Gaflet, dalalet, hıyanet
Yılmaz bir mücadeleci, direşken bir araştırmacı ve dikbaşlı bir ulusalcı olursa bir yazar; yazılmayanı, dillendirilmeyeni, örtülmeye ya da saptırılmaya çalışılan birçok gerçeği arar bulur, yazar ve kitap eyler. Bu tür kitaplar varolmanın baş koşulu ve güvencesidirler. Önce aydınlar, sonra kitleler, bu tür yayınlarla bilgilenip bilinçlenirler. Her şeyin başı da bu bilinç değil mi zaten, o olmasa hareket olur muydu?
Yılmaz Dikbaş’ın son kitabı “Gaflet, dalalet, hıyanet” i okudum son olarak. Tuğla gibi, tam 600 sayfa. Bu boyutuna karşın içerik itibariyle öylesine ilgi çekici ve üslup olarak da -bir araştırma, inceleme yapıtından beklenmeyecek ölçüde- öylesine sürükleyici ki, gözünüz yorulsa da bırakmak, ara vermek istemiyorsunuz.
Sözü uzatmaya ne gerek? Bu değerli eserden kısımlar göstereyim size; görün haklılığımı.
-Türbanın arkasına saklanan mandacılar var mı? Karısının türbanını diline doladıkları kimseler gibi, ABD yanlısı, IMF’ci, özelleştirmeci ve AB mandacısı olanlar neler yazıyorlar köşelerinde ve nasıl suret-i haktan görünüyorlar.
-Hristiyan misyoner örgütü American Board nasıl ÇEV (Çağdaş Eğitim Vakfı) ve SEV (Sağlık Eğitim Vakfı) oldu? Dinlerarası diyalogcu Hoca’yı da savunan ÇEV, AB’den 700.000 avro hibe alıp kimleri besledi bu avrolarla? ADD Genel Başkanı Şener Eruygur ve CHP milletvekili Prof. Dr Necla Arat da bu vakıfta yönetici miydiler? Misyonerliğe karşı eserler yazan Ergün Poyraz da ÇEV’den ödül aldı mı? Ve bu vakıftan ödül alan diğer yazarlar... Bu yazarlar içinde ulusalcı olarak bilinen isimler de var... ÇEV’in ve ADD’nin yönetim kurulu üyesi ve şimdi CHP milletvekili olan, türban karşıtı Prof. Dr. Nur Serter, bir zamanlar “Atatürkçülük dar kalıpçılıktır” diye yazmış mıydı?
-Erasmus profları... AB mandacısı proflar sivil toplum örgütlerinde. “Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder” diyen Prof. Atilla Yayla’nın Liberal Düşünce Derneği, AB’den 400.000 avro almış. Bu STK’larda çalışan profların ve çalıştıkları örgütlerin tam listesi var kitapta, buraya sığmayacak kadar uzun. Biz kamuoyunun yakından tanıdığı bazı isimler vermekle yetinelim: Ergun Özbudun, Necat Birinci, Emre Kongar, Bozkurt Güvenç, Türkan Saylan, İbrahim Kaboğlu, Baskın Oran, Şenal Sarıhan.
-AB tarafından yurt içinde ve dışında eğitilmiş gazeteciler ve bunların çalıştığı basın kuruluşları. Gazete editörleri bu konuda neden suskun, neden bilgi vermekten kaçınıyorlar? AB hibesiyle Brüksel’de yiyip içen gazeteciler AB’yi eleştirebilir mi?
-Oktay Ekşi’nin içyüzü. Milletvekili seçilmeyen Ekşi, 10 ay Kurucu Meclis üyeliği yaptı diye milletvekilliği tazminatı alıyor. Özel hastane tedavi giderlerini, meclise ödetiyor. Boğazdaki villasından işine giderken, maaşlarını devletin verdiği koruma polislerince korunuyor. Basın patronunun banka sahibi olmasını yazılarıyla destekliyor, medyanın tüccarlaşmasına omuz veriyor.
-Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok da AB’den 36.384 avro almış. Avro ile beslenen başka barolar da var: Van Barosu’na 70.226, Diyarbakır Barosu’na 454.649 avro verilmiş.
-Tayyip Erdoğan’ın anayasacı profları da AB’den avrolar almışlar.
-AB fonlarından yemlenen kadın örgütleri.
Evet, daha neler neler var bu kitapta... Asya-Şafak Yayınları arasından çıkan bu kitabı mutlaka okuyunuz, yolunuz aydınlanır.