Futbolun Mafya özentileri
Fenerbahçe-Trabzon maçı 90+6'daki golle 1-1 bitti. Bu Sarı Lacivertli ekibin sezon klasiği. Kendi gibi adı büyüklere attığı son saniye golleriyle yine bir puanı kurtardı. Zaten bunlar da olmasa, ligin en dibinde o vardı.
Tuhafıma giden, iyi Fenerbahçelilerden olan Alper Yemeniciler'in yanında bir anda Volkan Demirel'i görmekti. "Maçta oynamadım ama, bir şeyler söylemek istiyorum" diye lafa girdi. Sonra devam etti:
"Devre arasında soyunma odasına giderken, arkamdan bir Trabzon görevlisinin camiamıza ettiği hakaretleri cevaplandırmak istiyorum. Bu şahsın benden ve Fenerbahçe'den özür dilemesini istiyorum. Aksi halde onu Trabzon otobüsünden alır, ben özür diletirim."
Volkan'ın, sonuna geldiği futbol hayatı boyunca böylesi işlerine alıştık. Millî formayı sırtından çıkarıp, stadı terk edişini hatırlayın. Maç sırasında gırtlak sıkmalarını da.
Gazeteciye
Adını vermeyeyim bir spor yazarına "seni yatağından aldırırım" demesi bu örneklerden. Say sayabildiğin kadar. Böylesi sabıka dosyası bulanan Volkan'ın her gittiği yerde ıslıklanıp, protesto edilmesi doğal değil mi?
Emre Belözoğlu dahi Demirel'den iki tık daha geride. Birilerinin bu tipleri korumayı sürdürmesini anlamakta zorlanıyorum. Hele hakemlerin arka çıkmasını ise çözemiyorum.
Semih Özsoy
Şimdi de başımıza Semih Özsoy çıktı. Adam Fenerbahçe başkan vekili olmasa, aldırmayacağız. Volkan'ın ilk dalaştığı isim Özsoy'du. Aylarca özür dilemesi beklendi. Futbolcu, onun da mı gözünü korkuttu. "O, bizim kaptanımız" lafı artık ağzından düşmüyor.
Hata olur
Özsoy, maç sonrası konuşuyor. Sanki Karl Leone'yi dinliyoruz. Rakip Trabzon ama devamlı Galatasaray'a gönderme yapıyor. Kısa süre önce "yollansın" dediği adama uyguladığı gibi çelişkiler içinde.
Semih Özsoy takım kaptanı adına özür dileyeceğine, desteklemeyi sürdürüyor.
Haydi Volkan kazara Trabzonspor otobüsüne bindi diyelim. Ya sonrası? Erman Toroğlu'nun dediği gibi "İnmesi mümkün olmaz." Aslında bu kadarla yetinmek en iyisi. Bence meslek bile değiştirebilir...
Buraya bir ilave de Ahmet Ağaoğlu'ndan yapacağım; "Trabzonspor otobüsünden adam alacak kişiyi, analar henüz doğurmadı."
Ersun Yanal
Öte yandan Cüneyt Çakır ise hak etmediği kötü tezahüratı geçmişteki berbat yönetimlerine saysın. Hıncal Uluç'un dediği gibi "Çakır, içeride başka, dışarıda başka düdük çalıyor."
Fenerbahçe teknik direktörüne gelelim. Bıraktık olmayan taktiğini. Takım tertipleri bir felaket. Her maçta kurtarıcı olan Valbuena'yı son anlarda oyuna alıyor. Bu nasıl öngörü?
Kurtarıcı hazır
Kanarya'da ne eksik biliyor musunuz? Hırs. Ben olsam Ersun Yanal'ın yanına basketbol koçu Obradoviç'i oturturum. Bu görüntü ruhsuzları ateşlemeye yetecektir.
Unutmadan önemli bir noktayı daha belirteyim. Trabzon'u parasal açıdan bu kötü duruma düşüren de Ersun Yanal'dı. Ne kadar işe yaramaz varsa, büyük paralarla transfer ettirdi. Sonunda da kulübü mahkemeye verdi.
YÜZ AKIMIZ KÜRŞAD ZORLU
Prof. Dr. Kürşad Zorlu siyaset bilimi çalışmalarının yanı sıra Türk milliyetçilerinin hedef ülküsü "Türk Birliği" için yıllardır mücadele ediyor.
Onu ART'de kısıtlı imkânlarla yaptığı Türk Dünyası programlarıyla tanıdım. Bu ülkelerde kendisini ispatlayan Zorlu, oradaki resmî makamların önem verdiği değişmeyen isimlerden oldu.
Önce Kırgızistan'daydı. Ardından Kazakistan'ın en önemli anayasal kurumu olan Halklar Asamblesi'ne Rusya ve Almanya dışından, Türkiye'den davet edilen tek konuşmacı oldu. Asamble'nin büyük kurultayı bugün başlıyor.
Nazarbayev'in çağrılısı
Buraya davet eden kuruluşun başkanı "Türk Dünyasının Aksakalı" Nursultan Nazarbayev.
Kürşad Zorlu 3 Mayıs Türkçülük Günü'nde ise Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de büyük bir konferans vermeye hazırlanıyor.
Zorlu kardeşimi yürekten kutluyor, başarılarının ebedi kalmasını diliyorum.
GÜNÜN SÖZÜ
Kibirli kişi, insanlara ve her şeye üstten bakar. Üstten baktığı için de kendisinin de üstünde olan şeyleri göremez. C. S. Lewis