Fiyat istikrar politikaları (2)
Dün bu köşede, fiyat istikrarı için genel olarak uygulanan para, kur ve bütçe politikalarını tartıştım. Devamı olarak;
4.Mal ve Hizmet arzının artırılması: Enflasyonun temel nedeni, arz-talep dengesinin bozulmuş olmasıdır. Arzın artırılması da, ürün bolluğu yaratır ve fiyat artışını frenler.
Arzı artırmak, kapasite kullanım oranının artırılması, yeni yatırım yapılması, bütçeden popülist harcamaların kaldırılması ve bu harcamaların yatırıma dönüştürülmesi şeklinde gerçekleşir.
Öte yandan üretim araçlarının etkin kullanılması, toplam faktör verimliliğinin artırılması; mal ve hizmet arzını artırır.
Toplam Faktör Verimliliği (TFV), GSYH''da istihdam, sermaye stoku gibi girdi olan faktörlere göre hesaplanan katma değer üstünde meydana gelen ve açıklanamayan artı katma değerdir.
Toplam faktör verimliliğini, teknolojik yenilikler, bilgi birikimi, işçi verimliliği, rekabet şartları, demokratik ve hukuki altyapı etkiler. Firma içi faktör verimliliğinde ise firma içi ve firma dışı faktörler etkilidir.
Firma içi faktörler, yeni teknoloji ve üretim teknikleri, Ar-Ge, yönetimde etkinlik, iş gücü verimliliğidir. Dışsal faktörler ise, rekabet ortamında iyileşme, girdiye ulaşım imkânları, altyapı kalitesi, finansmana erişim imkânları, hukuki, siyasi ve demokratik altyapıdır.
Ortodoks politikalar, uzun dönemde makro dengelerin sağlanmasına yöneliktir. Ancak bu politikaların başarılı olması, piyasa yapısına, istikrar sorununun büyüklüğüne göre değişir. Ayrıca, hukuki ve demokratik altyapı ve güven sorunu da başarıda veya başarısızlıkta etkili olur. Hükümet olan güvenin düşük olması, beklentileri de olumsuz etkiler ve politikaların başarı şansını düşürür.
Bu durumda özellikle kamu fiyatlarının dondurulması, enflasyonun altında ücret düzeltmesi ve kurların dondurulması, gibi şok önlemler alınmasını savunanlar var. Bu politikalara Heterodoks politikalar deniliyor.
Başka bir ifade ile Ortodoks politikalar orta ve uzun dönemde makro dengeleri yeniden kurmaktır. Heterodosk politikalar ise ağırlıklı olarak, kısa dönemli ve şok önlemlerdir.
Gerçekten başta kamuda, fiyatların sabit tutulması kısa dönem için mümkündür. Fiyatların sabit tutulması orta ve uzun dönem devam ederse karaborsa artar. Mal kıtlığı oluşur. Ayrıca kontrol sonrası fiyatlar daha yüksek oranda artar.
Kurların sabit tutulması, ithalatın ucuzlamasına ve enflasyonun düşmesine neden olur. Ama yine kısa dönem için uygulanabilir. Aksi halde resmî kur ile piyasa kuru arasında fark açılır.
Ücretlerin sabit tutulması devam ederse, sosyal patlama olur.
Bu nedenlerle, Heterodoks politikalar şok önlemlerdir ve bu politikaları yalnızca bir defa uygulamak imkânı vardır.
Türkiye''de 2021 sonrasında başlayan yüksek enflasyon ve kur artışını frenlemek için ilgili bakanın açıkladığı politikaların Heterodoks politikalarla ilgisi yoktur.
Sonuç olarak; enflasyon giderek arttı. Son on yılın en yüksek cari açığını yaşıyoruz. İflas risk primi (CDS) Rusya''dan sonra en yüksek olan ülke Türkiye''dir. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelmiyor, olan da çıkıyor. Bunlar krizin derinleştiğini gösteriyor. Ama beni krizden çok hükümetin tutumu korkutuyor. Çünkü istikrar programı yapmıyor.
Yaşamakta olduğumuz krizden nasıl kurtulabiliriz? Yarınki yazımda...