Garantiler ve KKTC'deki birliğimiz beraberliğimiz
Geçen yazımda, Türkiye'nin etkin ve fiili garantörlüğü Kıbrıs Türkünün adadaki varlığı için hayati olduğuna ve hiçbir şekilde sulandırılmasına müsaade edilmemesi gerektiğine vurgu yapmıştım.
Rum-Yunan ikilisinin güvenlik ve garantiler konusundaki açıklamalarının tamamında, içinde garantilerin olacağı bir anlaşmaya hayır denileceği, garantilerin olası bir anlaşmada yeri olmayacağı ısrarla belirtilmektedir. Faşist Eokacı Rum lider Anastasiadis çeşitli vesilelerle yaptığı açıklamalarda garantilerin çağdışı olduğunu ve "iki toplumun hakları ve güvenliği için en iyi garantinin AB üyeliği statüsü olması kaydıyla; AB üyesi bir devletin garantör güçlere ihtiyacı olmadığını" belirtmiştir. Rum Başkanlık Sarayı'ndan geçtiğimiz günlerde yapılan bir diğer açıklamada "AB üyesi bir devlet açısından Türk garantilerinin olduğu bir çözüm düşünülemez. Aynı şekilde, topraklarımızın işgal altına kalması da düşünülemez. Türkiye'de yaşanan son gelişmeler Kıbrıs sorununa Türk garantilerinin ve işgal ordularının kalacağı bir çözümün kabul edilemeyeceği tezimizin doğruluğunun kanıtıdır. Tarih, atalarımız ve gelecek nesiller için nihai adalete erene kadar mücadeleye devam etmek ve ülkemizi yeniden inşa etmeye mecburuz" denilerek garantiler konusundaki Rum tezi bir kez daha tekrarlanmıştır. Bu konuda Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı 20 Temmuz 2016 ve 2 ve 11 Ağustos 2016 tarihlerindeki açıklamalarına cevaben Türk Dışişleri yerinde cevabi açıklamalar yapmıştır.
Türk Dışişleri'nden yapılan açıklamada, "Kıbrıs'ta çözüm için "olmazsa olmaz şartlar" ileri sürülerek, müzakere süreci üzerine ipotek konmaya çalışılması, Yunanistan'ın sürece ilişkin samimiyeti ve beklentileri konusunda ciddi şüphe uyandırmakta ve tarafımızdan reddedilmektedir" denilmiş ve Rum Yunan ikilisinin ağzının payı verilmiştir.
***
Faşist Anastasiadis'in yıllarca başkanlığını yürüttüğü DİSİ Partisi lideri Neofitu da önceki gün yaptığı açıklamada Güzelyurt'un iade edilmeyeceği ve Türk garantilerinin olacağı bir anlaşmayı Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis'in kabul edeceğini düşünmediğini ifade etti.
Neofitu, ne DİSİ'nin ne de bireysel olarak kendisinin böyle bir anlaşmayı destekleyebileceğini belirtti. Rum tarafı ile garantiler-güvenlik,yönetim ve güç,toprak ve mülkiyet konularında önemli anlaşmazlıklarımız olduğu ve bu konularda iki tarafın aşılması mümkün olmayan tezlere sahip oldukları açıktır. Taraftan kastım tabii ki Türk ve Rum halklarıdır. İki liderin uzlaşması halkların da olası anlaşmayı/uzlaşıyı onaylayacağı anlamına gelmemektedir.
Önümüzde kritik ve önemli bir süreç vardır. Bu süreçte Kıbrıs Türkü asgari müştereklerde önce içte/kendi arasında sonra da dışta/Rum'la uzlaşmak durumundadır. İç barışın ve fikir birliğinin sağlanması için Cumhurbaşkanı ve Başbakana/hükümete görev düşmektedir. Makamlarımız halkın desteğini almayacak, istek, beklenti ve arzularını karşılamayacak bir anlaşmayı onaylamamalıdır. Bilindiği üzere KKTC hükümeti millî unsurları bünyesinde ihtiva etmekte ve millî çizgide hareket etmektedir. Başbakan ve hükümet üyeleri onurlu bir anlaşmadan yanadır. İçinde KKTC'nin ve Türkiye'nin etkin ve fiili garantisi olmayacak bir anlaşmaya karşıdır. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın durumu hükümetten farklıdır. Anlaşma için millî çizgimizin sulandırılmaması hususunda herhangi bir dik duruşu yoktur. Örneğin garantiler konusunda çeşitli alternatifler masada tartışılmakta ve Türk tezinden sapmaya izin verilmektedir. Toprak/Mülkiyet, Yönetim/Güç konularında da ödün verilmesi ve uzlaşılması hesaplanmaktadır. Günün sonunda Kıbrıs'ta ortaya çıkacak olası bir çözümü halkımızın içine sindirmesi gerekecektir. Cumhurbaşkanı Akıncı'nın KKTC halkının onaylamayacağı bir anlaşmaya olur vermeyeceğine dair inancımı korumaktayım. Dileğim Kıbrıs Türkünün 2004'teki gibi evetçi-hayırcı diye kamplara bölünmemesidir. Toplumsal uzlaşının oluşumu için elden gelen yapılmalıdır. 7 Ağustos'ta İstanbul Yenikapı'da toplanan milyonlarca kardeşimizin ve dahası tüm Türkiye'nin sergilediği birlik ve beraberlik, içinde bulunduğumuz kritik süreçte Kıbrıs'ta da sergilenmelidir.