Gazi, öğretmen, pusula...

Atatürk Bursa'dadır ve onu İstanbul'dan ziyarete gelen bir grup öğretmene seslenirken şunları söyler;

"Bayanlar, baylar...

Ordularımızın kazandığı zafer, sizin ve sizin ordularınızın zaferi için, ortam hazırladı... Gerçek zaferi siz kazanacaksınız, yaşatacaksınız ve kesinlikle başarıya ulaşacaksınız... Ben ve sarsılmaz inançla bütün arkadaşlarım, sizi izleyeceğiz ve sizin karşılaşacağınız engelleri kıracağız..."

Tarih 24 Mart 1923...

Büyük Önder, Kütahya lisesinde öğretmenlere seslenirken söyle konuşur;

"Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, gerçek mutluluğa ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri memleketin geleceğini yoğuran irfan ordusudur... Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir. Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadıkça savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür... Bundan sonra yapacağımız yenilikler milletimize bir karanlık gibi çöken genel cehaleti mağlup etmek... İrfan ordusunun ruhu olan siz öğretmenlerin aynı yeteneği ortaya koyacağınıza eminim..."

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk işgalin, yağmanın yanı sıra gericiliğin- yoksulluğun ve geri kalmışlığın da yenildiği Kurtuluş Savaşı'nın ardından bu kez Aydınlanma Devrimi'nin başarıya ulaşması için çaba gösterirken, bu uğurda en çok mücadele eden insanların öğretmenler olduğunun bilincindeydi...

Gazi, işte o yüzden sık sık okulları ziyaret eder, sınıflarda öğrenci ve öğretmenlerle sohbet eder, eğitim ve öğretimin Türkiye'nin geleceği için ne kadar yaşamsal olduğunu anlatmaya çalışırdı...

İşte bu yüzden Atatürk'ün, bütçe görüşmeleri sırasında aldığı tavır da eğitim-öğretim- okul ve öğretmene ne kadar önem verdiğini bir kez daha gözler önüne serer...

Yıl 1923... Meclis'de vekil maaşları tartışılırken dönemin Maliye Bakanı olan Gümüşhane Milletvekili Hasan Fehmi Ataç, Atatürk'e, "Paşam vekil maaşlarını düzenleyeceğiz, ne kadar verelim" diye sorar...

Gazi Paşa kısaca düşünür ve şu yanıtı verir;

"Öğretmen maaşlarını geçmesin..."

Eğitimciler çıkmazda...

Ve yıl 2019... Türkiye, aydınlanma mücadelesinin engellerle karşılaştığı bir süreçte sübyan mekteplerinden tarikat medreselerine kadar eğitimin kuşatıldığı bir dönemi yaşarken, Tevhid-i Tedrisat üzerinde yaşanan erozyon da ülkenin çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmasını engellemeye devam ediyor...

600 bin öğretmen adayı iş beklerken, iktidar acilen atanması gereken 200 bin öğretmenle ilgili de bir şey yapmıyor...

Ve tam da bu sırada Türk Eğitim-Sen'in 6 bini aşkın öğretmenle yaptığı anketin sonuçları yalnızca öğretmenlerin içinde bulunduğu sarsıcı ortamı değil, eğitim-öğretim sürecinin nasıl darbe aldığının sonuçlarını da gösteriyor...

Ankete katılan öğretmenler 3800 lira ile 5000 lira arasında maaş aldıklarını açıklamışlar...

Ankete katılanların yüzde 30.8'inin kredi kartlarıyla yaptığı harcamalar maaşlarının dörtte ikisine denk geliyor...

Öğretmenlerin yüzde 63'ünün bankalara kredi borcu var, yüzde 67'si birikim yapamıyor.

Öğretmenlerin yüzde 49.2'si en çok gıda ürünlerine yapılan zamdan etkilendiğini ifade etmiş, yüzde 38'den fazlası kirada oturuyor.

Ankete katılanların yüzde 95.4'ü toplu sözleşmede yapılan zam oranlarının ekonomik kayıplarını telafi etmeyeceğini söylemiş.

Son yıllarda okullarda yaşanan şiddet olaylarının sonuçları da ankete yansımış...

Çünkü öğretmenlerin yüzde 56.9'u okulda kendini güvende hissetmediğini söylemiş, yüzde 49'u bir ile 7 kez arasında şiddete maruz kaldığını açıklamış...

Öğretmenlerin yüzde 11.9'unun psikolojik sorunlar-sinirli olma durumundan muzdarip olduğu da ortaya çıkmış.

İşte bu yüzden ankete katılanların yüzde 94.1'i mesleği nedeniyle yıprandığından yakınmış...

Ve tabi ki öğretmenlerin yüzde 84.6'sı iş güvencelerinin tehdit altında olduğunu ifade etmiş...

Ankete katılanların yüzde 41.7'si Türkiye'nin en büyük sorunu olarak ekonomik sorunlarla işsizliği görürken; yüzde 27.8'i yandaş kayırmacılık, liyakatsizlik, yüzde 21.1'i eğitimde yaşanan sorunlar, yüzde 8.1'i terör ve güvenlik tehdidi, yüzde 0.1'i sağlıkta yaşanan sorunlar yanıtını vermiş.

Anket sonuçlarını Yeniçağ'a değerlendiren Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, "Öğretmenlerimiz ehliyetsiz ve liyakatsiz insanların iş başına getirilmesinden büyük rahatsızlık duyuyor" demiş...

Ata'nın gösterdiği hedef...

Evet; bugün 24 kasım... Yani Öğretmenler Günü...

Çünkü Millet Mektepleri'nde kara tahtanın başına geçerek dersler veren ve

1924 yılında Ankara'da toplanan öğretmenler kurultayında, "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." diye seslenen Atatürk'e Bakanlar Kurulu 11 Kasım 1928 günü yaptığı toplantıyla, "Ulus Okullar Başöğretmenliği" ünvanını verdi...

Atatürk, Millet Mektepleri Başöğretmenliğini 24 Kasımda kabul etti...

Öğretmenlik mesleğinin ne kadar yaşamsal olduğunu bilinciyle, Aydınlanma Devrimi'ni yüceltmeye çalışan Atatürk, mesleğin vefakar çalışanlarından övgü ile söz etmiştir... Öğretmenlere seslenirken yaptığı şu konuşma da bunun önemli kanıtlarından biridir;

"Benim asıl anlatılacak yanım, öğretmenliğimdir... Topluma, milletime ben öğretmenlik yapabiliyorsam, beni onunla anlatın... Yoksa kazandığım, yaptığım öteki işlerle beni anlatmanız pek önemli değildir."

Evet; Atatürk'ün 100. doğum yıldönümü nedeniyle, 1981 yılından itibaren 24 Kasımlar "Öğretmenler Günü" olarak kutlanıyor...

Gazi'nin aşağıdaki konuşması ise son yıllarda işsizlik, siyasi baskı, gericilik, geçim sıkıntısı ve en çok da can güvenliği tehdidi altında yaşamaya çalışan öğretmenlere yine de umut ve enerji veriyor;

"Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz... Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister... Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir… Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.

Öğretmenler, Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister."

Cumhuriyetin tüm öğretmenlerinin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun...

Yazarın Diğer Yazıları