Futbol ve politika
Anket yapılsa Türkiye'de en sevilen İngiliz takımı Liverpool çıkar. Bundaki etkenler belli. Bir dönem elde ettiği başarılar önemli nokta. Bu beğenideki diğer unsur, onların "Asla Yalnız Yürümeyeceksin" adlı tribün şarkısıdır.
Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin İngilizce bilmeyen insanların bile bu şarkıyı söylediklerine tanık olursunuz.
14 yıl aradan sonra Liverpool takımının yeniden Şampiyonlar Ligi'ni kazanması, yani Avrupa'nın bir numaralı kupasını kaldırması büyük futbol olayıdır.
İstanbul'da
Chelsea'den sonra bir başka ada ekibi Süper Kupa Finali'nde oynama vizesi aldı. Beşiktaş'ın Vodafone Park'ı Ağustos'ta Liverpool-Chelsea kapışmasına tanıklık edecek.
Madrid'deki finale dönecek olursak, apolet büyüktü ama oyun tatsızdı. Onun da birkaç sebebi vardı. Ayak topu dünyasının en akıllı taktisyeni Jurgen Clopp. Her rakibe ayrı oyun kurmakta. Tottenham'a karşı taktiğinin özeti "oynatmamaktı." Topu rakipte bırakıp âdeta kilitledi.
Rakamlar
İstatistiklere bakarsanız, ortaya çıkanlar arzu edilenin tam tersiydi. Üstünlük yüzde 39'a karşı yüzde 61'le Londra ekibindeydi.
Ne tuhaftır ki, maçın adamı seçilen Virgil van Dijk'ın şu sözlerine dikkat; "İyi oynamadık." Sadece "istenenin uygulandığını" bu konuşmasıyla çözdük.
En iyi yorumlardan birini kurt hoca Mourinho'dan işittik; "Bu bir lig maçı olsa, kötüydü derdim. Ancak bir Şampiyonlar Ligi finaliydi. O nedenle farklı gözlüklerle değerlendiriyorum."
Maçın yorumcuları ilginç bir durum oluşturdu. Bir Fransız olan Wenger ile bir Portekizli Mourinho. Hele onun ülkesinde şişe mantarı ve balıktan başka önemli gelir kaynağı yok.
Geriye kalan eski sömürgelerden harmanlanmış futbolcuların satışlarıyla para basıyorlar. Darphanelerinin adı kramponlar.
Kartsız oyun
Sarı veya kırmızı hiçbir kartın çıkmadığı maçta tribün enstantaneleri daha renkliydi. Onca görüntü arasında kafama çakılanları sıralasam, iki çocuğu ilk sıraya oturturum. İkisi de aynı yaşlarda (10-11). İkisinin de diş telleri vardı. Sevinç gözyaşı döküyorlardı. "Asla Yalnız Yürümeyeceksin"i tekrar tekrar söylediler.
Sanırım o anlarda Papua Yeni Gine'deki yaşdaşları da onlara eşlik ediyorlardı.
İmkân bu kadar
Londra'nın köklü kulübü Tottenham'a gelince, fazla yüklenmeyi hak etmediler. Bu takım sahasını yenilerken her şeyini döktü. Bir tek transferle yetinmek zorunda kaldı.
Hesap edin, harcanan para tam 1 milyar pound. Mevcut kadroyla finale kadar yürümeleri bile başarı. Teknik direktör Pochettino'yu sadece bir önceki turun yıldızı Moura'ya ilk 11'de şans vermemesinden dolayı eleştirebiliriz.
Başkan Salah
Gelelim olayın siyaset yanına. Son başkanlık seçiminde Mısır'da ilginç bir oylama gerçekleşti. Liverpool'un yıldızı Muhammed Salah'a 1 milyonun üzerinde oy verildi. Aday bile olmayan birine bu kadar sevgi, futbolun büyüsü olmalı. Eğer rakibi diktatör Sisi olmasa, kesinlikle sandıktan o çıkardı.
Hatırlatma
Tam burada Erdoğan'ın bir ifadesini hatırlatacağım. Tüm büyük takımlarımızın statlarında Ekrem İmamoğlu lehine sloganlar atılmasına oldukça sinirleniyor. Son olarak bu kızgınlığını şöyle ifade etti: "Tesisleri biz yapıyoruz. Buralarda başkaları aleyhimize slogan atıyor."
Siyasiler gerçekleri görmek zorunda. Demokrasi hoşgörü rejimidir. Gerektiğinde yenilgiyi de kabullenecekler.
Kaybedilmiş bir seçimi, hiçbir hukuki temele dayandırmadan iptal edemezsiniz. 23 Haziran'daki olası devrilişi de kabullenmek mecburiyetindeler!
...
ÖZEL NOT: Ben yine de hatırlatmamı tekrarlayayım; "Kahveci kambur Ahmet'in çift yazan tebeşirine dikkat!"
***
Beklenen oldu
TFF başkanlığına beklendiği gibi Nihat Özdemir seçildi. Yönetime girenler arasında tek sürpriz Hamit Altıntop'tu. Tuhafıma giden isim ise eski futbolcu Alpay Özalan'ın ortalıkta dolaşmasıydı. Önce sokuşturuldu mu diye düşündüm. Sonra geleceğin yatırımı peşinde olduğunu anladım.
...
GÜNÜN SÖZÜ
Nice kötü insanlar vardır ki, hiç iyi yanları olmasa, daha az tehlikeli olurlardı. LA Rochefoucau