Gazdanadam Festivali...
Bir yıl önce aynı meydanda “çalınmış devrim”in sahiplerine iadesine en çok bizim memleketi idare edenler bozulmuş. Çukura batan stratejilerin sahibi Davudoğlu, ağlamaklı ses tonuyla “asla kabul edilemez” sözleri ile Mursi’ye desteğini açıkladı. En yakın kurmay heyeti ile 3,5 saat Dolmabahçe’de durumu değerlendiren Erdoğan’ın yüz halinden endişeli olduğu rivayet ediliyor. Güvenlik için gözaltında tutulan devrik Mursi’ye “Türkiye’ye gidin” teklifini kimlerin yaptığı bilinmezken, kabul etmeyişi haber haline gelmiş. Kim bilir “Diren Mursi...” demiştir birileri... Mısır üzerine sosyal medyadaki mizahlar karın kaslarımızı acıtıyor. Patlamış, haşlanmış, közlenmiş mısır üzerine yazılacak çok şey var ama bu pilav daha çok su kaldırır. Şimdilik yandaş medyanın yalakalıkta sınır tanımayan haber ve yorumlarını arşivlemekle yetinelim.
Mısır’ı geçip Anayasa Mahkemesi’nin uzun tutukluluk süreleri ile ilgili iptal kararına gelelim. Beş yılı dolduran tutukluların serbest kalacağına dair umut ışığı heyecanlandırmış görünüyor. Minareyi çalan kılıfı çoktan hazırlar. Hukukçuların yüzaklarından Emine Ülker Tarhan; “bir yıl sonra uygulanır” maddesine dikkat çekerek iktidarın yaptığı cinliği ortaya çıkardı. Ne de olsa Silivri’de beş yılını dolduranlar domuz bağı ile işkence yaparak cinayet işlemedi. Gece yarısı davul-zurna ile tahliye edilen hizbul terörcülerden değiller. Zaten 5 Ağustos’ta karar açıklanacak, bir yıllık opsiyonla içeride tutulurken Yargıtay’da bazı cezalar onaylanmış olabilir. Kimi hukukçular “derhal serbest bırakılmaları” gerektiğini vurguluyor. Ama en üst mahkeme olan Anayasa Mahkemesi’nin kararları bile “Özel Yetkili”leri bağlamıyor. Adı üzerinde “özel yetkili...” Özel yetki ile özel hukuksuzluk hakim, özel hükümler geçerli... Özel adamlarla, özel tasfiye süreci henüz bitmedi... Nitekim 15 Temmuz’da sözde Balyoz’un Yargıtay duruşması başlıyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının tebliğnamesinde bazı sanıkların beraati, diğerlerinin cezalarının onanması isteniyor. En ilginci de Güllü Salkaya için. Malumunuz Güllü Salkaya daktilo memuru, evrakları yazmış, dolayısı ile sözde darbeye iştirak edip cezalandırılmış. Mahkemenin iki çocuk annesi Salkaya için verdiği “babalık görevlerinden men” cezasının kaldırılması istenmiş. Sehvendir canım sehven... Sehven yükleme yapan, sehven sahte delil üreten, sehven hukuksuz dinleme yapan, sehven yalancı tanıklık yapanlar için soruşturma izni verilmeyen, takipsizlik kararı alınanlar sokakta sırıtarak geziyor ne de olsa...
Temmuz sıcakları bastırdı lakin klimalar yüzünden fena halde gribim. 7 Temmuz’daki(yarın) “Gazdanadam Festivali”ne davetliyim. Davete icabet etmek, “Çapulcular Birleşin!” çağrısında yerimizi almalıyız. Kadıköy-Rıhtım’da saat 17:30’da buluşuruz inşallah.
“Gazal Geldik!” başlığı ile “Gaza geldik, gaz bulutları içinden yürüyüşe başladık! Biberi bal eyledik, özgürlüğümüzü ve geleceğimizi fethetmek için meydanları iktidara da eyledik. Tomasına, gazına, iktidarın zulmüne, polis terörünün hasına başkaldırdık! Biz, doğa savaşçısıyız, öğrenciyiz, doktoruz, avukatız, sanatçıyız, aydınız, memuruz, işçiyiz, biriz, halkız! Cumhuriyet ve özgürlük özlemleri ile ağaçları, parkları aştık, tarih yazdık” diye çağrı yapan “gazdanadamlar”ın festivalinde tiryakisi olduğumuz gazdan yemeyi göze alıp orada olacağız.
Direnen adam, duran adam derken “gazdanadam”a evrilen bu gençlik kelimenin tam anlamı ile harika... Onların arasında heyecanlanıyorum. Orantısız zeka üstünlükleriyle yazdıkları sloganlar müthiş. Sivil itaatsizlik ve pasif direniş metotlarında dünyaya örnek oldular. “Sinirlenince çok güzel oluyorsun Türkiye... Bu halk bir harika dostum. Anamızı da aldık geldik” gibi binlercesini hafızalarımıza kazıdıkları sloganlar için İskele Meydanına dev maket duvar koyarak hepsini birden paylaşacaklar. “Festivalde sen de izini bırak!” diyorlar... İz bırakmak isteyenler yarın Kadıköy’e...