Diyanet İşleri Başkanı’nın Sultanahmet Camisi’nde yaptığı konuşma esnasında göz yaşlarını tutamadı. Oysa aynı AKP’liler ve sözde İslamcılar El Fetih ve Arafat öncülüğünde İsrail ve ABD emperyalizmine karşı mücadele eden Filistinlilere “Allahsız”ya da “komünist” diye sövüyorlardı. Hamas’lıyı Filistin’li görüp, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü Filistinliden saymayan kafa o zaman da mezhepçilik yapıyordu bugün de.. Kısacası dostlar Filistin ile yatıp Filistin ile uyandık iki gündür. Oysa yanı başımızda sınırımızın sadece 55 kilometre uzağında Felluce’de Türkmen’in kanı oluk oluk akıyor. İslam adına ciğer yiyen, kestikleri insan başlarıyla top oynayan katiller ve sapıklar güruhunun bir günde öldürdüğü Türkmen sayısı, bir ayda ölen Filistinliden daha fazla.. Kimse yanlış anlamasın mazlum olan Filistinli ile Türkmen arasında asla ayrım yapmadığımız gibi bu konuda asıl bölücülük, ayrımcılık yapanları ifşa etmektir maksadımız.
Allah rızası için bir AKP’li bakanın, milletvekilinin, il başkanı, belediye başkanı, yalaka sanatçısı, hortumcu iş adamı, Irak’ta katledilen Türkmenler için bir tek laf edebildi mi? Başbakanları, Dışişleri Bakanları bile IŞİD’e “terörist” diyebildi mi? Gazze de Gazze.. Kerkük neresi? Musul, Tuzhurmatu, Felluce, Halep, Şam... Gazze’de akan kan da Kerkük, Felluce, Halep’teki domates suyu mu? Gazze’deki insan da Kerkük’teki kedi yavrusu mu? Müslüman Filistinliyi öldüren katil de, Müslüman Irak’lıyı, Türkmen’i, Suriyeliyi öldüren cihadcı mı? İsrail terörist de IŞİD masum mu? Bu ve benzeri yüzlerce soruyu art arda sıralayabiliriz. Sıraladıkça da memlekette ayrımcılık, bölücülük, mezhepçilik su üstüne çıkıyor! “Evinde yüzde elliyi zor tuttuğunu” söyleyen Erdoğan bu eseri ile ne kadar öğünse azdır! Bilal oğlanın gemileri İsrail ile ticaret yapıp para kazanırken baba Erdoğan’ın “van mınıt” ına inananlara “yuh” olsun. Barzani petrolünü İsrail’e yatıp, Gazze’yi vuran uçaklara yakıt veren AKP hükümetinin halen arkasında duran ve lafa gelince Müslümanlıktan dem vuranlara da bir “yuuhh” gönderelim. Sünni-Şii ayrımı yaparak Allah’ın emirlerini çiğneyenleri mübarek Ramazan’da yine Allah’a havale ediyoruz. Ama uslanmamakta ısrar eden, afyonlanmış, hipnoza uğramış, üç kuruş menfaat için, beş kilo makarna, odun-kömür için Müslüman kanının dökülmesine göz yumanlara “yuuhh” bile demeyeceğim. Allah onları ıslah etsin.