Gavur askeri mi bunlar kardeşim!
Günlerdir bekliyorum.
Galiba paraları bitti.
*
Şehit ailelerine, silahlı kuvvetlere, polis teşkilatına... Başsağlığı ilanı veren bi tane firma yok!
*
Sırf yalakalık olsun diye, kenarları kalın siyah çerçeveli sayfa sayfa ilanlar verip “derin üzüntüyle öğrenmiş bulunuyoruz, kederli ailenize, muhterem evladına” diyen arkadaşlar... Nerede?
Canını ortaya koyan çocuklarda... Menfaat olmadığı için mi?
“Ölü yatırım” oldukları için mi?
*
Kedisinin vefatı üzerine, kedisine hitaben, gazetelere teşekkür ilanı vermişti biri... Dandik şarkısına klip yapan plakçıya ilanla teşekkür eden şarkıcı var. İşkembeciyi hizmete açan bakana ilanla teşekkür etti işkembeci... Kavşak yaptıran belediye başkanına, mağazasının kurdelesini kesen valiye, ameliyatını yapan doktora, taraftarına ilanla teşekkür eden spor kulübü var.
*
Biz bunaklaşana kadar yaşayalım diye henüz 20’sinde toprağa girenler... Bari tek sütun teşekkür ilanını hak etmiyor mu?
*
Ramazanda, kandil’lerde... Ne kadar da dini bütün olduğunu göstermek için cepten mesajlar atıp “nurlu gecelerde üstünüze ışıklar yağsın, rahmet yağmurlarında ıslanalım, melekler avucunuza gül koysun” filan gibi, maneviyat dolu satırlar fışkırtanlar... Kontörünüz mü bitti?
*
Gâvur askeri midir bunlar kardeşim...
Ona buna mevlit okutanlar
nerede?
Yılmaz Özdil / Hürriyet
+++
Bahçeli’ye
teşekkür
borcumuz var
Ortalık yangın yerine dönmüyorsa.. Birbirlerine ters bakan Türklerle Kürtler kavgaya tutuşmuyorsa.. Mahalleler arası atışmalar çatışmaya dönüşmüyorsa.. Karşılıklı dükkân basma, kahvehane basma olayları yaşanmıyorsa..
MHP lideri Bahçeli’ye borçluyuz..
Dün yine en kritik günde ülkücü camiayı uyardı.. Provokasyonlara gelmeyin, bin yıllık kardeşliğimizi bozmayın dedi..
Bu o kadar önemli ki..
En ufak taşkınlık iç savaşın bile kapısını açar.. Ne bin yıllık kardeşlik kalır, ne kız aldık kız verdik demeceler..
Bahçeli’nin uyarısı bu sebeple çok önemli..
Sınır ötesi harekât kadar önemli..
Hatta daha da önemli..
Mehmet Tezkan / Milliyet
+++
Fısıltıyı kontrol
et de görelim
Ankara’daki o alçak bombalı saldırı bile, birçok gazeteye manşet olmadı!
Fakat gazetelerin bu duyarlılığı (!) da Başbakan’ı kesmedi; son birkaç aydır bu kez, “Terörist saldırıları hiç haberleştirmeyin. Çünkü bu sadece terörün propagandasına hizmet ediyor” demeye başladı...
Gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle terör haberlerinin yansıtılması konusunda bir toplantı yaptı ve “otokontrol”ün artırılmasını istedi.
Gazetecilik okullarında daha ilk yıllarda öğretilen bir kural vardır:
Hiçbir haberin duyulmasını, müdahalelerle engelleyemezsiniz...
Mesleki kural ve ilkelere göre yayın yapan gazeteleri, televizyonları “O haberi yapmayın, bu haberi küçük verin” diye baskı altına aldığınızda bu kez devreye fısıltı gazetesi girer ki, yayılma hızı ve etkisi çok daha yıkıcıdır...
Mustafa Mutlu / Vatan
+++
Sayın Erdoğan;
umarım ki artık; sizi ’Türk demeyelim, Türkiyeli
diyelim’ gibi fantastik
sloganlarla kandıranların dostunuz olmadığını anlamışsınızdır.
Rıza Zelyut / Güneş
+++
SİZDEN GELENLER
Başbakan’a cevabı okuyucularımız verdi
Ben 1 Eylül 2006’da Hakkari Çukurca ’da şehit düşen Asteğmen Zeki Burak Okay’ın babasıyım. Gayet güzel yazmışsınız, kaleminize sağlık. Başbakana şaşırmayın, çok görmeyin dünya görüşü böyle. Onlardan olanlar ve ÖTEKİLER hep yaptığı şey değil mi?
Biz oğlumuzu kaybettiğimizde, “Vatan sağolsun demeyeceğiz, hakkımızı helal etmiyoruz, başbakanın çocukları neden askere gitmez” dedik diye başsağlığı bile dilemedi. Yani aykırı şehit ailesi ilan etti..
Onun için şaşırmayın...
Sezai Okay
Yeniçağ okuru olmaktan gurur duydum bir kere daha...
Ali Yılmaz
Yazını Ayşenur Arslan’a inat facebook hesabımda paylaştım. 3550 kişiye ulaştı. Dediğiniz gibi bunlardan 1 tanesi bile okusa ve haklı olduğunuzu düşünse bu yeter. Ben okudum ve sonuna kadar haklısınız.
Ömer Dedebali
Sonuna kadar size hak veriyor ve sizin gibi düşünen insanları Allah’a emanet ediyorum. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Halime Demirci
Yazınızı okudum. O kadar güzel ve tutarlı bir yazı idi ki tüm dostlarıma ve çevreme okuttuğum gibi cebimde gezdirerek her yerde konu açarak okutuyorum.
Galip Sözal
Sizin dediğiniz gibi yaptım ve bu yazıyı birden fazla arkadaşıma gönderdim..
Hakan Karafırtınalar
Bugünkü gidişattan memnun olmayan ve yalnızca ulusalcı basını izlemeye çalışan bir vatandaş olarak halkımıza gerçekleri gösterebilmenin bundan sonra yalnızca tek yolu olduğuna inanıyorum; Cumhuriyet, Aydınlık, Sözcü, Yeniçağ ve hatta Vatan gazetelerini ücretli okurlarının dışındakilere de okutabilmek yani ücretsiz gazete dağıtabilmek. Sizler ve biz okuyucular el ele verip bunu başarmalıyız....
Metehan Gökalp
Bu seçimde iki ölçek var:
1- Kendisine muhalif olanları görmek istemiyor.
2- Yanıt veremeyeceği sorular duymak istemiyor.
A.Yedek
TÜRKİYE CUMHURİYETİ adına teşekkürler.
Bayram Çelikbaş
Ayda ceplerine 20-30 bin dolar koyup, görevleri sadece ABD ve onun açılım politikalarını desteklemekle görevli meslektaşlarınıza ders vermişsiniz. Acaba sizi okuyup, utanmışlar mıdır? Hiç sanmıyorum.
Kerim Diker
+++
Toprağın altındakiler
adaletin yerine getirilmesini bekliyor
Bizler şu anda mezarlarımızda,toprağın altında yatmaktayız. Belki siz, belki bir yakınınız belki de çocuğunuz tarafından haince pusuya düşürülerek öldürüldük..... Zorumuza giden de.... Ayrılık gayrılık düşünmeden birlikte yaşadığımız.... Halen yaşadığımız.... Sizlerin çocukları tarafından çocuklarımız yetim, eşlerimiz dul kaldı, analarımızın bağrı yandı...Ve ocaklarımız dağıtıldı.....
Arkamızdan vurulduğumuz, kalbimizi sizin çocuklarınızın attığı kurşunlar parçaladığı için üzgünüz.Bu ülke ve bu vatan uğruna; adını bildiğimiz tanıdığımız “insanlar” tarafından öldürüldüğümüz için üzgünüz...
Yerin altında yatan bizlerle, katil çocuklarınızın yer değiştirmesini ister misiniz?
Bizler mezarlarında rahat uyuyamayan mazlumlar,mağdurlar olarak akıl,vicdan ve adalet duygusu sahibi insanlara sesleniyoruz.
Toprağın altında yatan bizler adalet istiyoruz !!!
Adaletin olmadığı bir toplumda mağdurların sayısının ve yaşanacak acıların bizlerle, ailelerimizle sınırlı kalmayacağını hatırlatmak istiyoruz....
Ali Saral
+++
Bu aşağılık saldırı üzerine ABD Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone, “Dost ve müttefik Birleşik Devletler, resmen terörist bir örgüt olarak tanımladığı PKK’ya karşı Türkiye’nin mücadelesini desteklemeye devam edecektir.” açıklamasını yapmış.. Şaka olmalı.. Desteğinizi çekseniz daha isabetli olur..
İlkin Esen Yıldırım
+++
YİNE EFKÂR Bastı...
Ey... istiklal mücadelesinde yalnız kalan beyaz sakallı... Ey... Medine’den mektup bekleyen Emineler... Ey öksüz yaşamış olan ve büyüyen talihsiz bebekler, sizi düşünenler yok artık. Gören olmuyor gözyaşlarınızı... Ayağı yalın eşeğin arkasından altı yaşlarında babasız geçen kahır dolu yıllarınızı unuttuk. Yiyenler var, içenler var, senin bu topraklar için çektiklerini bilenler yok. Kaldırmayınız başınızı, cennet gülleri. Görmeyiniz caka satanları. Çöllerde çekirgelere yem olan cılız kollarınızı, Sarıkamış’ta heykel olan siluetinizi bilen olmuyor.
Olmuyor, çektiklerinizi bilen olmuyor.
Viran olan gönülleri soran olmuyor
Vefasız dağlar, nerdesiniz?
Dağılan yuvaları kasırgalar götürdü,
Ey ... Rabbim Sen yetiş, dağlar görmüyor.
Mehmet Köylüoğlu / Antalya
+++
Filistinlilere güvence
verdik ama...
Ülkemize getirilen 11 Filistinlinin “güvencemiz altında olduğu” türünde laflar edip duruyorlar. Yalnız ortada yaman bir çelişki var. Bırakın sivil vatandaşlarımızı; polisimizin,askerimizin bile güvenliğini sağlayamıyoruz.Her gün şehit haberleri ile sarsılıyorken,yeni bir sihirli formül mü icat edildi,doğrusu çok merak ediyoruz. Hani “Tarama özürlünün! Merhemi olsa, başına sürer”, demenin tam sırası.
İsa Yıldırım / Ankara
+++
Sahipsiz
memlekete
sahip çıkarlar
Türk askeri daha kendi ülkesinde operasyon yaparken AB’den ABD’den tepki alıp siniyor! Neden? Siyasi irade arkasında duramıyor da ondan! Kendi basını, TSK’yı terör örgütü gibi lanse ediyor da ondan! 25 km Irak sınırına girebilmek için 25 şehide ihtiyaç duyuyoruz iyi mi? Oysa ABD Afganistan’a, Irak’a giriyor, askerleri Bodrum’da demirleyip barlarda stres atıyor. Onlara tepki gösteren gençler de TÜRK polisi tarafından tutuklanıyor...
Engin Balım
+++
Aymazlıktan kurtulmanın reçetesi
Bu güzide Vatan topraklarında yaşayıp da, tam da bundan 84 sene önce kaleme alınmış (20 Ekim 1927) Atatürk’ün Türk Gençliğine Hitabesi’ne inat, askerlerimizin bu vatan için, bu memleket için şehit düştükleri günün ertesinde, kırılası klavyeleri ile yazmış oldukları mesaj ve iletiler inanın insanın tüylerini ürpertiyor. Bu nasıl aymazlık bu nasıl vurdumduymazlık demeden geçemedim. Yeni nesil Türk Gençliğine şiddetle tavsiyem, Atatürk’ün Türk Gençliğine Hitabesini tekrar sindirerek okumaları ve kendilerinden de bir şeyler bulabilmeleridir.
Aygen Oğuzkan