Fransa, Türkiye aleyhine şer yayınlarına başladı...
Bir taraftan Rusya'dan S-400, diğer taraftan ABD'de Patriot alıyoruz...
AB ile kavga ediyor, Suriyeli mülteciler için gelen paraları kasaya indiriyoruz. "Daha da ver" diye olmadık numaralar çeviriyoruz... ABD ile birlikte PKK'nın en büyük hamilerinden AB'ye durmadan lafla çakıyor, kapı arkalarında "ne olur bizi deliğe süpürmeyin" diye yalvarıyoruz... Fransa, PKK/YPG'nin sözde mahkeme kararlarını tanıdığını tüm dünyaya ilan ediyor, biz airbusları hangarlara dolduruyoruz...
Gel de çık işin içinden!..
ASALA'dan bu yana Türk'ün kanını içen terör örgütlerinin koruyucu meleği, uçaklarına milyar eurolar verdiğimiz Fransa'da neler oluyor haberdar mısınız?.. Orası çok mu uzak?.. O zaman, Fransa'nın sınırımızın yanı başında Kamışlı'da ne fırıldaklar çevirdiğini bileniniz var mı?..
AKP eski milletvekili Emin Şirin anlattı. Geçtiğimiz hafta sonu, oğlunu görmek için Cenevre'ye gitmiş. Akşam saatlerinde odasında televizyon kanallarını zaplarken, Fransa'nın çok seyredilen bir kanalının YPG hakkında hazırladığı bir saatlik programa denk düşmüş. Gerisini Emin Şirin'in ifadeleriyle aktaralım:
"Bir Fransız kanalında bir saatlik bir dokümanter çekmişler, seyrettim. Kamışlı'da çekişmişler, Kamışlı'yı anlatıyor. Bir hafta sürdüğünü anlatıyor çekimin. Bizim sınırımızdan bahsediyor. Onu görünce konunun ciddiyetini bazen biz burada realize edemiyoruz veya basının durumu pek bilgi vermeye müsait olmayabiliyor. Orada PKK devleti kurulmuş. Yani o 1 saatlik dokümanter güya IŞİD ile yaptıkları mücadeleyi anlatırken kurulan PKK devletini anlatıyor. Şöyle ki; işte devletleşmişler, mahkemelerini kurmuşlar, bütün devlet mekanizması kendine göre kurulmuş. Bunu nereden çıkartıyorum? Yakaladıkları IŞİD'lilere harp esiri muamelesi yapmıyorlar terörist muamelesi yapıyorlar ve bunları terörist olarak muhakeme ediyorlar. Kim ediyor? YPG'nin kurduğu mahkemeler. YPG derken bu dokümanterde en fazla göze çarpan şey mübalağasız hemen her sahnede duvarlarda Abdullah Öcalan'ın posterlerini görüyorsunuz. İş orda da bitmiyor. Muhakeme ettikleri bütün IŞİD'lileri endoktrine ediyorlar. Yani hapis yatıyor bunlar. Bu hapis cezası alan IŞİD'liler her gün bir kaç saat Abdullah Öcalan'ın doktrinleri çerçevesinde endoktrine ediyorlar. Onlarla da röportajların parçaları var. İşte ne kadar irşat olduklarını bunları bilmemekle ne kadar hata ettiklerini IŞİD'e çoğu para için girdiğini, felsefesini tasvip etmediklerini şimdide Abdullah Öcalan'ın doktrini ile aydınlandığını anlatıyor.
Mahkemenin salonunda Öcalan'ın posteri var
Mahkemeleri anlatmıştım. Ne kadar insani muamele yaptıklarını ve bu sözde YPG devletinin kanton devletinin esas itibarıyla tutuklu teröristlerin haklarına bile ne kadar riayet ettiğini filan da anlatıyorlar. Mahkeme başkanı hâkimle de ufak bir röportaj yapmışlar. O arada hâkim kanunu da hâlâ yazmakta olduklarını söylüyor. Kanun yazıyorlar. Herhalde kanton meclisi de onaylayacak. Başka şeyler de göze çarpıyor. Şimdi bu YPG'ye silahı kimin verdiğini biliyoruz. Şimdi devlet olarak bunların maaşlarını kim veriyor?.. Bu para nereden geliyor?. Bunların herhangi bir ekonomik faaliyeti yok. Eğer kıytırık bir miktar petrol çıkıyorsa bu petrolü kim satın alıyor? Oradan kim sevk ediyor?. Başka bir şey göze çarpıyor. Telefon kullanıyorlar. Ellerinde mobil telefonlar var. Bunlar hangi operatöre bağlı? Bunların roamingini kim temin ediyor? Yani eğer Esad için bunlar düşmansa Suriye'nin operatör sistemini kullanmıyorlar veya kullanıyorlar mı?.. Amerikalılar burada ayrı bir operatör sistemi mi kurdu? Telefonlar bedava mı, parasını kim tahsis ediyor?..
Tapu muamelesi yapıyorlar tapu... Tapu idaresinde röportaj yapmışlar.
Fırat'ın doğusunda Kamışlı'nın Kobani'nin mutlaka temizlenmesi ve bu sözde PKK devletlerinin varlıklarına son verilmesi şart. Bunlar bir müddet sonra mahkeme kararlarının tanınmasının yanı sıra uluslararası başka bir tanınmaya da giderler."
Emin Şirin'e Fransız televizyonunun programı kamuoyuna nasıl lanse ettiğini de sordum. Şirin, "YPG'den Kürt idaresi olarak bahsediliyor. IŞİD ile ne kadar güzel mücadele ettiği yakaladıkları IŞİD'lilere terörist muamelesi yaparken de insani çerçevede davrandığını ve devletleşme faaliyetine de süratle devam ettiği şeklinde" dedi. Emin Şirin, dehşet içinde izlediği programı anlattıktan sonra sözlerine şöyle devam etti;
"Bunlar son 5-6 yıllık politikaların ne kadar yanlış olduğunu göstermesinin yanı sıra - çünkü unutmayalım Kobani'ye biz yolladık bu adamları o hatalardan ne kadar çabuk dönülse o kadar kârdır- 2018'in başından beri yürütülen politika geç bile olsa doğru görünüyor. Bu arada Sayın Cumhurbaşkanının yanındaki bazı baş danışmanların sanki Fırat'ın doğusunun Amerikan kontrolüne bırakılabilirmiş gibi konuşmalarını da anlamakta zorluk çekiyorum. İnşallah Cumhurbaşkanı bunları dinlemiyordur."
Bendeniz de, sizler adına programın derhal yayından kaldırılması için Fransa'ya nota verilmesini bekliyorum. Yok... Yok... Müzik notası değil!..